mum Müdürü Orhan Çapçı hâdise ile bizzat alakalanmış ve Sendika Ge- nel Başkanı Metin Rasin ile görüş- müş, yapılan haksızlıkların düzeltil- mesi için derhal emir vereceğini söy- lemişti. Ayrıca bu arada, beş madde halinde tesbit edilen vaatlerde de bulunmuştu. Bundan böyle taş işçi- lerinin emeklerinin karşılığı olan pa- ralar muntazaman ödenecekti. Öde- me her ayın 6'sında ve 21'inde olmak üzere iki defada yapılacaktı. İşçiler, iş başında bir kazaya uğrarlarsa te- davileri' Vakıflar Umum Müdürlüğü- ne ait hastahanelerde yaptırılacaktı. Taş işçilerinin sanatını ilerletmek için bir kurs açılması da karara bağ- lanmıştı. Umum Müdürlük ilgilileri ile Sendikalı ustalardan teşkil edile- bir komisyon ücretlerin tesbiti işi ile uşraşacaktı. Nihayet, bundan böyle Vakıflar Umum — Müdürlüğü, ÇALIŞMA taş işçisi ihtiyacını bizzat Sendika- dan temin edecektı İşte temmuz ayı- nın son günü, Sendikanın Genel Mer- kezinde harıl harıl teksir edilerek "müjdelenen" haber buydu. erke- bini kaybedip de tekrar bulunca se- vinen fakirin hikâyesi gibi, taş isçi- leri de yüzde yüz hakları olan bazı şeyleri yeni baştan -o da sözde- ele geçirince bir . bayram havası içine girivermişlerdi. İŞÇİLER POYALANIYOR A sgari ücretler hususundaki va- atlerden, yaptırılacağı söyle- nen İŞÇİ meskenlerıne kadar he- men her konuda işçiler hükümet tarafından oyalanmaktadır. tık bu hususun tesbiti gerekmek- tedir. Asgari ücretlerin ne kadar düşük olduğu, buna rağmen tat- bik edilmediği ve sadece bazı böl- gelerdeki işçiler için asgari ücret tesbit edildiği meydandadır. Ama asgarı ucret, işçileri oyalamak ve yutmak için pekâlâ — kullanı- labılmektedır İş —mahkemeleri- nin bütün memlekette — kurulma- dığı, kurulan yerlerde ise ha- kimsiz olduğu meydandadır. Ama işçiler, işverenlere karşı haklarını mak için mahkemeye gitmeye teşvık edılmektedır İşçi ücretleri ise son derece düşüktür. Ama b konuda da işçilere bir oyalama kapısı açılmıştır. r altı ayda bir il hakem ku- rullarına başvurup ucretlerın artı- rılmasını istemek — mümkündür. Buralardan — ücretlerin — artırıl- ması yolunda bır karar çıktığı pek az görülmüştü İşçiler en kou meskenlerde yüksek kiralar karşılığında otur- maktadırlar. Buna karşı işçileri 0- yalamak için mesken kooperatif- leri kurulmuştur. — Kooperatifler ise şimdiye kadar birkaç binden fazla mesken inşa ettirememişler- dir.. Milyonlarca işçinin mes- kensızlıkten perişan oldugu bir ha- kikatt Işçılerın hangi sağlık şartlan altında yaşadığını anlatmak için -bilhassa büyük şehirlerde- yıka- nacak su bile bulamadıklarını söy- lemek kâfidir. Buna, ağır çalış- ma şartlarını, gıdasızlık ve hava- sızlığı eklediniz mi, işçi saglıgının ne durumda olduğu daha iyi anla- şılır. Buna da çare bulunmuştur İşçi Sigortaları Kurumu. ku- rumdan da memnun olanı bulmak kolay değildir! Bütün bunlar, işçilerin nasıl o- yalandığını gösteren — misallerin ancak birkaçıdır. Bununla bera- ber, şurasını da belirtmek isteriz ki, ışçılerın çoğu mevcut kanunit İmkânlardan en iyi şekilde fayda- lanmasını bilmedikleri gibi, onlara AKİS, 16 AĞUSTOS 1958 yol gösteren de pek yoktur. 