DÜNYADA OLUP BİTENLER başbaşa vermiş, kendisini hiç de öy- le ağır tenkidlere maruz bırakılacak kadar becerıksız bir politikacı olma- da hayli tereddüt ettiler. nel Kurul Başkanlığı için seçimlerde, Sudanlı adayın karşısın- da Lübnanlı Charles Malık'ın muzaf- netıcelerı sini en az bir yıl müddetle münaka- şa mevzuu dahi yaptırmam ak — hu- susunda Gündem Komitesi kabul ettirilen karar sureti aslında akıllı- ca atılmış bir adım sayılabilir miy- di ? Kendi, kendilerine bu sualleri so- ranlar, olup bitenlerin gerisinde Dı- şişleri Bakanı Dulles'ın hatalı man- tığım keşfetmekte gecikmediler. Bütün memleketlerde ne pahası- na olursa olsun Amerikan taraftarı unsurları işbaşında tutmakla Batı dünyasının menfaatlerine dalla iyi hizmet ettiğini zanneden ve bu uğur- da diktatörleri, nefret edilen şahsi- yetleri bile desteklemekten — medet uman Dulles, Bırleşmış Mılletlerde de aynı şeyi yapmakla ne der! yük bir hata ışledıgının farkınd de— ğildi. Gerçi Charles Malik'in diplo- matlık kabiliyetini, bilgisini' ve tec- rübesini herkes takdir edıyordu ama, bilhassa son Orta Doğu hadiselerin- den sonra, büyük çoğunluk, bu se- vimli diplomata artık — "Amerikanın adamı" gözüyle bakmağa 'başlamış- tı. Haklı veya haksız, bir defa bu damgayı yemiş bir kımseyı Genel Kurul Başkan lıgına g mek, ileri- de, Birleşmiş Milletleri dunya sulhu için faydalı bir vasıta olarak kullan- mak imkânlarım azaltmaktaydı. Bundan sonra, Doğu Bloku, Genel to, plantılarında da Amerikan tızan meclis başkanlarının gibi Genel Kurul Başkanının da ta- raf tuttuğunu söyliyeceklerdir. Doğ- rusu, daha başlangıçtan beri Birleş- mış Milletlerin prestı_ıını yükseltme- ğe çalışan, girişeceği her hareketi bu kanaldan geçırmeye gayret eden bir Amerika için bu hiç de akıllıca bir iş sayılamaz. Böyle düşünenler, Charles Malik'- in karşısındaki adayın kım oldu. ğunu öğrendikleri zaman Amerikanın dav ranışına büsbütün hayret etmekten kendilerini Aalamadılar. Bu aday udan Dışişleri Bakam Muham- med Maghub'du. Dem ki, Malik'i desteklememekle, Amerıka mutlaka Blokuna mensup bir kimsenin ne, bir Çekoslovak veya bir Polon- yalı olsaydı, o zama n iş değişirdi ve Ameri göz göre karşı cepheden bırısım Genel Kurulun ba- 22 John Foster Dulles İnadım inat! şına oturtmasını kimse isteyemezdi. Fakat Sudan için durum tamamen farklıydı; Hartumdaki hükümetin i- cabında ne derece şiddetle Nasıra karşı koyduğu herkesce malümdur. Üstelik, adayın Sudanlı oluşu, yani yeni kurulan az gelişmiş bir-Afri- ka memleketine mensup — bulunuşu bile, etrafında hemen geniş bir sem- patinin uyanmasına kâfi gelmişti. Tabii, Muhammed Naghub'un koyu Henry Cabot Lodge Kahve döğücünün hınk deyicisi esmer cildinin de, aynı derecede es- mer olan bazı milletlere çok daha sempatik göründüğünü de mak 1lâzı Nitekim, Asya-Afrıka m ğı etmeyen, hem de nüfuzlu Asya - ka Blokuna söz geçırebılen bir kimseyi desteklemek Amerikanın u- zun vadeli politikası bakımından çok daha iyi olurdu ama, başında Mr. Dulles'ın bulunduğu bir siyaset ma- dırayet ve rarlarından faydalanmak icabettiği caktır. Başında, "Batı- nın Adamı" diye bilinen bir kimse- ki bır suali karşısında, Charles Malik, yüzüne mümkün olduğu ka- dar masum bir eda vererek, kendisi- nin artık falan memleketin veya fa- lan, cephenin adamı degıl dunyanın reci dan gülümsediler. Ertesi gün, ir Mısır gazetesi şöyle — yazıyordu: "Başkan Chamoun gittikten sonra Dışişleri Bakanlıgındakı sandalyesı- ni ka betmekten korkan Mal New ork'ta ıyı bir ış bulan efendilerine karşı minnet — borcunu ödemekte gecikmiyecektir." Devekuşu Siyaseti undem Komitesindeki — "büyük rikan zaferi" de ulles'ın son yıllarda artık bir keçi inadı ha- lini alan tutumundaki sakatlığı bir defa daha ortaya — koymaktadır. Amerika, 600 milyonluk bir milletin başındakı Çin Cumhuriyetini — tanı- makla kalmama kta, bu Bırleşmış Milletlere âza olmasının aşa mevzuu yapılmasını dahi istememektedir. İşte, geçen hafta so- nuna doğru, Genel Kurulun Gündem Komitesinden zorla kopar tılan karar, hiç olmazsa şimdilik, Dulles'ın arzu- larını yerine getırmektedır Gunde Komıtesı, Komünist , Çin'in Birleş- miş Milletlere kabulu meselesine bir yıl daha dokunulmamasını Genel Ku- rula tavsiye etmişti Amerikan dıplomatları bu netıceyı elde edebil- mek için bir hayli ter dökmek Zz0- runda kaldılar, çünkü Batı Bloku i- çınde bile, Komunıst Çıne karşı A- etme- yenler, bunun h tlere göz yum- maktan ibaret ldugunu ileri süren- ler gitgide çoğalmaktadır, öyle ki, Komitede âza bulunan Yunanıstan ve Meksika bile çekimser kalmayı -Amerika ila olan münasebetlerinde bunun dogurabılecegı bütün riziko- lara ragmen rcıh ettiler. Birleşmiş Milletlerde çene en çok işleyen adam" olarak tanınan Hindli Krişna AKİS, 27 EYLÜL 1958