27 Eylül 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

27 Eylül 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER da, güneşin gökyüzünün tam göbe- ğinde parladığı bir saatte biri ince uzun, ikisi orta boylu ve tıknaz, a- ma hepsi de kerli ferli üç kişinin Teknık Unıversıte önünde bir otomo- rüldü. Talebe Birliği kapıda bekliyorlardı. Fakat kerli ferli zevatı tanımadılar. Sonradan, orada bulunan gazeteci- lerin yardımıyla bunların 1957 se- çimlerinde D. P. nin 39 isimlik İs- tanbul aday lıstesının en dipteki ha- ü işgal ettikleri öğ- Gürtu idi ve milletveklliydiler. Talebeler mısaf"ırlerıne büyük bir ürmet v aka gosterdıler Fakat aralarında Bay resin de bulunduğu 39 İstanbul milletvekilin— den sadece yüzde sekizinin davetle- rine icabet etmiş olduğunu da göz- den kaçırmadı ar. Salm emalyeri ve Gürtunc takınabıldıklerı en sempatik çehre— lerle Gümüşsüyü Talebe — Yurduna girdikleri zaman — doğruca Talebe Birliği Merkezine alındılar. Orada kendilerine, artık meşhur olan "Tek- nik Üniversitesi hâdisesi" nin içyüzü anlatıldı. Meselenin, bir tahkikat de- ğil, fakat tetkikat mevzuu olduğu i- . Mühim olan, hâdiseyi do- i. Neden sebepler ü- ğil de, müsebbipler üze- du uluyordu'? Şüphele nılen hususların yani İktidara müteve cih hareketın varit olmadığı, 1kna e- dici delillerle ortaya serildi. Fakat milletvekilleri, maruf bir mazereti tahkıkatın selametı temediklerini beyanda gecikmediler. Nefis ziyafet rkasından milletvekilleri, — 1.800 Teknik ÜUniversitelinin karın do yurmağa çalıştığı yemekhaneye bu- yur edildiler. Teknik Üniversite ted- rısata henüz başlamamış olduğu için mekhane kalabalık değildi. Mil' letvekıllerının gelişi, esasen mevcu- dun üzerinde dahi bir hâdise Herkes, önündeki larla meşguldü. Salman, Kemalyeri ve Gürtunca, teamüle uygun olarak, servislerini bizzat yaptılar. Püreli rosto, iç pilâv ve kavundan müteşek- kil yemeği mutfağın tezgâhından a- lıp tepsilere yerleştirirken — bol bol resim de çektirdiler. Ancak, Gürtun- canın telâştan iki tabak püreli ros- to alması öğrencileri hayli eğlendir- di. Basit hatanın tashihinden sonra mılletvekıllerı kendilerine ayrılan üyük masaya talebeler ile birlikte oturdular. Milletvekillerinin çok be- ğendiklerini söyledikleri emekleri pek büyük bir iştah ile çiğnemedik- leri, ağızlarında büyüyen lokmaları saf terkos suyundan sık sık medet umarak yutmağa çalışmalarından bellıydı oyle ki mikrofondaki "ti- ku -tak"şarkısı çok sert tem lu bır swin, olduguu halde, mil- letvekıllermın çenelerını daha sürat- 16 le işletmeğe teşvikte acze düşüyor- du. Yemeklerini bitirerek ayakta ve masalarının etrafında durarak mil- letvekillerini seyreden öğrencilerin nazarları, lokmaları gırtlaklarda dü- ğümlendiriyor ve büsbütün yutul- maz hale getırıy rdu. ' Bir taraftan da Güm suyu Talebe Yurdunun i- tinalı giyinmiş müdürü — Selâhattin Sel, âdeta öğrencilere fırsat verme- meğe çalışarak izahatta bulunuyor- du. Milletvekilleri her şeye rağmen, tabakları — bulaşıkçıyı pek zahmete sokmıyacak — şekilde — temizlemeğe muvaffak oldular. Sonunda da, muh- temel kabarmaları teskin için, der- hal sigaralara sarıldılar. Kemalyeri, sigarasını ateşledikten sonra kibri- tin çöpünü nereye bırakabileceğini sorduğu zaman, bir talebe "Tarhan ifadesi alınan talebeler Bin dertliler