uçağıyla Beyruta gitmek üzere mey- dana yollandığı zaman basit bir kap- tıkaçtıya bındırıldı Bayraksız, plâ- kasız ve mu h fızsız araba, program- dan bir gün önce, kimsenin dikkatini çekmeden elçılık binasından ayrıla- bilmek için en emin vasıta sayılmıştı. Fransa Son perde eneral De Gaulle hazretlerinin G kendi yazıp kendi sahneye - duğu piyesin son perdesi de nihayet bu haftanın başında Pariste oynandı. Referandum, Anayasa ve milletvekili seçımlermden sonra, şimdi d cumhurbaşkanı seçımıne De Gaulle kendi elcegızıyle hazırla- dığı Anayasanın hükümlerine — göre Besinci Cumhuriyetin başına getiri- lecekti. Herşey önceden tasarlandığı gibi oldu. Cumhur aşkanını seçecek olan mılletvekıllerı belediye reisleri ile mahalli meclis azalarından muteşek— kıl bulunan 75.000 küsur kişilik "Bü- k Seçmenler Heyeti", tam De Ga- ulle cülerin istedikleri gibi kurul— muştu. Burjuva, muhafazakâr ve es- naf unsurlar elbette De Gaulle' den başkasını seçemezlerdı Nitekim, "büyük kurtarıcı" reylerin O 75 ini kolayca alıverdi. i kalan & 25 ise, Georges Marrane ile Albert Châ- telet arasında dağıldı. Georges Mar- rane Fransız Komünist Partisinin fe- dayı olarak ortaya çıkmıştı. Paris Fen Fakültesi dekanı bulunan Albert Châtelet ise, Demokratik kuvvetler Birliğinin adayı sıfatıyla seçimlere katılmıştı. Kazanamıyacağını bile bile seçimlere girişinin sebebi de. De De Gaulle — Coty Halef ve selef AKİS, 27 ARALIK 1958 Gaulle'ü istemiyen, fakat Komünist- lere de rey vermeyen unsurların rey- lerini ifade — edebilmelerine imkan hazırlamaktan ibaretti. eni Cumhurbaşkanı, kendisin- den önce gelip geçmiş onaltı Fran- sız Cumhurbaşkanından çok daha kuvvetli olarak vazifesine başlamak- tadır. De Gaulle, ileride bu mevkie geleceğini gayet iyi bıldıgı için, A- nayasayı hazırlarken cumhurbaşkan— lığı selâhiyetlerini geniş bilhassa itina göstermiştir. Cumhuriyet esaslarına göre, De Ga- ulle hazretleri başbakanı bizzat ta— yin edebilecek, hattâ, —nüfuzu sa sinde öbür bak nların tayınlerınde de soz sahıbı olabılec Yeni rejime göre, Fransa, da başba- kanlıga kımın getırılecegı henüz bel- li degıldır Fakat Soustelle'in başba- kan olmıyacağına muhakkak naza- rıyla bakılabılır çünkü kendisinin muhalif, muvafık bir hayli düşmanı vardır. Şimdiki hâlde, başbakan ol- sı en çok muhtemel bulunan kim- se De Gavulle kabinesindeki Adalet Bakam M. Debre'dir. Almanya Hep o eski çıban nın en yakışıklı belediye <<A başkanı" diye tarşıınan Batı Berlın Belediye" Başkanı Willy Brandt, geçen hafta sonunda, hem- şehrılerının arasına döndüğü zaman, itibarının en yüksek noktasında bu— lunuyordu. 44 yaşındaki enerjik si- yaset adamı Paristeki Nato toplan- tılarından iyi haberlerle — geliyordu. Batı dünyasının dışişleri bakanları, Berlin mevzuunda Sovyetlerin giriş- tikleri tehditlere boyun eğmeyecek- lerini ve taahhütlerine sadık kalarak Berlinden ayrılmıyacaklarını açıkça ilân etmişleri Sovyetler Bırlıgı Berlindeki iş- gal —kuvvetlerini ve işgal idaresini geri çekmek 1stemektedır Krutçefin söylediklerine bakılırsa, şehrin idare- si Doğu Almanya maka larına ter- kedilecektiv. Şehir, zaten bütünüyle Doğu Almanya içinde bulundugun— dan, böyle bir devir, Krutçefe göre uhım bir mesele dogurmayacaktır Halbuki Batılılara göre, mesele, bambaşka bir mahiyet taşımaktadır Berlinin dörtlü bir işgal altına ko- nulması, daha harp sona ermeden, 1944 yılında imzalanan anlaşmalarla kararlaştırılmış, Potsdam'dan da ni- hat durum tesbit edılmıştı Almanya— nın Sovyet işgal bölgesinde kalan Berlın dort büyük devlet, yani Ame- rika, Ingıltere Fransa ve Sovyetler Bırlıgı tarafından idare edilecekti. Sovyetler şımdı, tek taraflı bir ka- Berlinin de boşaltılmasını istemekle böyle dörtlü bir anlaşmayı ihlâl et- miş oluyorlardı. Amerika, İngiltere, ve Fransa Batı Berlinden çe es ler ve yine dörtlü idareyi devam et- tirmek isteseler, bu Al DÜNYADA OLUP BİTENLER Willy Brandt Hitler tipinin sevimlisi defa da Doğu manya temsilcileriyle temasa geç- meleri icabedecektir. Şehrin muhtelif meseleleri, çeşıtlı komisyonlar kurul- masını, 1 bir müşterek mesa- inin yürütulmesını zaruri kılmakta- dır. Bu mesai sırasında Doğu Alman- ya makamlarıyla temasa geçmek de- mek. Doğu Almanya Devletim tanı- mak demek olacaktır. Halbuki, Al- manyanın birleştirilmesini isteme ve Doğu Almanyanın mevcudiyetini hukuken tanımamak, yıllardan beri Batı polıtıkasının esaslarından birini teşkil etmiştir. Lüzumsuz telâ alına bakılırsa, Batılıların bu gö- A rüşlerinde bazı sakat noktalar da yok değildir. Meselâ, Doğu Alman- ya Devletini hukuken tanımadan d Komünist Almanlarla münasebetleri idame ettırmek pekala mumkundur Nitekim, Almanyanın iki yanı- nı da alâkadar eden ışlerde Bonn Hü kümeti, şimdiye — kadar bu şekılde davranmaktaydı. Hattâ, son buhran devam ettiği sırada bile, iki Almanya arasında bazı andlaşmalar imzalan- mıştır. Doğu Almanya kendi toprak— ları içinde bulunan Batı Berlinin ia- şesi için bundan sonra daha fazla ko- laylık göstermeyi taahhüt etmiştir. Bütün bunlar, Sovyetlerin bütün Ber- lini tamamen Dogu Almânyaya tes- lim etmek niyetinde olmadıklarını ve müttefikler çekıldıklerı takdirde, Batı Berlinin idaresini de Batı Al— mânyaya devre hâzır — olduklarım göstermektedir. Ayrıca, 1949'da ol- duğu gibi bir ablukaya — gidileceği- ne ve Batı Berlin halkının açlık teh- likesiyle karşı karşıya bırakılacağı- na dair işaretler de mevcut değildir. 253