YURTTA OLUP BİTENLER meşruluk dışına çıktığının ve ihtilâl hasırladığının su götürmez deliliy- di. C. H. P. Hodri meydan! u haftanın başında pazartesi ge- lan te- erde, bu telefon numarasının karşısında İsmet İnönü adı yazıyordu. C. P. liderine ev- velâ Hurrıyet gazetesı D. Grubu tebliğinin mahıyetını anlattı ve verılecek bir cevabı olup olm ğiını sordu. Onu, bütün öteki ga ze- telerın telefonları takip etti. Inonu bliği henüz görmediğini, — sadec g ınahıyetını bildiğini, metin halınde gerekirse cevap verileceğini söyledi. İstanbulda bulunan C. P. Grup Başkan Vekilleri Faik Ahmet Barut— çu ile Nüvit Yetkin ve diğer millet- vekilleri, Ankaradaki mılletvekıllerı de sırayla 449 numarayı radı. O ce bütün gözler İsmet Inonuye çev- rilmişti. Fakat C. H. P. Genel Baş- acele bir mukabelede bulunmamayı tercih etti. Ertesi sabah İnönünün evinde mi- safirler vardı. Bunlar, Grup Başkan Vekilleriydi. Genel Başkan onlarla kısa bır ıstışareyı müteakip C. H. Grul sabahı için toplan- tıya çagırılmasını istedi. — Başka! Vekilleri de — aynı kanaatteydıler Grup Iktıdar Grubunun tebliğini tet- kik etmeli ve gereken cevabı verme- liydi Haftanın ortasında, çarşamba gunu, başkente gelmeye başlayan C. milletvekilleriyle temas eden- ler muk bil teblıgın mahiyetinin ve havasını cağı hususunda İk- tidarın hiç i h yale kapılmasına mahal olmadığını anlamakta güçlük çekmediler. Muhalefetin temsilcileri son derece kararlı ve azimli görünü- yorlardı. D. P. rejimi normal bir de- mokratik rejim haline' getırecek ini- dir, getırme ecek midir H. P. bunu sağlayıncaya kad ar kuv- vetıyle çalışacaktı ve hıç bır tedbi- rin kendisini millet tarafından ha- raretle desteklendiği aşıka olan bu yoklan ayırmasına imkân yoktu. Bir mılletvekılı haftanın ortasında aklarının ve ya pacaklarının karşılı- -ını misliyle görec ek Artık ç imsenin -başta İnö C H. İ çinde sinmeye niyeti olmadıgı anlaşı- hyordu. İsmet İnönü perşembe günü Ye- mak i bunu sağla görmeye çalışacaktı. Genel Başkanın - sadıyla da tedbırlerın harekete geçı- t geleceği gün ve saati haber alan C. H. P. lletvekıllerı büyük bir ka- file halınde hava meydanına gitmek ve nonuyu karşılamak kararı aldı- lar. Bir başk: a milletvekili " ü etrafında nasıl kaya gibi olduğumu- zu, hiç bir tehditle yılmayacagımızı gorsunler dedi. İnönü hava meyda- an muhtemelen kendi Grubuna gelec Tiler ilk fikir te- atisini orada yapacaklardı Grubun. müzakereleri cuma günü saat 10" da Bilmece Sevdası H erkesin bir merakı — olur, Allahlık Ulusun — başına zembille inip — konmuş — teknik zatın merakı da şu: - Yazılanı okuyucu anlamasın da, ne o- lursa olsu Ne ke lımeler yarabbi, ne kelimeler! Bir - adam hastalan- mış, nereye kaldırılmış biliyor musunuz. "Sağı i rk parasının deg düşürül- asıl düşü rulmuş biliyor D olarak./ Basın özgürlüğü!" 