YURTTA OLUP BİTENLER. Gülek notlarını sıralıyor Arayan bulur! meşinde der ki" diye yaptığı atıflar da delegeleri ve Ankaralı Müşahit- leri kahkahalara gark etti. Sıra siyasi konuşmalara geldiğin- di Gülekin ilk sözü almak için ye- rinden doğrulduğu görüldü. Başkan- lık divanından Gülekin konuşacağı- nın ilan edilmesi ise gök gürültüsü- nü andırjlan bir tezahürata yol açtı. Bu alkış tam 22 saniye sürdü. Gü- lekin konuşması ise 58 dakika. Gü- lekten sonra sıra Barutçuya gelmiş- ti. Barutçu da Güleke nazire yap- mak istermiş gibi -sık' sık saatine de bakarak- 59 dakikalık bir konuş- ma yaptı ve Gülekin konuşma re- korunu egale etti: Ona yapılan teza- hürat ise 30 saniye sürdü. Gerek Gülek, gerek Barutçu bir hayli öze- nerek konuşmalarına rağmen pek de parlak günlerinde — olmamalarından olacak kendilerinden' sonra kürsüye çıkan Aksalın konuşması — yanında golgede kaldılar. Muhakkak ki kon- grenin en başarılı hatibi İsmail Rüş- tü Aksal oldu. Konuştukça açılan ve biraz önce arkada otururken sancı- dan kıvrandığı halde kürsü başında yirmi yaşında bir insanın enerjisi ile konuşan Aksalı dinleyen — delegeler günün en büyük tezahüratını yaptı- lar. Mılletvekıllerınden en kısa ko- nuşanı bile yarım saatten aşağı ko- nuşmamaya dikkat ediyordu. Aksalı takiben Feyzioğlunun kürsüye gel- mesi de bir ayrı hâdise oldu. Saat 10.15 de açılan kongre akşamın 19'u, 20'si olmasına rağmen dinle- yicilerinden ve delegelerden bir te- kinin bile yerinden kıpırdanmaması İle -öğle yemeği için de ara veril- me! . adeta bir rakor taskil et- 10 tı Milletvekilleri vaktin geç olduğu- u; ileri sürerek özür diledikçe sa- londan koro halinde ayni ses yukse— liyordu: "Sabaha kadar konuş, sa- baha kadar, dinleyeceğiz". Tabıı bu teşvikler de kongreyi uzattıkça u- zattı. Son konuşmayı yapan mıllet— vekili kürsüden indiğinde saat 21'i geçmişti ama delegeler hâlâ salonu, boşaltmak istemiyor, dışarda top- lanan halk dağılmak bilmiyordu. Mucadellenın dışcılndakı adam nbulda ve İzmirde bü-. olup biterken bir tek adam, lstanbuldakı en es- a çı;eyrek asırlık' e— refli mazısı " heybetı vücudu ile muvazene âbidesi gibi * hadıselenn dışında, kaldı. Çocukları, hattâ to- runları - olabilece lilerin mücadelesini gayet yakından takip etti, fakat o kuvvetli şahsiyeti ile hi bır müdahelede bulunmadı. Hâdi- seleri seyrederken bır taraftan da Atatürkün, şimdi . olan siyasi teşek ilü ku rması için ken- disini Ankaradan İstanbüla gönder- diği günleri hatırlıyordu. Adamın a- ğ Günaltaydı. — Sabık Baş akan, emekli tarih profesörü ve Ci P. İl Başkanı sıfatlarını taşı- yordu Günaltay, tek bir "tavsiyede bulundu. Dedi ki: Ilçe Baîkanları İl İdare Kuruluna girmesinler!" 26 İlçe Başkanını birgün etrafına top- ladı ve "Sizler benim Kolordu Ku- mandanlarımsınız" şeklinde — konuş- tu. İlçe Başkanları da Il İdare He- yetine girmemek hususunda -miı temelen Keçeli harıç— prensıp kara— rına vardılar. C. H, P. tüzüğüne gö- re, İl Başkanları tek derecelı olarak seçilmektedir. İl. Kongresinde, İl Başkanlığı iğin tek aday Günaltay olacaktır. Zira hem Tüzükçülerin, m de Kravatsızların mutlak iti- madım haizdir. Semseddin Gunaltay 1883 yılında Erzincanda, Kemaliye (eski Eğin) ilçesinde, orta halli bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Babası Mü- derris Hafız Etem Efendidir. İlk tahsilini Kemaliyede ve Üsküdarda- ki Ravzai Terakki Mektebinde yap- tı. Vefa Idadısınden sonra arül- iye en Şubesinden birincilikle mezun oldu. Hususi ola- rak arapça ve farsça tahsil etmiş İcazetname de almıştır. 1907 sene- sinde, Sultan Hamidin istibdat reji- mine daha fazla tahammül edemiye- rek Kıbrısa geçti. Kahire, Paris ve Londraya kaçmış Olan Jö ön Türkler- le temas kurdu' Ve kendi tabiriyle Kıbrıs İdadisinde muallimlik yerine komitecilik yaptı. inci — Meşrutiyetin 1lanından sonra İstanbüla döndü. arif Ne- zaretinin açtığı musalbakayı kaza- narak tahsilini genişletmek maksa- dıyla Lozan Üniversitesine gitti ve Şubesinden mezun oldu. Memlekete avdetinde sırasıyla Mi- dilli, İzmir ve İstanbuldaki Gelen- bevi İdadilerinin — Müdürlüklerinde ulundu. Atatürkle tanışma arülfününda ya;()]ılan 1slahat sı- P rasında Ziya ökalp v aşlarının yanında yer aldı. fa tesis edilen Türk Tarihi Kürsü- süne müdür tâyin edildi. Ayrıca, ge- ne Edebiyat Fakültesinde — Akvamı İslâmiye Tarihi dersleri veriyordu. Kırıkoğlu Markiz Pastahanesinde siyasi temas yapıyor İstanbulun kapıları kapandı AKİS, I1 EKİM 1958