Futbol Bir deli taş atar... G eçen haftanın sonunda Dolma- bâhçe Stadının halini — görenler ister istemez ağlayan ayva ile gulen hatırladılar Stad i- ribünlerin bir ta- ranlar hırslarından yum kemı rken, diğer tarafta— kiler sevinçlerinden yerlerinde otu- rtmuyor, avazlarının çıktığı kadar bağırıyorlardı. Stadın — ortasındaki yeşil sahada ise mağlübiyeti kabul etmiş ama gene de sahayı terk eti mektense mücadele yerinde kalma- yı tercih eden bir cengâverle, karşı- sındakini yenecegınden emin, dişlerine takmış didişip duru- Hakemin düdüğü — birinci haftaymın sona erdıgını bildirir şe- kilde uzun uzun çaldığı her iki taraf da âdeta mecalsız adımlarla soyunma odalarına doğru sü diler. İşte tam bu sırada da ne duysa oldu. Stadın üzgün ınsanlarla meskün kısmında oturanlar arasın- dan bir genç asabi bir tavırla elin- deki şişeyi sahaya doğru fırlattı. Şi- şe bir gazoz şişesiydi. Sanki koca sahada düşecek bir başka yer yok— muş gibi havada geniş bir kavis çiz- dikten sonra gitti, gitti de kenarda üzgün bir tavırla duran gençten bir adamın kafasına çarptı. Genç adam bir an yerinde sallandı' nereden gel- diğini anlayamad ğı bu ng-i belâ gozlerınde şimşekler çaktırmıstı duğ erde bir sallandı gayri ih- tıyarı elını başına, alnının ü götürdü. Saçlarının arasında nında duranlar kollarına etraftan, koşuşanlar oldu. geldi. Yaralının derhal tedavisi ya- pıldı. Genç adama geçmiş olsun de- nildi, özür dilendi. Ama bu arada tedavi edilemeyecek olan bir başka yara daha açılmıştı ki artık onu ne doktorlar ba n gazoz şişesi atılarak Zedelenen spor şerefimizdi. Hâdise, son haftaların en mühim maçı olan Fenerbahçe - Beşiktaş maçının haftaymında cereyan — edi- . Kafası yarılan Beşiktaş ta- kımının İtalyan Antrenörü Remon- dini, şişeyi atan ise gene ayni takı- mın hastalarından Muammer Tatlıcı idi. Tatlıcı biraz sonra karakolda ver- diği ifadede "İkinci golden sonra çok sinirlendim, kendimi kaybettim" diyor du. Beşiktaşın daha maççın ilk devre- sinde peşpeşineiki gol yemesi ile çi- leden çıkanlar arasında yer alan Tatlıcının bu sözleri, klâsik suçu ka- bullenme numaralarındandı ama İ- 34 Faik Gökay Gözlüğe de ihtiyacı, yok ama... talyan Antrenör gene de centilmen- ce davranarak Tatlıcıyı af ettiğini söylemekten kendini alamadı. — An- cak, sadece Remondininin af etmesi ile hâdisenin kapanmasına - imkân yoktu. Zıra bu hâdise, hemen her maçta olm; mümkün ve tecavüz ler zincirinin kolay lay unutulamayacak, af edile eyecek bir halkası idi. Remondininin kafa- sına atılan şişe nda spor terbi- yemızın kıtlığını gosteren bir hare- ketti. Bu bakımdan af edilmemeli, ustunde durulmalıydı. Muammer Tatlıcının mutlaka cezalandırılması şeklınde değil, spor terbıyemızın kıt- ığı noktasından bu elenin üze- rinde durulmalı yara deşılmelıydı Halbuki ne oldu? Çok değil, hadise- nin üzerinden üç gün geçtıkten son- ra, emo ndmının kafasındakı ga- ZOZ şişesi — yarığının vel Muammer Tatlıcının hareketının izi hafızalardan silindi gitti. Acı olan, çılgınlıklar. ko yüz kızartan asıl budur, yoksa sunun veya bunun kafasının yarılması de- ğil. Harcanan takım azar günü Dolmabahçe stadında Poynanan Fener-Beşiktaş maçı sa- ece gazoz şişesi hadisesi ile kapan- saydı belki bir dereceye kadar teselli bulmak mümkün olurdu. Ama hadi- se bu kadarla da kalmadı. Bir başka hadıse daha spor terbıyesının spor mağlüpları Beşiktaşlılar bırden şah— landılar. O kadar ki, galip ve mağ- rur Feneri edeta sahadan sildiler. Daha haftaymın ilk dakıkalarında siyah beyaz forması içinde bir den şahane bir şutla ayağındaki to- pu Fener kalesine soktu. Şişe hadi- sesi ile asapları iyice gerilmiş olan Beşiktaş taraftarları gözlerine- ina- . Mağlup takım galibi- i. İnanılarak şey de- yordu. Hakem Fenerli, Beşiktaşlı ve tarafsız bütün seyircilerin, artık bu e yüz penaltı verilmesi gereken bir harekete aldırmadan oyunu de- vam ettirdi. Herkes şaşkındı. Bu da o günkü maçın ikinci safhası oldu. Bir dert bir kere daha bütün açık- lığı ile 'önüne serildi: Bizde kaliteli orcu, kaliteli seyırcı yetışmedıgı gıbı kalıtelı hakem yetişmiyordu. Spor sahalarımızın bınlerce derdin- den biri de buydu. riz bir penaltının yüzde — yüz rakiplerini silercesine oynayan Ka- ra Kartallar bu sefer sahadan ken- dileri silindiler. lacıverthler ise kendilerine gelmiş, Canın müsait bir pasım yakalayan ve 1y1 kullanan Şe- ref sayesinde üçüncü gollerini kale- ye sokmuşlar ve galibiyetlerini per- çinlemişlerdi. — Beşiktaş ise bu gol- den sonra sahadan büsbütün yok ol- muştu. Dakika 84. Lefter ve Ergun muhtemel bir golün peşinde iki ta- raflı ataktalar. Fakat siyah - beyaz- li kaleyi müdafaa eden Varol topu geri çeviriyor. Nereye? Mikro Mus- tafanın önüne. O zayıf nahif, o ufak tefek, kara kuru Mikro Mustafa kendisini tanımayanların imkân ve İhtimal veremeyecekleri kadar sert bir sol vuruşla topu geldiği yere, Be- şiktaş kalesine yolluyor. Top ağlarda. AKİS, 11 EKİM 1958