18 Kurtul Altuğ taşladı! Kâbeyi undan bir müddet evvel AKİS mecmuasına, — Ankara savcılığı eliyle bir tekzip tebliğ olundu ve bunun neşri emredildi. Tekzibin altında avukat Muammer Aksoyun imzası vardı. Her yerde Basın ka- ua riliğini yapan Muamm ımzasını savcılıkla tebliğ edılen bir “"Basın kanunu gereğince" emri- nın yanında görmek AKİS idareci- . Fakat tekzip o hayret, duşulen şaşkınlığın yanında hiç mesabesin- de k. a Muammer Aksoyu n savcı vetosundan gecen yazısı, bir cısı da Aksoyun hislerine katılıyor- du ki, tekzip edilen yazıyla alâkası bulunmayan başyazarımıza teca- neşredilmek üzere gönder- AKİS okuyucuları bu tekzibi yandaki sütunlarda — bulacaklardır. Muammer Aksoyun yazıp savcının tasdik ettiği satırları sadece oku- yucularımız bir fikir edinsinler di- ye neşrediyoruz. Bizim kanaatimiz- ce haksız tecavüzler ancak müte- cavizi yaralar. Bu yüzden ğın emrini yerine getirmedik ve bu kararımızı savcılağa bildirdik. Savcılık aleyhımıze dava açtı ir T e Bir müdafaa eçen ayın ortalarında mecmu- n yazı işleri müdürü Kur- tul Altug aleyhindeki duruşma An- kara Toplu Basın Mahkemesinde min Gebızlıoglu lbrahim Kepeci- 1 Özaydın'dan ku- onunde başladı. Savcı Ayınakoğlu cezalandırıl- mamızı istedi. Bunun üzerine Kur- tul Altuğ mukaddes bilinen müda- faa hakkına — dayanarak savcının ceza talebini şu şekilde reddetti: "Sözlerim kısa olacaktır. Bu söz- erimi s hakkındaki müda- faam olarak da kabul buyurmanı— zı ve kararının vermenizi rica e- diyorum. Hadise öylesine basıttır ki üzerinde ziyadesiyle durmaya üzum hissedilmeyeceğinden emi- nim. Mesele basit olmakla beraber ne getiremediği, suç işlemi dettiği için hakkında ıddıan ame düzmüş ve gazeteciyi mahkemeniz huzuruna çıkarmıştır. Savcılıktan, neşretmemiz tale- biyle Muammer Aksoyun tekzibini aldığımızda hayretle okuduk ve bir yanlışlığa ihtimal — verdik. Tekzip ve tekzibin taallük ettiği yazı biraz evvel burada okundu. Siz de gördü- nüz ki bütün tekzıp, yazıda bahsi dahi geçmeyen, azıyla uzaktan yakından alâkası bulunmayan bir üçüncü şahsa, başyazarımıza teca- vüz maksadıyla kaleme alınmıştır. Muammer Aksoy kendisi hakkın- daki satırlara cevap verebilir, bir zühul bulundugu ıddıasındaysa tas- hih edebilir. Ama durup rurken başyazarımıza tecavüz edecek, baş- yazarımız hakkında ipe sapa gel- me kendisine z sözler söyleyecek, Ankara savcısını şerik yapıp bu yaveleri zorla neşrettirmeye kal- kışacak.. Buna hiç bir kanunun ce- vaz vermeyeceği aşikârdır. Böyle düşündüğümüz içindir ki tekzibi savcılığa iade ettik, meseleyi de Adalet bakanlığına aksettırdık Ay- nı gün savcılıktan gelen cevabı il- kinden de büyük bir hayretle oku- duk. Savcılık görülmemiş bir hu- kuk nizama koyuyor ve Basın ka- nununun 19. maddesinde "Cumhu- riyet müddeiumumisinin kararı ka- tidir" ibaresinin bulunmasını ba- hane ederek bunu "Cumhuriyet müddeiumumisinin her karakuşi kararı katidir" mânasına alıyordu. Bunun üzerine savcının kanunsuz emrini nazarı itibara almadık ve suç işlemeyi Treddederek, — üstelik başka bir noktadan daha tekzip k zi p kanuna açık şekilde aykırı bulun- duğundan tekzibin neşrinden imti- na ettik. Size bu imtinamızın huku- ki ilci sebebini arzedeyim: 1 - Tekzip bahanesiyle bir tt- çüncü şahsa sataşmaya kanun maddes e vermemektedir. Başyazarımızın hadısede alâkası nedir ki tekzipte kendisinden his geçiyor? ÜUstelik, lütfen elinizi vıcdanınıza koyunuz ve şu satırları dinleyiniz: "Ondan ona lâf taşımak gibi bır hareket ancak başyazarı— nız gibi şahıslara yakışır", "Siy hayatımızın ir bahtsızlıgı eseri başyazarımızın hısımı olan de- ğerli devlet adamı..." Bu satırları KOYMADIĞIMIZ 1 Akis dergisinin, dürüst şahıs- hakkında — yalanlarla dolu neşrıyatta bulunma serisinde, sı- ranın geçen sayı bana gelmiş ol- masına hayret etmedim. Bunu b yük manevi ve maddi meşakkatle yapılan bir avukatlık — vazifesinin ücreti olarak kabul ediyorum. kkımdaki kırlerıme karşı olsaydı, gi ve gazetede cevap verirdim. Ancak baştan sona kadar şahsım- la ilgili yalan havadısler bahis ko- nusu olduğundan, cevap hakkını dünyanın her demokrasisinde ta- nınan nisbette kullanmağa mecbu- satırlarınız fi- başka der - . İstenilmeyen gönüllü olarak ve kendiliğimden partiler arasına girdiğim iddiası yalandır. 4. Ondan ona lâf bir hareket, taşıma gibi "hiçbir ideali havadis sattı- önünde ikrar eden baş yazarınız gibi şahıslara yakışır. ütün siyaset adamlariyle susi mahiyetteki konuşmalarım, Ilgılılerın talep hatla ricaları üze- rine vuku bulmuştur. Bu gerçeği, siyasi hayatımızın büyük bir baht- sızlığı eseri başyazarınızın hısımı olan değerli devlet adamından da ogrenebılırsın İz. . Bir buçuk seneden beri mu- halıf partileri birbirine düşürmek için elden gelen her türlü yakışık- sız neşrıyatı yapan derginizin baş- yazarı istisna edilirse, hiçbir ga- zeteye gitmiş ve muayyen surette ında bulunulmasını muhabirle- rinden rica etmiş değilim. Ondan ricam da, "Hürriyet ve Millet par- tilerini bu def acık olsun tahrik et- meyiniz de isterseniz lehte tek sa- AKİS, 27 ARALIK 1958