gıttıgıne gore nereye isterseniz fiır- latın" Milletvekilleri, yemekhaneden tekrar Talebe Bi lğı Merkezine dö- nerlerken radyoda Ahmet ÜUstün, e- femine sesiyle mikrofonda şöyle ba- ğırıyordu: "Kime feryat edeyim?" Sual sormak yok M illetvekilleri Talebe Birlin ida- recilerine, öğrencilerin dilekle- rini sual sorulma ası ve izahat is- tenilmemeği şartıyla dinleyin tesbit edebileceklerim soylemışlerd Baş- ka şartları da vardı: zeteciler ve ondan fazla Ogrencı 1çerı alınmıya- caktı. Salm alyeri ve Gür- tunca 1srarlara rağmen, daha fazla talebenin, katılabileceği bir mahalde, mesela: lokalde hasbihal yapmağı reddetmişlerdi. Anlaşılan, kulaklara küpe olan ikinci bir "Tlabar hâdi- sesi" yaratılmak istenmiyordu. Fa- kat Teknik Üniversiteliler, şartlan kabul edecek kadar dertli ve çare- sizdiler, Teknik Unıversıtehlerın dert ku- tusu açılınca, n kadar dolu olduğu goruldu Harçlar çok yüksekti, indirilmeliydi. Lokal ve yurt dertleri vardı. Gümüşsüyü Ta- lebe Yurdunda, Teknik Üniversiteli- lerin ancak u barınabiliyordu. Ortada bir kırtasiye ve teknik mal- zeme buhranı vardı. Takip etmeleri gereken yabancı neşriyatın fiyatı 3 misline fırlamıştı. 149 liralık arttırılmalıydı.Öğrenciler, çalışm yeri bulamıyorlardı. Hülasa olarak böyle şartlar altında teknik tedrisa- tı yürütebilmeğe imkân ihtimal burs kalmamıştı. Talebe Birliği idarecile- i b milletvekillerine son zamdan sonra her talebeden 210 kuruş alınmasına rağmen demin ye- dikleri öğle yemeğinin 400 lira zi- yan edilmek suretiyle hazırlanabil-, diğini bilânçosuyla gösterdiler. ; Tekni rın Üniversite açılır da 1.800 kişi yemeğe gelmeğe başlarsa, 400 liralık ziyan çok daha artacaktı. Bir başka — mesele olarak ta talebeler, Mıllı Egıtım Bakanı Celâl Yardım- cının "Zengin olmıyan,Türkiyede yüksek tahsil yapamaz" mealindeki meşhur vecizesine parmak bastılar. Bir Talebe Bankasının, hattâ yeni ve cazıp bir teklif olarak maddi ve mânevi — dertlerle uğraşacak — bir Gençlik Bakanlığının kurulmasını i- leri sürdüler. Harıl harıl not tutarken, birçok "Hergün" gazetesinin sahibi . olan Gürtunca, "dileklerin kâğıt üzerin- de kalmıyacağına" dair teminat ü- zerine teminat tazeliyordu. Dilekler, derhal "Başbakan Beyfendiye" -Yardımcı Beyfendiye; değil- arzedil- mek üzere, tetkik edilecekti. Millet- vekilleri, esaslı bir badireyi atlatmış olmanın sevinci içinde Talebe Birli- ği Merkezinden ayrılmakta tehalük gösterirlerken, Kemalyerının her kelimesinin bir mâna ifade edeceği zannıyla sarfettiği iki cümle, — Yar- dımcının zikri geçen vecizesi kadar öğrencileri alâkadar etmiş. Kemal- yerinin kendisini Teknik Üniversite- lilerin hatıralarında daim — tutacak, gonuller fetheden iki cümleciği şu- dur: "Bu sıraladıklarınız dert değil, ihtiyaç! Dertler geride kaldı! Milletvekilleri ayrıldıktan sonra, talebeler bir hata işlediklerinin far- kına vardılar. Ananevi Türk misafir- perverliğinin — tesirinden ,kurtulamı- yarak ,milletvekilleri ve gazeteciler gelecekler diye, o günkü ogle yemeğini her zamankinden çok dah kaliteli çıkartmışlardı Halbuki Yu— nanlıların Türkiyeden daha çok do- lar almasımn bır sebebi de, gelen Amerikan yardım heyetlerini Şale Köşkünde efsanevi — ziyafetler ver- erin sandovıç ile bira ikram etmelerı degılm di ? AKİS, 27 EYLÜL 1958

Bu sayıdan diğer sayfalar: