nun ve Dünya Bankasının kredi hac- minin genışlemesıne lüzum vardı u ise, i ların* n . Dünya Banka- sının ise 1 milyar 400 milyon dolar- lık kudreti vardır. Demek ki, kota- lar arttırılmalıdır. Tabii bu lüzum, aslında, yeni A- merikan kredileri saglamak manası- aktadır. Zira yoklu undan satın alma gücü, dolar kıtlığından ileri gelmektedir. Dünya çapında mübadele dolarla yapıldığı- na göre her şeyden çok Amerikan parasına ihtiyaç vardır. Zaten bü- tün feryatların, — sonda gelip oraya dayandığı herkesin malümudur. An- lerson Yeni Delhide bu yolda bir tek- liflle ortaya çıktığında kongre çev- resinde bir ferahlık hissedildi. "Eisenhower teklifleri" merika, işin ucunu yeni Ameri- kan kredisine dayandığını anla- mamış değildir. Nitekim bilhassa sterlin bölgesine mensup memleket- ler Para Fonunun ve Dünya Banka- sının sermayesinin artması lehinde kampanyaya girişince evvelâ yumu- şak davranmamış, esenin açmamıştır. Fakat Krutçef rubleleri daha cömertçe dağıtmaya başlayınca ve bilhassa Afrika, Asya ve Güney Amerikaya Rus kredileri açılınca EFisenhower vaziyetini değiştirmiş- tir. Amerikanın verdiği —Amerikan dolarının bazı mılletlerı rencide et- tiği ve bu par: net yerine duşmanlık getırdıgı Washington'.un gözünden kaçmamıştır. Fakat ruble- lere sahayı açık bırakmak da bahis mevzuu olamayacağına göre bir for- Anderson - Polatkan Ne koparsa kârdır Sehpasız tığa ve a Verdıgı arında müd nışletılmış Fonu iç Dışişleri ması için Amerika Bırleşık Devletlerının sarfet- tiği gayretlerden bahsetmekteyı Amerika, As-' yalı memleketlerle ımzaladıgı tıcaret anlaşma— müm olduğu ka tutuyor ve hazan dort seneyı bile g detler sayesinde geri kalmış memleketlerin tica- ret rejimlerine istikrar verilmiş oluyordu. Ayrı- ca, yine Washington hükümetinin gayretleı'ıyle lhracat - İthalât Bankasının sermayesinde bü- yük bir artış kaydedilmiş ve boylece hususi te- şebbüslere yapılabılecek yardımların hacmi ge- in de varitti. Kalkınma A merikan Dışişleri Bakanı Foster Dulles, çen hafta içinde öyle akıllıca sözler soyledı ki, son beş altı senedir kendisinden sadece man- klı selime aykırı lâflar işitmeğe alışmış olanlar bir türlü kulaklarına inanamadılar. Dul- les, Kemoy ve Matsu adaları ile alâkalı olarak makül memleketlerin iktisadi beyanattan sonra, geri kalmış kalkınması mevzuunda Bakanı, Asyanın lktısadı kalkın- dar uzun geçen bu müd- eme Milletlerarası Para Tabıı geri kalmış m Bu genişl ketlerde girişilecek büyük prOJelere de yardım imkânları temin edılmiş ve bir Kalkınma İstikraz Fonu kurulmuştu. Bu arada, bazı memleketler- de takip edilen yatıran proıelerının rizikolarını azaltmak ve müteşeb- bislere cesaret vermek ü yet, Amerika Bırleşık Devletlerı ere çeşitli temınat tedbırlerı alınmıştı ünya kas Niha- sermaye katan memleket olarak, Asyalı milletlerin kalkınmasında mali yükün büyük bir kısmını yüklenmekte ve meselâ Colombo Plânı gibi projele- ri fiilen desteklemekten geri kalmamaktaydı. Fakat, asıl mühim olan, son cümle termek istiyoruz kı mesi pekâlâ mümkündür v ydı Amerikan Dışışlerı Bakanı şöyle diy beşerı hurrıyetlerle lktısadı refahın bırlıkte git- eten Dulles'ın beyanatını bitirirken söylediği ordu: "Dünyaya gös- erlemek uğruna beşeri hürri- yetlerden fedakarlıkta bulunmak şart degıldır. zık ki, Dulles'ın kırk Uzak D buhranının heyecanı ıçınde unutulup lerdeki devlet adamları da bunları duymamazlıktan geldıl mülün bulunmasına zaruret hasıl ol- muştur. İşte, Amerikayı ziyareti sı- rasında MacMillan Başbakana bu iki mali —teşekkülü —hatırlatmıştır. Yardım bunlar vasıtasıyla yapılabi- lir. Amerika perde arkasında kalır, fakat kus rekabeti de önlenebilir. Teklif Eisenhower'e munis gelmiş ve Başkan Aağustosun sonunda üç noktalık bir Amerikan görüşü tesbit etmiştir. Anderson Yeni Delhiye işte bu üç nokta cebinde olarak gelmiş- tir. Amerikan — teklifine göre para Fonunda milletlere ait kotalar .arttı- rılacaktır. Para Fonunun 10 milyar- Amerikan kotası İngiltereninki 1 milyar 300 milyon, Fransanınki 525 milyondur. Bunun yüzde 25'i al- tın olarak, geri kalanı milli para o- larak yatırılmaktadır. Şimdi, bu ko- talar, yani sermaye arttırılacaktır. İkinci nokta, Dünya Bankasının ser- mayesinin arttırılmasıdır Üçüncü nokta bilhassa az gelişmiş memle- ketleri alâkadar etmektedir: Dünya Başkasına bağlı olarak yeni bir te- şekkül yaratılacak .ve bu müessese az gelinmiş, memleketlere — uzun vadeli yılda bir söyledigi bu doğru sözler Bazı memleket- Eisenhower, tek- rakkam uzerınde krediler açacaktır. liflerinde hiç bir durmamıştır. Bu haftanın başında Yeni Delhide maliyeciler rakkam meselesini ortaya attılar. Tahmin olunduğuna göre artış yüzde 60 nis- betinde olacaktır. Fakat bazı mem- leketlerin kotalarım daha yüksek bir nisbette arttırmaları bahis mevzuu- dur. Meselâ Kanada kendi kotasını yüzde 100 nısbetırıde artırmayı ka- bul etmiştir. — Vaziye manyanın da comert kuvvetle muhtemeldir. Yeni müesse- seye gelince, onun sermayesinin bü- yük kısmı Amerika tarafından te- keffül olunacaktır. Zaten mesele A- merikan yardımını alıngan milletle- rin 'hislerini rencide etmeden dağıt- mak olduğuna göre bundan tabii bir şey olamaz. Amerika bu sermayeyi mahsul fazlalarından sağlaya- caktır. Böyle bir yaradım Türkiyeye yapılmıştır. Zirai mahsul — faslalart Amerika tarafından -milli mukabılınde Bunların dolara çevrilme- AKİS, 11 EKİM 1958 mektedir.