27 Aralık 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

27 Aralık 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

BASIN Gazeteciler Başbakan da olsa... H emen herşey 16 Ekimi takip e- den birkaç gün içinde cereyan etti. 16 Ekimde Başbakan Isparta- daydı ve Muhalefete en ağır hücum- larını yapıyordu. Bu arada bir ziya- fetten sonra Cumhuriyet gazetesin- den Mazhar Kuntla karşılaştı, se- lamlaştılar. Kunt yanında bulunan arkadaşını Başbakana takdim etti. ç Kim muhabiri Müfit Duru idi. Menderes Kim adını — duyunca kimbilir nasıl bır tedaı ile genç ga- zeteciye döndü AKİS'in bir yıl- hk mahkumıyetını Temyız tasdik etti. Ayağınızı denk alın" dedi. Son- ra konuşma başka mevzulara geçti. Başbakanın seyahati sona erip refa- katteki muhabirler İstanbula dönün- ce hâdise kısa zamanda şayi oldu. Bu arada haberi duyanlar arasında AKİS'in İstanbuldaki muhabirlerin- den biri de vardı. . 18 Ekim günü AKİS'in başyazarı o haftaki yazısını hazırlamak için mecmuaya geldiğinde herşeyden ha- bersizdi. Masasına oturdu. Gündelik gazeteleri okumağa başladı. İşte tam o sırada telefon çaldı. Pek âde- ti olmadığı halde Metin Toker tele- fonu açtı. Karşısında İstanbul mu- habırlerınden biri vardı. "Ağabey, doğru mu, AKİS'in bir yıllık — bir mahkümiyeti tasdık edilmiş?" diye soruyordu. Metin Toker şaşırdı. Bu da nereden çıkmıştı? Gerçi AKİS'- in Ankara Toplu Basın Mahkeme- since verilmiş bir hayli mahkümi- yet kararı vardı ve bunlar Temyız- de tetkik ediliyordu ama, bu dâva- Metin Toker Adresi: Ankara Hilton AKİS, 27 ARALIK 1958 lardan herhangi birinin tasdik edil- Ankara Hiltonda Yılbaşı S u satırları okuduktan hemen bir kaç gün sonra pek çok insan, ço- luğu, çocuğu ile evınde sıcak yuvasında mesut bir yılbaşı gecesi geçırecektı_r Gene k çok insan daha bu günlerden, -hattâ günlerce evvelden- İstanbul Hiltonunda, Çınar Otelinde, Ankara Palasta veya bunlara benzer lüks gazinolarda, eğlence yerlerinde masa ayırtmak derdine düşmüş olacaktır. 1958'i 1959'a bağlayan gece, sabahlara ka- dar yenilecek, içilecek, gülünüp eğlenilecek, dans edilecektir. İnsanlar hürriyetlerinin tadını çıkaracaklardır. Ailelerinin, çocuklarının çocuk- larının yanıbaşında olmanın huzura içinde mesut olacaklardır. Ama 1958'i 1959'a bağlayan gece dünyanın dört bir tarafında olduğu gibi Is- tanbulda Ankarada gülüp eğlenen, yeni bir yıla girmenin sevinci için- de yaşayan insanlardan uzak bir tekim insanlar da olacaktır. Bütün suçları sadece ve sadece mesleklerinin icabını yerine getirmek olan, sadece ve sadece inandıkları dâvaları müdafaa ettikleri, yılmadıkları, el etek öpmedikleri ve hak bildikleri yoldan dönmedikleri için dört du- var arkasına kapatılmış bu insanlar; gene pek muhtemeldir ki bu dı- şarda çılgınlar i eğlenen, hürriyetlerinin tadını çıkaran — insanlar içinde bazılarının yüreklerine ağır bir taş gibi çökecekler, hiç değilse bir takım vicdanların derinden derine de olsa sızlamasına yol açacak- lardır. Gazeteci oldukları için hapse atılmış bir takım insanların, ken- dilerini mahküm ettiren politikacılar, idareciler ve diğer insanlarla farkları nedir ki? Onlar da bir yılbaşı gecesini çolakları