DERDİN BAŞI D emokrasi çarklarının hele son senelerde niçin iyi dönmediği, mem- leket meseleleriyle meşgul p ok insanın kafasındaki sualdır Ama bir sistemin bir tek tarafında aksaklık olsa, bir makinenin b tek parçası vazifesini yapmasa bütün sistemin, bütün makinenin fel— ce uğrayacağı mekanik kitaplarının birinci sayfasında yazılıdır. İktidar partisinin Meclis Gruba geçen haftanın sonunda bir "ara tebliği". neşrett D. P. milletvekilleri toplanmışlar iktisadi vazıyetı dış y: rdı mları, iktisadi politikayı ve dış politika ayı goruş "şler Dış yardımları takdır etmişler, iktisadi polıtıkanın yenisini de, eskisini de tasvip etmişler. Buraya kadar şaşılacak bir taraf yoktur Fiilen ol- masa da hukuken eski ıktısadı polıtık D. P. Meclis Grubun! tasvı- bine mazhar sayıldığın a bir itiraz yapılamazdı. Dış dımlar hakikaten memnunı et verıcıdır Yeni iktisadi politika ise, tat— bik edilebilirse, bugün için düşünülebilecek tek politikadır. Ama geliniz, teblıgdek şu kısmı okuyunu: ' politikamız ve hususuyla son Ort ark hadise erınde harıcıyemızın takıp etmiş ol- dugu uyanık, durendış ve azımlı hattı hareket takdırle karşılanmış- . Bunu takip eden cümle olm n hem s diyeceği geli- 0r. Fakat öteki cumlenın bıldırdıgı haber daha da fı aklıdır: Grup, “harici politikamızdaki muv: affakıyetınden dolayı", başta Adnan Men- deres oldugu halde D. P. hükümetine teşekkur lerinin iblâğına "it- fak" la ve "alkışlar” la karar vermiştir! Dış politika bu. Ve Orta. Doğu hadıselerınde hariciyemizin takıp ettiği hattı hareket. Bu politikadan ve bu hattı hareketten dolayı dün yanın bütün demokrasilerinde Dışişleri Bakanları kendi Grubları ta— rafından düşürülür. Bizde ise, hükümete teşekkür ediliyor. İhtimal, “Parti Tesanüdü" anlayışı! Vaziyetin tevil götürür tarafı yoktur. Dış politikamızın bir fiyas- koyla neticelendiği, kurup övündüğümüz binanın gözler önünde çatır çatır yıkıldığı, bu yıkılma sırasındaki hatta hareketimizin ise, başta bü müttefiklerimiz, hemen herkese endişe verdıgı, nihayet bir ih- tıyatsız hareketin tâ eşiğinde durdurulduğumuz a: herkesçe kabul edilen hakikatlerdir. Şimdi "biz o hattı hareketi politika diye yaptık; o hattı hareket neticesinde şunu sagladık hunu sagladık bakınız, ne- tice ne oldu" diye tevil yollarına sapmak, meşhur dış yardımın Orta Doğu hadiselerinden evvel, bizim, koşulan şartları kabule yanaşmam üzerine kararlattığını bilmezlikten gelerek "uyanık dış polıtıkamız için övünme vesilesi addetmek düşünülmüş, denenmiş olabi bi Meclis Grubunun böyle basit taktiklere iltifat etmemesi, gerekırd Bir tek mületvekili çıkıp ta dış politikamızın ve hattı hareketımızın he kadar yanlış olduğunu söylememiş midir ki Grup "teşekkür k ittifakla almıştır? Bir tek milletvekili hadiseleri yakında vukufla takip etmemiş midir? Bir Dışişleri Bakanı böyle hallerde de düşürül- mezse ne zaman düşürülür, lutfen söyler misiniz? Bir Dışişleri Ba- kanının bu hataları yapması "teşekkür" le karşılanırsa hangi hatalar yapılmaz" Hiç, intibah yüreklerde yerleşir mi? Söyleyiniz, söyleyi- İşte, Demokrasi — çarklarının iyi dönmemesinin sebebi budur. Ha- ta edeceksınız yanlış oldukları, gaf teşkil ettikleri kısa vadede orta- ıkan beyanlarda bulunacaksınız, ihtiyatsızlıklar yapacaksınız. Sonra, bunlar uyanıklık, durendişlik ve azimlilik diye takdir edile- cek, alkışlanacak! Niçin? Öyle isteniyor diye.. Vaziyet bu olunca, aksaklığı mum yakıp aramaya ne lüzum var?.. denılıyordu Hattâ ni bulunuyoruz D. e P. nin Büyük Meclisin bulunan D. P. nin daha neler yapa- Anayasa ile tayın edılen hudutlar dahilindeki bir parçası olma vasfını ekrar iktisap etmesi" ni bekliyordu. Bu, C. H. P. için kanunı mecbu riyet- ti. C.H. P. bu şarta gene riayet et- mezse, her türlü tedbıre başvurula- caktı. 