'devrik tümce" ile de, caba! Bu kadarla bitse gene iyi. Bir başlık: "C. H. P. Grubu- nun bildirisi". nuz: "C. H. P. Grubundan teb- lıg olunmuştur Nihayet 'tilcik" — Ter nin çağırısı", Altını okur unuz. C. H. P. davet eder", Bir başlık: ".. Ulusal güvenliğimizi — yakından...” — Al- tinı O nuz: . illf — gü- venliğimizi — yakı aha Ver: 2 dı"”, — "kiıvanç — duy- du”, "ya bölüm, ölüm", ya ö r de C. H. P. liderleri şu yapsak da alsak diye — arpacı kumrusu gibi düşünürler. Res- mi organın söylediğini — millet anlamadığına, — Allah Ulusla vatandaş arasında "Sağır- lar Diyaloğu" sürüp — gittiğine göre o kadarım öpüp te başla- rına - koysunlar. Türklere de le hitap edilir mi, Hotanto diliy- başlayacaktı Muhtemelen kir tebliğ akşam basına verilecekti. Fa- k t bu tebliğin çok sert olacağı ve ihtilâl meselesı üzerinde — dur. cagı ihtilâli kimin yapmak niyetinde gö- ründüğünü belirteceği bu haftanın ortasında P. çevrelerinde esen havadan elen anlaşılıyordu. Gerçi teblıgın, kendı tebliğini radyo- larda okuta ve Ajansla yayınlatan D. P. afından mıllet d rulma- mak- b oylu, asil tavırlı bir adam rilmesi mümkündü. Fakat mılletın, eninde sonunda, Ankarada söylen d en haberdar olmaması nasıl duşu- nülebilirdi? Kıbrıs Beklenmedik bir ziyaretçi G eçen haftanın son günü akşam üzeri, bulutlar arasından çıka- rak Esenboğa Hava anına ınen ve Terminal' binası önünde duran . Co- met uçağından saçları agarmış, uzun indi. İn- “giliz kumaşın dan yapıldıgı uzaktan belli olan koyu gri bir elbise giymiş- ti. Yorgun bir halı vardı, gülümse- meğe çalışarak kendisine gelenlere doğru yürüdü. Başbakan Menderes, bu asil ta- vırlı adama -ki İngiliz — Başbakanı MacMıllan'dan başkası değildi, kar- şılamak için hararetli D. P. Grubu toplantısını bırakarak — Esenboğaya . Dışişleri Bakanı Zorlu mu- yanındaydı. enderes, on gün evvel Londrada kendısını karşılamağa ve uğurlama- ğa gelemiyen MacMillan'ın sempatik bir tebessümle elini sıktı. Bu arada, dünyanın en süratli uçaklarından bi- ri olan Comet'ten siyah elbiseli, sey- rek saçlı bir adam -âdeta mevcudi- yetinin hissedilmesini ıstemıyormuş gibi- sessiz sedasız indi ve İngiliz sefareti mensupları arasına karıştı. Gazeteciler, bu mütevazi serbest atışlarda başlıca hedefi teş- kil eden Vali Foot olduğunu farket- mekte güçlük çekmediler. Hava alanında mutad — merasim yapıldı. —Majestelerinin — Başbakanı bandolu, sancaklı merasim kıtasını teftiş etti. "Merhaba asker" hi ee dıran gördü. Teftişi müteakip Başbakan, Zorlu, MacMıll , Vali Foot ve İn- giliz sefiri er şeref salonunda biraz dinlen dıler MacMillan bir be- yanatta l)ulundu Güçlükler mevcut- a da, Kıbrısta sulh ve sükunun a' detını herkesın canı gönülden arzu- ladığım belirtti ve seyahatinin bu neticeyi vermesini temenni etti. Pro- getirilmesi yirmi dakika kadar sürdü. Bundan MacMillan enderes ve Zor- luyu taşıyan otomobıl Hariciye köş- küne doğru yollandı. ValıF ot İn- giliz sefaretıne ait Rolls - Royce da onları takip ediyordu. Gece, Hariciye köşkünde misa- firlere Türk yemeklerinin İngiliz ye- mekleri ile mukayese edilemiyecek kadar nefis oldugunu ispat eden bir ziyafet verildi. mekten sonra yan- daki salona geçıldı ve kahveler ıçı- lirken Kıbrı: uunda müzakere lere başlandı Muzakere bır sa at bile sürmedi. Ertesi günkü müzake- relerde de kısalık rekoru kırılacaktı. Hakikaten pazar sabahı ve öğleden sonra yapılan konuşmalar 2 - 5 s AKİS, 16 AĞUSTOS 1958 MacMıllan ın