950 denberi işçiler grev, kol- lektif iş akti, ücretli izin, sendika- lar kanunu gibi hayallerle oyalan- maktadırlar. Nitekim, daha iki hafta önce Çalışma Bakanı gaze- tecilere verdiği bir beyanatta, yu- karıda birkaçını sıraladığımız ko- nular hakkındaki kanun tasarıla- rı üzerinde hâlâ çalışılmakta ol- duğunu 'bildirmiştir. Bu ne bit- mez tükenmez çalışmadır ki, yıl- lardanberi devam edegeldiği hal- de bir türlü memleketimizin şart- larına uygun bir sendikalar kanu- nu, bir grev kanunu, kollektif iş akti kanunu — hazırlanamamıştır. Memleketimizdeki şartlar acaba dünyanın diğer — memleketlerinde üküm süren şartlardan bu dere— ce değişik, bu ölçüde uzak mı ki, Demokrat Parti 12 yıldanberı bu şartlara uygun kanunları bir tür- lü hazırlayamadı ? İşin aslı şudur: Demokrat Par— tinin bu işçi meselelerine bir hal çaresi bulmağa niyeti yoktur. Öte yandan işçilerin sayısı memleketi- mizde hergün biraz daha artmak- ta ve işçi sınıfı partiler için bir- çok yönlerden ihmal edilmez bir kütle haline gelmektedir. Bu yüz- dendir ki, Demokrat Parti işçileri hem kırmamak, e onların ellerine kanuni imkânlar verme- mek için gayret — sarfetmektedir. İşçiler için en — önemli ve tesirli mücadele vasıtası olan grev hak- kını Demokrat Parti bir türlü ka- bul etmek ıstemıyor Fakat 2 yıl- dır bu hakkın işçiye verileceğini tekrarlayıp duruyor. Onun için D. . grev halikını kabul etse bile, bu yolda çıkarılacak bir kanun is- çilere gerçek bir şekilde grev yap- mak fırsatını vermeyecektir. Ni- tekim şimdi, işçilere grevden önce kollektif iş aktının yıllık ücretli iznin daha önemli old uğu — telkin edilmeğe çalışılıyor * emokrat Partinin işçi hakla- rını tanımayı geciktirmek hu- susundaki bu kesin kararı karşı- sında işçiler ve sendikacılar — ne yapıyorlar? Kanaatimizce yapılan pek az şey vardır. Üstelik bir ta- kım yanlış yollara sapılmaktadır. Adil AŞÇIOĞLU İşçi dâvalarının iktidara yaklaş- makla iyi bir sonuca bağlanabile- ceği yolundaki yanlış — telkinlere işçiler haddinden fazla kapılmış- lardır. Bu yüzdendir ki, çeşitti iş- -i teşekküllerinde ışbaşına getiri- leceklerin iktidarın yakını kimse- ler olmasına işçiler bugüne kadar dikkat etmişlerdir. Halbuki olay- lar bu politikanın yanlışlığını gös- termektedir. Demokrat Partiye yalan oldukları için işbaşına geti- rilen sendikacılar bu partiden iş- çiler lehine ne koparabilmişlerdir ? rev Kanunu, Kollektif İş Akti Ka nunu, yoksa Yıllık Ucretli İzin Ka- nunu mu çıkarılmıştır? İktidara yakın oldukları için iş başına ge- tirilen sendikacılar iktidara karşı işçi haklarının ve menfaatlerinin hangisini korumuşlar, bu hususta iktidara seslerini ne dereceye ka- dar duyurmuşlardır? Hele Büyük Millet Meclisinde bulunan muva- fık işçi milletvekilleri, işçiler le- hine hangi harekette bulunmuşlar— dır? Hükümetin Büyük Millet Meclisine getirmekte bu —kadar geciktirdiği kanun — tasarıların- an hangisini işçi milletvekil- leri kendiliklerinden B. M. M.- ne teklif etmişlerdir? ' Halbu- ki işçiler, milletvekillerine — ve sendika liderleri ile diğer işçi te- şekkülleri başkanlarına büyük ü- mitler bağlamışlardır. Her seçim- e yemden verilen sözlerin bu de- fa tutulacağım ummuşlardır. Fa- kat aradan geçen zamana rağmen Türk işçisinin önünde duran en- gellerden hiçbiri giderilmemiş ve işçi milletvekilleri ile liderleri bu yolda müsbet bir tek adım atma- mışlardır. Biraz bekleyiniz, — sabrediniz, bakandan söz aldık, şu tasarı ya- kında Meclise gelecek, bu tasarı komisyona geldi gibi oyalamalar- dan artık işçiler bıkmışlardır. Bu sözler ve vaadler, işçinin geçim sıkıntısına bir deva olama- maktadır. Bu sözler, İşverenlerin ve bazı idare âmirlerinin işçilere karşı olan kötü — muamelelerinde hiçbir değişiklik yapmamıştır. Bu sözler, işçilere çok kıymet- li yıllar kaybettırmıştır 25