İKTİDAR HASTALIĞI H abib Burgibanın sürgünden döndükten sonra nasıl karşılandığını, nasıl omuzlarda taşındığım hatırlayanlar geçen haftalar içinde Tunusta olup bitenleri anlamakta güçlük çektiler. Halbuki, demokra- siye yeni başlamış memleketler hakkında birazcık bilgisi ve tecrübesi olanlar için mesele yet basitti: Tunusun demokrat cumhurbaşkanı da nihayet İktidar hastalıgına yakalanm urgiba, gazetelerin aşırı tenkıdlerde b lunmalarını ve memle- kette gırıştıgı-ıcraatı bu yüzden yavaşlamasını istemiyordu. Gerçi kendisi hâdiselerin zoruyla bıraz otorıter idare kurmak zorunda kal- mıştı ama, bu, nıhayet yine milletin hayrınaydı! Tunus gibi geri kal- mış bir memlekette icra uzvunun otoriter davranması ve lüzumsuz tenkidlere kendisini kaptırıp vakit kaybetmemesi —lâzımdı. Halbuki, bazı gazeteler hükümeti tenkid hususunda âdeta Fransadakı benzer- lerıyle yarış etmekte ydıler Meselâ Paristeki tok sözlü L'Express ga- zetesinin Tunustaki benzeri L'Action devlet uyuklerını tenkid eder- ken biraz olçuyu kaçırıyordu. Bu gazetenin sütunları arasında' halkla hükümetin arasını açacak türlü nifak tohumları sezmek mümkündü. L'Action, Cumhurbaşkanlıgı Sarayında olup bitenleri diline dolamış- Rivayete göre. Burgiba, kendısını zivarete gelen veya resmen ka- bul ettıgı sefirlerin "huzur-u ali" den çıkarken geri geri çekilmelerini ve üç defa eğilip temenna etmelerini istemeğe başlamıştı. Fitneci ga- zete haberı verdıkten nra, kust lıgını biraz daha ileriye götü- e bir anlar Tunus Beyi ında car Burgıba ıktıdara gelır gelmez, kaldırıldıgını hatırlatıyord i olan bu .usulün Tunus devlet reisi L'Action'un sesini kısmakta hiç güçlük çek- medi ve bu kapatma» ameliyesinden sonra memleketteki fesat rtadan kalktı! Geçen hafta, gazetenin idare- ürünün edasında toplanıp eski gunlerı Burgibayı aralarında görür aten, Tunuslu milliyetçilerin lideri, mücadele yılların- l panyası da söziim ona' o cileri yazı işleri müdür tan kendılerını alamadılar. yorlardı Hakikat akşam üzerleri gazeteye uğrar yardım eder ve "bu bü, o zamanlar, kimse, büyük kurtarıcının ileride bileceğini aklından bile geçirmezdi'. siyasi gaye uğruna, pekâlâ Gine gibi bir toprak parçasını' kaybetmeğe ra- zı olacağı kimsenin aklına gelmemiş- i. Maamaf ih, Seku Türe hiç vakit kaybetmeden işe — koyuldu! ve artık müstakil cumhuriyetin Millet Mec- lisi şeklinde çalışacak olan Müstem- leke Meclisini toplantıya çağırdı.Ça- lışmalarına önümüzdeki — haftalarda da devam edeceği anlaşılan. Meclis karşı karşıyadır, ağır vazifelerle önc ir anayasa yapmak lâzım Sonra, bayrak meselesini bir karara bağlamak ve -asıl mühimi- memle- keti yaşatabilecek —mali — imkânlar bulmak icabediyor. Fransa, istiklâli' vermıştır ama, bütün iktisadi — yar- d men kesıverm iştir. A- teşli başbakan, şimdi, ikinci Dünya Harbinden sonra Ginede bulunan de- mir ve boksit yataklarına — güve mektedir. Bunları işletecek yaban ı sermayeyi memlekete — getirebilirse, malf meselelerin çoğunu bir çırpıda halledebilir.Fakat, bu işte muvaf- fak olsa bile, yine de Konkura neh- ri üzerindeki muazzam baraj gibi 24 gazete benim elımd kam- hatırla- gibi olu- makaleler yazar, mizanpaj ışler ne büyüdü" dıye övünürdü. Ta- "evlât katili" ola- bazı büyük projelerden — vazgeçmesi lâzım gelecek. Seku Ture'nin şimdi