1958 senesinin son yarısında D. P. Türkiyesinde Muhalefete — karsı hâlâ alınabılecek ne gibi tedl)ır kal- dığı, doğrusu pek meral Türkiyeye muvaffakiyetle maletmis AKİS, IGAĞUSTOS1958 bılecegı de, hani merak edilmeyecek şey değildi! Bu yüzden teblıg, barutla -beyaz barut- yazılmış olma bir zihniyeti inkârı ımkansız şekılde gözler önüne sermekten gayri pra- tik netice verecek mahiyette bulun- madı. Karagöz gazetesının yazdıkla- rından C. H. P. nin ihtilâl peşınde koştuğunu — çıkartmak için insanın kendisini biraz zorlaması gerekiyor- du. * Nitekim pazartesi ve salı günle- ri müfrit diye bilinmeyen bir ço| D. P. milletvekili gazetecilerle te- masa geçerek tebliğin hakiki mâ- nasının Mıllı Birlik'e bir davet oklu- ğunu, ağr ithamların fazla cıddıye alınmaması gerektıgını eğer kendi- leri böyle bir teblıgın ıttıfakla çık- masına boyun eğmişlerse bunun, da- ha ağır bir hareketi enlemek gaye- sini guttugunu, C. P. "Peki, artık ru çalışacağım" derse hallolacağını, yoksa yeni tedbir diye yin bahis mevzuu olmadg ileri sürdüler. Fakat bütün bu söz- ler, tebliğin agızlarda bıraktıgı bu— rukluğu izale edemediği, Grubu ıçınde sertlıge cephe almaya azimli bir zümrenin bulunduğu lunda bir takım D. P. mlletvekılle- rinin övünme yollu iddialarım da bo- şa çıkardı. ebliğ, en ziyade onların hezi- metinin açık delik sayıldı. Onlar da ışın farkında olduklarından "Canım muşayıversenız da— mara basmasanız, biraz sesinizi kes- seniz, görüyorsunuz bizim — liderle İ memnun değiller” lderlerının Muhalefetten —memnuni- yetleri imiş gibi.. Karagöze nazire Fakat hâdiseleri dikkatle — takip er D. P lletvekıllerının mış, bılıyo lanmala rına Ama, Karagöz ne nün neler yazmış olduğu noktasında hiç durmadılar. C. H. P. ihtilal- ciliği hakkında Karagozun neşrıyatı delil sayıldığına gor D. P. nin ma- rifetlerini anlamak i P. Genel İdare Kurulu âzası Kayse- ri milletvekili Kâmil Gündeş olan bu gazeteye bakmak gerekecektir. Nitekim gazetenin 25 Temmi rihli sayısını okuyanlar Türl kıy nin Iraka hücuma hazı dgını Nuri es Saidin ıntıkamını almak için kol- larını sıvadığını yalnız - Associated ress ile New York Times'ın a Sabır versin bize Allah - Dost Iraka dalınacak İntikam alınacak - Eli kanlı kızıl cellat - Yağlı ipte salı- cak." Eee, D. P. İktidarının niyetlerini Genel İdare Kurulu azasının gazete- si de bilmezse kim bilecektir? Fakat Fatin Ruştu Zorluya "durendiş dış politikamız" dola; sıyla rubun te- şekkurlerının iblağı "ittifakla" ka- altına alınırken bundan hiç kim- se bah etmedı Hattâ Köylü gazete— sinin Bağdat hâdiselerini "İkinci Kerbelâ" diye anlattıgım ve bütün Türkleri "Peygamberimizin ahfadın- dan olan melek yuzlu Faysalın inti- kamını almak için" vaşa da- vet ettiğini bile D. P. mılletvekıllerı görmezlikten geldiler. Ama Karagöz!. O. C. H. P. nin 7