mahrum etmesinler" dedi. Kravatsızların lideri mevkiinde Sarıyerli avukat Oğuz Oran vardır. Şile İlçe başkanı Yaşar Keçeli, il idare kurulundan Mümtaz — özarar ve cazibeli Güzide Tanrıyar grubun ileri gelenleridir. iki karargah u haftanın başında İstanbulda Bkulis faaliyeti son derece arttı. Tüzükçülerin — propagandasını grup ilçe başkanı yapıyordu. İlçe başkanlarının — başında Kadıkoyun genç ve enerjik başkanı avukat Sa lih Nuri Tüzel vardı. Tuzukçuler kendilerine karargâh olarak Beyoğ- lu ilçe başkanı avukat Reşit Ülke- sin — Cağaloğlundaki — yazıhanesini seçmişlerdi. Bu hafta içinde - orada müteaddit defalar toplandılar. Buna mukabil Kravatsızların propaganda sını bizzat Oğuz Oran ile Keçeli yü- rütüyordu. Onların toplantıları ba- zan Galatadaki Samsun . Karadeniz kıraathanesinde, bazan da Taksim- deki Güney Parkta yapıldı. Bu sa- tırlar yazılırken parti kongrelerinin klâsik iki delege ayartma usulü, ra- kı sofrası başında ikna veya Kura- a el bastırma henüz tatbike kon- mamıştı Fakat çalışmalar başladı- ğında o yollara da — gidileceğinden kimsenin şüphesi yoktur. Kulaklara Küpe | şte İstanbul Kongresinin hazırlık- ları ve kulis mücadeleleri bütün hızı ile böyle devam ederken hafta- nın ortasında İzmirden İstanbula bir politikacı akını başladı. Başta Gü- lek olmak üzere pak çok C. H. P. li İzmirden Istanbula geçtıler Hem de beraberlerinde İstanbullulara bir mi- sal götürerek. Bu misal, İzmir İl Kongresi idi ve Istanbullu hizipçile- rin bu kongreden almaları gereken dersler vardı. Zira bu haftanın İlk gününe kadar İzmir il teşkilâtının da İstanbuldakinden bir farkı yok- tu. Vaziyet karışık görünüyordu. Teşkilat ikiye bölünmüştü, hizipler birbirine girmişti, ışın içinden çıkı- lamayınca Leblebicioğlunun başkan- lığında geçici bir İl İdare — Kurulu aşa getırılmıştı 'Yedi aydır işler bu geçici heyet tarafından tedvir edilmiş, hizipçilerin aralarında — an- laşmaları için müsait bir semin ya- ratılmağa çalışılmıştı Ustelık İkti- dar da, Eğenin kalbi bir saman- lar D. P. kalesı olan bu şehirdeki muhalefet kongresine son derece bü- bir ehemmiyet veriyordu. Ama Izmırlıler bu haftanın başında, ay- lardır, yıllardır sürüp giden hizip mücadelesine kesin bir şekilde son verdiler. Hem de kongrelerinde tek çatlak ses çıkmadan, tek kişinin kal- bi kırılmadan; 'Sanki sihirli bir el -daha doğrusu yekvücut olma zaru- retinin anlanışı- kongreyi bir kar- deş kavgasına değil, bir aile müna- kaşasına bile sürüklenmekten kur- tardı. Dışardan tek kişinin bile mü- dahale etmediği kongre, son derece AKİS, 11 EKİM 1958 Fazıl Şerafettin Bürge Mahalleye avdet demokratik bir şekilde ve söz aya- ğa düşürülmeden sadece verilen rey- lerle aylardır sürüp giden kaynaş- mayı kesti attı. Elbette ki tamirden İstanbula gidenler, bu sihirli hava- nın hiç olmazsa bir parçasınıda be- raberinde götürecekler ve alınması gereken derse İstanbuldaki P: İilerin dikkatini çekeceklerdi. Dr. Lebit Yurdoğlu Kazanan adam Yıllanmış bir dâva | zmirde iki hizip vardi. Bunlardan biri liderinin küçük adı ile -Lebit-, diğeri de ötekinin soy adı ile -Sav- ran- tanınıyordu. Yıllardan beri Lebitçilerle- Savrancılar çekişip du- ruyorlardı. Dr. Lebit Yurdoğlunun hizbi çok gezen, çok onuşan ve gençleri saflarında barındıran bir Hi- zip olduğundan teşkilât üzerinde hâ- kimiyet peydah etmeye başlamıştı. unu gören Savrancılar dâvayı ta- mamen kaybetmektense — başka bir taktiği denemeğe — kalkışmışlar ve her iki hizbin de mücadeleye katıl- maması, tarafsız bır ekıbm iş başı- na gelmesi rtaya atmışlar- dı. Ama buna Dr. Leb t grubu ya- naşmamıştı. Yarı ından fazlası ka- zanılmış bir dâvayı ne diye bırak- " sınlardı! Dâva "ya hep, ya hiç" da- vasıydı. İşte bu haftanın ilk günü, İzmir İl Kongresine bu hava içinde girildi. Ancak bu arada İzmire çev- rilmiş bir takım gözlerin varlığı da hissedildiğinden mücadelenin — sözle eğil reyle yapılmasına zımnen de olsa karar verildi. Taraflar kongre- de kalkıp birbirlerine vurmayacak?- lardı. Mücadele kulislerde yapılacak, kongrede sadece reyler konuşacaktı. Bu taktik -biraz da — Savrancıların karşı tarafın ezici kuvveti Öönünde mücadeleyi kabulden çekinmesi yü- zünden- tuttu. Dolayısı ile de İzmir İl Kongresi örnek denilecek bır ol- gunluk ve vekar içinde ge nuşan reyler Dr. Lebit taraftarları— nı İzmir teşkilâtının başına geçirin- ce Savrancılar asil bir şekilde sah- neden çekildiler. Madem ki demok- rasinin miyarı reylerdi ve bu reyler aleyhlerinde tecelli etmişti, o halde iş başına geçmek iddialarından yaz geçecekler ve İş başına geçen arka- daşlarına müzahir olacaklardı. Tabii, mücadeleyi terketmeden... Mücadele içindeki mücadele . H. P. İzmirdeki kongre- C si geniş bir alâka gördü. Lider- ler ful kadro ile kongreyi takip et- mek için İzmire geldiler. Zaten bun- ların bir kısmı -Barutçu, Aksal. Me- len, Güley, v.s.- hayli zamandır Ege- deydıler ve kasaba kasaba, dolaşarak Egeyi Muhalefetın kalesi haline getirmeye çalışıyorlardı. grenin arifesinde bu kadroya Gülek ve Feyzioğlu da katıldılar. Böylece İzmir kongresi Güleki, — Barutçusu, Aksalı, Feyzioğlusu, Meleni ile sa- yıları onbm bulan bir — milletvekili -İzmirlilerin tabiri ile "Ankaralı Mu— şahitler"- kadrosuyla takip Dikkati çok çeken noktalardan bırı de, "Ankaralı Müşahitler"in gerçek- ten birer müşahit kalmaya çalışma- ları ve İzmirlilerin — mücadelesi- ne hiç karışmamaları oldu. cak bu arada, alttan alta da olsa, dışarı vurulmasa da "Anka- ralı Müşahitler" arasında da bir baş- ka mücadele göze — çarpıyordu. Bu mücadele daha ziyade devler orasın- da yapıldı ve İzmirlilerin mücadele- 7