en çok hayıflandığı şey, memleketi- nin stratejik bir mıntıkada olmayı- şıdır. Yoksa, bir iki hava üssünü pa- zarlıga çıkartıp bir değil birkaçı bü- baraj yapmak onun için işten bıle sayılmazdı. Her şeyin bir haddi var u hafta başında, Taipehdeki Ame- rik Sefiri, dıploması hayatına atıldıgına bin defa pişman oldu. Kaç gündür Milliyetçi Çin makamlarına meram anlatmakla meşguldü. Dışiş- leri Bakanı Dulles'ın Washing"tonMa söylediği bazı sözlerin sebep olduğu endişeleri gidermek vazifesi tama- men onun omuzlarına, yuklenmıştı Dulles n söylediği' sözlere bir göz a- tanlar, Mıllıyetçı Çınlılerın neden bu. kadar telâşa düştüklerini bir türlü anlayamadılar Amerikan — Dışişleri Bakanı, meşhur keçi inadını bırak- mış ve makül bir teklifle ortaya çık- mıştı. Komünist Çinliler Kemoy ve Matsu adalarına karşı açtıkları ate- şi durdururlarsa, Amerika da bu a- dalardaki Milliyetçi kuvvetlerin ge- ri çekilmesini temin edecek, böylece, dünyanın ba ş na dert açal bil ecek 0- lan bu hayırsız adalar gayri askerı bir hâle sokula ktı. Amerika, ad lar Komünistlere verilsin" ti, sadece bu avuç içi kadar yerde S bin milliyetçi askerin toplanma- sındaki mantıksızlıgı kabul etmıştı P kin Hüküm i — kıyıları hemen hemen bıtışık sayılabılecek o- lan adaların barut fıçısı hâline gel- mesine itiraz etmekte hiç de haksız değildi. Üstelik, Amerika bu makül tâvizi bir bozgun şeklinde gösterme- mek için meselenin psıkolo_ıık cephe- sini de ihma aların gayri askerıleştırılmesı isteniyorsa, ilk hareketin Komünistlerden gelme- si ve kıyılardan açılan ateşin durdu- rulması şart koşulmuştu. — Nitekim bu hafta ortasında komünist topla- rının ateşi kesildi. Pekin hükümeti, Kemoy ve Matsu'yu bir hafta müd- detle mermi yağmuruna tutmamağa karar vermişti. Ancak, Varşovadakı goruşmelerı kolaylaşt ırmak için ya- pılan bu iyi niyet gosterısıne Ameri- kanın da uyması ve adalara gelme- lerine müsaade edilen iaşe gemileri- ne refakatten vazgeçmesi şart koşul- muştu. Fakat Formozada sayılan bir hayli kabarık olan mülteci general- ler, Uzak Doğuyu alevlendirmek ve bır fırsatını bulup ıitaya ayak ba- ıyacak — hayaller peşinde koştukları için, böyle bir ha- reketi gururlarına — yediremiyorlar ve sonuna kadar Adalarda kalmak- tan bahsediyorlardı. Hattâ, bazıları,. yeni Amerikan teklifini, yirmi sene önce aşağı yukarı bugünlerde imza- lanan Münich anlaşmasına be eti- yorlardı. Işte, bu haftanın sonunda, Taipeh'teki sefir, Amerikanın — For- mozâdan vazgeçmediğini ve bu Ge- neraller Ordusunun daha bir müddet Afcnerikan vergi mükelleflerinin sır- tından geçinmekte devam edeceğini anlatmak için akla karayı, seçıyor du. Parazit generaller adadaki Ame- rikalı kumandanları çoktan tesırlerı altına almışlardı; bu yüz nistlerin ateş kesmelerınden yır dört saat sonra, mo sularında hâlâ Amerikan gemileri dolaşmak- taydı. Arap Birliği İki yeni bayrak eçen hafta içinde, Arap Birliği- nin Kahıredekı binasına iki ye- ni bayrak dah sıldı. Kırmızı ze- min üzerine yeşıl yıldızlı bayrak Fas Krallığına aıttı, onun yanında, yıne kırmızı zemin üzerine beya daire ve bu dairenin içinde de kırmızı ayyıl- dızı ile Tunus Cumhuriyetinin bayra- ğı dal galamyordu. Böylece — Arap Birliğinin bu defaki toplantısına ka- tılan devletlerin sayısı sekizden ona AKİS, I1 EKİM 1958