çocukları ova- sında geçirmek istemezler mi? Onlar da gülmek, eğlenmek, sevdikleri insanlara hediyeler almak istemezler mi? Elbette ki isterler. Elbette ki onların da dışardaki kadar, hele kendilerini mahküm ettirenler ka- dar insan gibi yaşamaya halıları vardır. Elbette ki onların da yoklu- ğunu hisseden, boyna bükük çocukları, eşleri, anneleri, babaları, sev- gilileri, dostları, arkadaşları vardır. Pek muhtemeldir ki içerdekiler, yılbaşı akşamının karanlığı üzer- lerine çökerken her zamankinden de koyu, her zamankinden de ağır bir hüzne kapılacaklardır. Ve gene pek muhtemeldir ki Ankara Hilto- nun üzerine çöken bu ağır havayı dağıtmak için içlerinden bazıları çıkacak arkadaşlarını güldürecek, huzn ünü dağıtacak bir lâf edebil- mek için çırpınıacaktır. akşam belki Şinasi Nahit bitip tükenmek bilmeyen fıkralarından birini anlatacak, Metin Toker o kendine has serinkanlılığı ile arkadaşlarına duvarların ötesini hatırlatmamağa lışacaktır Pek muhtemeldir ki Ülkü Arman, Nihat Subaşı 1çler1nde n Fatin Fuatı teselli edebılmek için -sanki kendilerinin de tesellıye ıhtıyaçları yokmuş gibi- türlü hünerbazlıklar yapmak zorun da kalacaklardır. Ama bunların hıç biri ve hiç biri hepsinin yüreğine çöken acıyı dağıtmağa yetmeyecektir. Onlar o akşam belki de sabah- lara kadar katı yataklarında kıvranıp duracaklar, gözlerine bir damla bile uyku girmeyecektir. Biz eminiz ki, içerdekilerin bu acısı zaman gelecek, unutulup gi- decektir. Zaman gelecek, bütün bu çekilenler sadece dillerde borak bir lezzet bırakan acı bir hatıra olarak hatırlanıp geçecektir. Bundan şüp- he etmiyoruz. Ama ya dışardakiler? Ya onların yılbaşılarını içerde dört duvar arasında geçirmesine sebep olanlar ne yapacaklardır? Bi- zim asıl merak ettiğimiz budur. Acaba onlar o yılbaşı akşamı sıcak yuvalarında veya viskisi bol eglence yerlerinde rahatlıkla ayaklarım uzatıp oturabilecekler midir? Yataklarına girdiklerinde içlerinde ufa- cık olsun, iğne başı kadar olsun bir sızı hissetmiyecekler midir? İşte bizim asıl merak ettiğimiz budur. n bile olsa nereden ve nasıl öğ- diğine dair hiçbir tebligat yapılma- mıştı. Eh, Temyizce de resmen teb- liğ edilmeden memleketin en yük- sek adalet merciinden haber sızacak değildi ya. Metin Toker bir an için böyle düşündü, Ama karşısındaki muhabir ısrar ediyordu: "Ağabey bunu Başbakan Ispartada söylemiş, iki arkadaşım kulakları ile duymuş- lar. Hem yanlarında daha 'başkaları da varmış". ak, bu ısrar dahi Tokerin Temyiz Mahkemesı hakkın- daki kanaatini degıştıremedı Meş- hur inatçılığı ile "Olmaz öyle şey, Temyiz Mahkemesinin tamamiyle gizli olan kararını bir insan Başba- k renebilir?" diyor, başka bir şey söy- lemiyordu. Soğuk duş u, telefon konuşmasından m Byedı gün sonra Temyiz Mahke- mesi 3. Ceza Dairesinin 10829 esas 14457 karar numarası ve 25.10.1958 tarihi ile AKİS'in bir yıllık mah- kümiyetini tasdik etti. Bu karar 27 Ekim 1958 de Metin Tokere tebliğ edildi. Bu, başyazarımız için lenmedik bir haber değildi. Onu şa- şırtan tek nokta, Başbakanın 11 gün evvel Ispartada bulunduğu kehane- tin doğru çıkmasıydı. Bu günkü kâ- nunlarla hapse girmesinde, mecmu- 15

Bu sayıdan diğer sayfalar: