YURTTA OLUP BİTENLER. Menderes Eyüp Sabri Hayırlı oglunun elini sıkıyor Öp Babanın elini! hazretleri müşkül mevkide bulundu- ğunü hatırladı. Bu sırada İstanbulda İImam - Hatip Okulu Başbakan ta- rafından açılacaktı, kalktı — törende bulunmak üzere oraya gitti Efendi —hazretlerinin — İstanbula gazetecılerın alakasını di hazretlerine çevrikti. — Başbakan Menderes kendisiyle karşılaştığında elini hararetle ve gülümseyerek sık- tı. Bu, Efendi hazretlerini sevindir-. di. Demek ki kalben bağlı oldugu partisinin Genel Başkanı kendisine kızgın değildi. Efendi hazretleri bu haftanın başında Ankaraya — avdet etti. tefik bulmakta güçlük çekmedi. An- karanın talihsiz D. P. adayı Ömer Bilen gazetecilere Efendi, hazretlerı— nin haklı bulunduğunu soyl Bu haftanın ortasında Atatürk ınkılaplarının en hımle inden bi- ri, belki de bırincısı olan harf inkı- labına vurduğu darbe bütün yurtta derin akisler andırdıgı_ halde E- fendi hazretleri D vam ediyordu. Galiba eski partisinin 14 Ankarada kendisine bir de müt-, yeni 1darecılerı Efendi — hazretlerini mazide politik hizmetlerinin yüzü suyu hurmetıne iskemlesiz bırakmak istemiyorlardı. Hele, Efendi hazret- lerinin geçırdıgı kazadan sonra.. Ni- tekim Muteber Zafer meseleye tek kehmeyle bile dokunmadı. Ama E- endi" hazretlerinin iskemlesinde o- turduğu her gün D. P. nin tutumu hakkında biraz daha iyi fikir ve- riyordu ve galiba Demokrat büyük- ler işte bunun farkında değillerdi. Politikacılar hikmet Sebebi G içenlerde Sivaslılar kendilerine ait bir hakikati başkasının ağ- zından işittiler ve bu politikacıların, hakikaten yaman kimseler olduğuna bır kere daha iman ettiler. Sivaslıla- Bölük- Başkanı "Devlet benım diyen Louıs nın izin- den yürüyerek "Parti beni diye- rek yollara düşmüş, turneye çıkmış— tı. Sivaslıların coşkun neşesi ara- sında bu "C. H. P. kalesi"ne de gel- di ve bir kanuşma yaptı. Siyasi fikir- lerinden ziyade anlattığı hoş hikâye- lerle memleket çapında bir şöhrete malik olan Bölükbaşı Sivasta, nutuk- larının en güzellerinden birini verdi. Konuşmalarında daima, belki de em- niyet subabı yerine geçsin diye, D. P. ye tarizlerini C. H. P. ye tarizle- riyle denk tutmaya gayret eden lider İnönünün partisinin 1957 seçimleri— ne niçin 30 milletvekiliyle girip 170 mılletvekılıyle çıktığının sebebi hik- benim sayemde i. Sıvashlar hatıbe merak- bakıyorı Bölükbaşı büyük bir serınkanlılıkla Seçimler hakkındaki noktai nazarını açıkladı. Bildirdiğine göre seçimlerde en büyük faktör kendisi — olmuştu ve her şey Osman Bölükbaşı adı etra- fında dönmüştü! O sırada Osman Bö- lükbaşı hapisteydi ya.. Büt un Turk milleti bir tek şey düşünmüştü - sıl edelim de, Osman Bolukbaşıyı hapisten kurtaralım' lşte C: de bunu anlamış ve seçim, propagan— dasını "Reyinizi bana verirseniz, Os- man Bölükbaşı yi ben hapısten çıkar— işti.. Bunun üzerine bir çok yerde halk, akın akın, "aman şu Osman Bölükbaşıyı kurtaralım" di- ye sandık başına koşmuş ve reyini P. ye vermişti. ab bu açıklamayı dınleyenlerm zihninde bir istiiham — çöreklenmedi değil. Peki, m ki her şey Os- man Bolukbaşı etrafında dönmüştü, seçmen neden reyin z P. ye at- mış da, C. M. P. ye atmamıştı" Yoksa C. M. P. kazansaydı, Bölük- başının parti İi rakipleri li- derlerini hapishanede muhafaza et- meyi "daha akıllıca bir iş mi saya- caklardı? lider de iddialarindaki bu açık noktayı farkettiği için lâfın o- sında hemen ışbırhgı meselesine atlıyo e C. Hz n herkesi nasıl kandırdıgını yana yakıla anlatıyor- du. Yalnız Sivasta Osman Bölükbaşı- nın unuttuğu, Sivaslıların kütle ha-. linde C. H. P. ye oy vermiş bulun- duklarıydı. Bunu yaparken "Aman Osman Bölükbaşı hapisten düşüncesi hatırlarına gelen en son düşünce olmuştu. Maamafıh bir 1li- flerin karşılarına niçin C. H. P. ye verdıklerını makul şekilde izah etmesi Sivaslıla- rı pek keyiflendirdi. Bölükbaşı ayrı- lırken pek çok kişi liderin dönüşte de şehirlerine uğrayıp böyle bir nu- tuk daha vermesini hararetle arzu- lüyordu. Zeytinyağı meselesi eçen haftanin içinde — Sivaslıla- rı kıskanmak hakkı bulunmayan G burayı dofaştı kendi çapında bir kuvvet gösterisi yaptı. Grupta hiç kimsenin kendisini tutmayacağı ha- AKİS, 11 EKİM 1958