27 Eylül 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

27 Eylül 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

sen böylece — hazırlandıktan — sonra Vali, bir motorla İstanbul Vapuruna geçtı ve Menderesle diğer misafirle- re “hoş geldiniz" dedi; Anc üst güverteden uzuntuy rıhtımı seyre- din Menderes eski günlerin ihtişam- h karşılanışlarım hatırladığından 0- lacak, bir türlü tatmin olmamıştı. Sesi kırgın ve kızgındı. Günün telâş ve endişesinden hiç değilse bir kilo erimiş olan Vali gemideki telsızle derhal karadaki emniyet müdürünı talimat verdı "Meydanı do ldurun"' Emir yerini' getirildi, aradaki polis kordonu kaldırıldı... Fakat bu sefer meydan doldu, etraf boş kaldı. Rıh- tıma bağlı sata son derece güç ve ağır bir manevra ile yanaşan İstan- buld ilk çıkan Menderes oldu. Sa- adımını gında, — karşısındaki kalabalıgın elınde dalgalanan — üç döviz ve beş on bayrak vardı. Dö- vizlerden ikisi . Bezirgan basın iste- ” ar basın istemiyo- ruz" ibarelerini taşıyor üçüncüsü ise meydanı bir türlü dolduramayan ve hattâ pek de ortalıkta gözükme- i — gençlerin — Menderese bıldıı'ıyordu Karışıklıklar senfonisi enderesin Izmıre ayak - bastığı andan — itibaren — karışıklıklar karışıklıklan takip ettı D. P. Genel Başkanını şat üzerinde bazı Bakan- lar karşıladılar. Fakat Genel Başkan karşılayıcıların hepsinin e hi sıkamadı, zira halkın hücum etmesi protokolü altüst etti. Bunun üzerine Adnan Menderes meydanda hazır- lanmış kürsüye doğru yürüdü. Üze- rinde sütlü kahve rengınde dar bir elbise, siyah ayakkabı, krem rengi ipek gömlek ve küçük kareli — bej kravat vardı. Yakasına bir D. P. ro- ., Bazı kimseler Genel atılıp — kendisini kucaklamak istediler. — Menderesin arkasında Içıış)lerı Bakanı Dr. Na- mık Gedik ve doktorun bir elini ce den ç çıkarmadığı, etrafına dikkatle baktığı görülüyor- du. Nite onun bir işareti üzeri- ne polisler heyecanlı — vatandaşları Başbakanın yanından uzaklaştırdı- lar. İşte, D. P. Genel Başkanı İzmir- Emin Kalafat AKİS, 27 EYLÜL 1958 Fevzi Uçaner deki ilk nutkunu bu hava içinde ver- di. Konuşma saat tam 17.30' da baş- ladı ve 52 dakika sürdü. D. P. Genel Başkanı hedef olarak C. H. P. yi ve Basım seçmişti. Onlara veryansı etti. Bu arada yeni bir de taktiği or- taya koydu, şu, Hür. P.i .M. P. yok muydu, onlar niçin Muhalefet safında C. H. P. nin dizi dibinde yer almışlardı Başbakan arılamıyordu. Demokratlarla kardeş değiller miy- di, mücadeleye beraber başlamamış- lar mıydı? Demokrasmm alaca ka- ranlığında, koyunun a olduğunun henuz anl ılmamış oldu— ğu bir sırada en ayrılıp git- îlerdı Ama şımdı koyunun rengi belli olmuştu. Görmüyorlar mıydı, D. P. zaferden zafere koşmaktadır ve memlekette her şey vardır? - Baş- akan bir kaç gün sonra Aydında "Adalet istiklali mi? Âlâsı var. Ba- sın hürriyeti mi ? Bizde mukemmel* dir. Seçim emniyeti mi? Tamdır" halde, ayrılığın devamında mâna vardır? Kardeşler kucak- laşmalıdır. D. kolları "müsrif evlât" res bu daveti yaptıktan sonra sözü tekrar C. H. P. idarecilerine getirdi ve onlara son derece nazik bir tavır- la "siyaset muhtekirleri" dedi. Tâbir kendi- hoşuna pek gitti ve bunu bir kaç defa tekrarladı, sonra bir de i- lâve yaptı: Sıyaset muhtekırlerıne karşı Mili Korunma Kaniı Me d eres nutkunu mutantan bır dua ile "Allah cümlenizden razı ol- sun! Allah daima yardımcınız ol- sun!" diye bağladıktan sonra doğru- ca vilâyete gitti. Meydan ise bir kaç dakika içinde boşaldı. Ortada kala kala kürsü ve kürsünün önünde, ka- labalığın ekmiş - olduğu bir kedinin cesedi kaldı. Kedi, günün Basından ve siyaset muhtekirlerinden 'sonra tek kurbanı oldu. Ertesi gün Zafer gururla ilân ediyordu: "Menderesi İzmirde 200 bin Egeli karşıladı". Bakam evvelâ, geniş tebessümlere, alaylara yol açtı. Fakat sonradan Tevfik İlerinin hesabı hatırlandığın- dan Zaferin sekreterine hak verirdi. Refakatteki sabık bakanlar lara açıktır Mende—. YURTTA OLUP BİTENLER Bir D. P. li yirmi C, H. P. liye be- del değil miydi? Rötuşlu nutuklar enderes, akşama doğru, yamn da Server Somuncuoglu, Bur han Belge ve Emin Kala bulun duğu halde İstanbul vapuruna dön- dü. Heyet, gece vapurda kalıyordu. Başbakan baş taraftaki Lüks B ka- marasını işgal ediyordu. Kamara daimi .surette polislerin — nezaretin- deydi. Hattâ kamara civarında vazi- fe gören mürettebat bile suzgeîten geçırı]mış hüviyetleri tesbit muştu. Va urda Menderes ve bugünki ideal arkadaşları Â. A. mu habırlerı tarafından tutulan notları gözden geçırdıler ve nutku âdeta yeni baş- tan yazdılar. Bu usule bütün yolcu- I boyunc sadık kalındı. Fakat gazete muhabirleri nutuklarda Baş- bakanın hakikaten söylediği cümle- leri hususı itinayla gazetelerine bil- karışıklıklar dogdu Bunun üzerine parlak bir ke- şifte bulunuldu, gazetecilerin gaze- teleriyle teması önlendi, önlenemedi- hallerde son derece güçleştirildi. Mesela bir ara İzmirin başka şehır- lerle bütün 'irtibatı kesıldı uzaffer Ersünün kamarasındaki te- lefonla ğehırlerarası konuşma yap- mak kabil oluyordu. Kongreler turnesi azar gününden ıtıbaren D. P. Genel Başkanının "Kon: ru" başladı. gün İzmirin gi"-epecık semtinde alınmış son derece sıkı as- keri tedbirleri ve süngülü — piyade birliklerini görenler hayret — içinde kaldılar. Bir sinema bayraklar ve D. P. flamaları ile donatılmıştı. Sine- manın etrafındaki sokaklarda ise, e- lektrik direklerine bağlanmış hopar- lörler içerdeki konuşmaları dışarıya aksettiriyordu. Sinemanın kapısında- ki D. P flamalarının hemen yanı ba- ındaki afişlerden "Kızıl — Şeytan" âlmının oynandığı anlaşılıyordu. Menderes sürekli tezahürat ara- sında sinema salonuna gırdıkten son- ı'a şöyle bir kürsüden * göründü ve hemen ön sıralarda kendisine ayrı- lan yere oturdu. Bu arada muhalif Kemal Zeytinoğlu Zeyyad Mandalinci

Bu sayıdan diğer sayfalar: