l;le ortadan kalkıyordu ve biz- milletvekilleri .bu-doktorla hastamn ıyıleştırılemeyecegıne it- âılkçe daha kati şekilde inanıyorlar- Demokrasi Kayma -Kaynaşma u haftanın başında bir gün, saba- B hın oldukça erken saatinde İstan- bulda Taksim meydanına bakan İs- anbul klübünün bir köşesinde alâ- ka uyandırıcı bir görüşme cereyan edıyordu İki kişi, oturmuş konuşu- yorlardı. Oturanlardan biri orta boy- , munis yüzlüydü. Hür. P. ala ku- rucularındandı ve partısının İkinci Başkanlığını deruhte etmişti. Enver Güreliydi. Enver , büyük bir samimiyetle, karşısında oturan ga- zeteciye vazıyetı anlat Hür. P. fetı bır araya top- lamak ıçın butun fedakârlığı artık göze almıştı. Bundan bâr hafta evvel çıkarılan tebliğde de belirtildiği veç- hile Muhalefetin memlekete sağladı- ği rey ekseriyetini Meclis ekserıyetı hâline getirmeğe mutlak lüzum di. Hür. P. bunun yollarını araştır— Enver Güreli — — En iyi yol, bütün Muhale fet partilerinin C. H. P. içinde birleş- meleridir" dedi. Sonra, kanaatlerini, 'belki bu ke- limelerle degıl, ama bu çerçeve da- hilinde açıkladı: M mleket demok ratik re]ım b ir muayyen noktaya gelmiştir. Nokta kritik noktadır ve orayı atlamak için aynı şekilde düşünen insanların bir güç birliği yapmalarına ihtiyaç vardır. Muhalefet partileri, hedefleri — şimdi aynı olduğuna göre bir araya gelme- lidirler. Nitekim, böyle bir teklif de yapılmıştır. Fakat Hür. P. ile C. M. P. ve Köylü Partisinin birleşmesi, böylece bir Üçüncü B urması mâna taşımayacaktı Bilâkis, bu P. P. nin yag sürecektir. Ta- bii ommııızdekı imlerde böyle bir blokun reyleri hangı nisbette dağı- tacağı belit değildir, fakat bir dağı- lışın olacağı muhakkaktır. O halde, D. P. yi iktidarda tutacak, daha dog- rusu orada tutunmasına yardım ede- bilecek bir yola sapmanın faydası yoktur.Buna — mukabi di doğruya C H. P. ye katılmak, ya- hut hiç olmazsa, müstâkil kalına- caksa seçımlerde P. nin karşısın- da C. H. ya]nız başına bırak- mak en doğru yoktur. Enver Güre- “— Biz, Genel idare Kurulunda arkadaşlar tesanüt halindeyiz, dedi. iç birimisin şahsi endişemiz, tale- bimiz, düşüncemiz yoktur. C H. P. ye katılırsak kollarımızı — sıvar ve ilk kademedekı kongre delegeliğin- den başlayarak. yeniden — çalışmaya başlarız. C. H. P. ye girdiğimizde dağılır mayız, yoksa orada, — batılı manasıyla bir kanat mı teşkıl ede- riz, bunu hâdiseler — gösterecektir. Fakat her halde, şimdiki fikirleri- mize sadık kalarak Şimdiki C.H.P. AKİS ,18 EKİM 1958 de yer almamız kabildir. Zira C. H. P, bugun aynı dâvaların peşindedir. Enver Güreli, büyük bir açık kalblıhkle ilâve etti: — Denilebilir ki: Yarın C. H. P. de vaadlerını tahakkuk ettirmezse ? Ne olacak, vaadlerini ta- hakkuk ettırmeyen D. P. içinde na- sıl davrandıksa öyle davranırız. Ya- ni, mücadelemizi evvelâ parti içinde yaparız başaramayınca veda eder çıkarız. Çıkarız ve vaadlerini tut- mayanların karşısına dikiliriz. Bunu yapabilecek insanlar — olduğumuzu, sanırım, Türkiyeye ispat etmiş bu- lunuyoruz Enver Gureli, yeni bir parti teş- kilini başka sebeplerden de uygun görmediğini muhatabına nakletti. Yem bir parti kurmak, yeniden köy- lere kadar dağılmak demekti. Bıra- kınız tüzüğün tasdiki dahi kabil olacak mıdır, belli değildir, ama mevcut kanunlar ve şartlar altında böyle bir teşebbüse gırışmenın guâ lüğü inkâr götürür mü? Kal H. P. gibi kuvvetli ye hazır bır bün- ye de, mevcuttur. Bu bünye içine gi- rilebilir. ve orada, prensiplerine sa- dık uzuvlar halinde memleket, mil- let hizmeti görülebilir. Bunun için hissi sebepleri unutmak lâzımdar. Hür. P. nin mesul adamı ilâve etti. "— Bugün , her şeyden lizme muhtacız. Herkesin hissi bir takım sebeplerı bulanabilir. Fakat kendimize bunları rehber yapmamak mevkiindeyiz. Zira, benim — kanaa- tim, tarihi bir vazıfeyle karşı kar- şıya olduğumuzdur. Hadiselerin se- viyesine çıkabilecek miyiz, — yoksa Melerimizin seviyesinde mi kalaca- ğız? Bunu, yakın günlerde alacağı- mla kararlar gösterecektir." " ok rea- Enver Güreli Realizmin — fazileti Okuyucu mektupları Dış Politika Hakkında S on senelerde Orta Doğu- Müd- lüman memleketlerine ne oldu bir türlü, anlayamıyorum Mısır, İran,. Suriye, Irak, Urdunde hükümet darbelerı ve bir takım hadiseler birbirini yor. Son olarak Pakistan da böy- le bir harekete sahne, oldu. Tevekkeli dememişler. "Üzüm, üzüme baka baka kararır" diye. Nezihi Uygur - Ankara * İktidar hakkında ktidarın her sahada bir takım Muhalefet ' partisi ileri gelenleri İktidarın yanlış tu- tumunu tenkid ediyorlar ve nasıl hareket etmesi gerektiğini izah e- diyorlar. Fakat İktidarın söylenin lenlere ve gerçek tavsiyelere hiç aldırdığı yok. Dizginler elinde, a- rabayı istediği gibi sürüyor. Tabii bu arada biz vatandaşların kolları, bacakları, gövdesi ve başı araba- nın altında kalıyor, eziliyor. Bu durumda Ankara sahneleri- nin birinde oynanmakta olan bir piyesin adı bakın ne güzel e Değirmen Dönerdi". Bülent Tülin Katin - Ankara * emlekette herhangi bir mad- denin yokluğa -var olan mad- de de göstermek çok güç ya- baş gösterince hükümet hemen gerek- li tedbiri alıveriyor: Fiyatları don- durmak. Böylelikle iç politikadan dış politikaya, dış politikadan ik- tisadi politikaya kadar Hükümeti- mizin bir "Zorlu" politika güttüğü meydana çıkıyor. Hükümet mensuplarımız içinde bir "Zorlu" kimsenin — bulunduğu nasıl da anlaşılıyor? İsmail Atine. - İstanbul Pahalılık hakkında uzun samandır yokluğa hisse- dilen ihtiyaç — maddelerine bir de elektrik ampulü eklenmişti ya.. Hükümet hemen bunun için de ge- rekli tedbiri alıverdi: netmem. Bu fiyata ampul alıp kul- lanabılecek miyiz? İhtimal vere- Zat D. P. İktidarı bu mem- leketi bır manevi karanlığa sürük- Simdi elektrik ve elektrik getirdikten sonra addi karanlığa a bürünmüş oluyo! E aklı evvel İsmet Paşa Meclis kürsüsünden D. P, lilere dememiş miydi: "Işıktan korku- yorsunuz" diye. Muzafler Öztürk - Eskişehir