Yeni M emleketimizde özel — okullara ve yarı resmi kolejlere gös- terilen rağbet günden güne art- maktadır. Hele eskiden beri nam vermiş bazı okullara talebe yaz- dırmak son derece güçleşmiştir. Çocukları ilk okulu bitirir bi- tirmez birçok aileleri de bir dert- tir alıyor! Çocuğu hangi özel oku- la yazdırmak mümkünse onun pe- şinde koşuluyor. Henüz imtihan- dan çıkmış yorgun ve heyecanlı çocuklar, test imtihanının birinden diğerine koşturulurken, anne ba- balar da iltimas peşinde koşmak- tadır. Doğrusu, giriş imtihanları- nın yapıldığı binaların kapısında bekleşen çocukları görünce, insan, modern psıkolopk terbiye sıstcmi— nin, bu modern test usulü ile na- sıl bagdaştıgına hayret — ediyor. attâ bu test imtihanlarının bu- gün bazı okullarda, ilk sınıflardan itibaren tatbik edıldıgmı görmek insanı cidden düşündürüyor. He- nüz ana kuzusu denecek — yaşta yavrucuklar, annelerinin ellerine sıkı sıkı sarılmışlar, titreşe titre- şe imtihan kapısı önünde bekleşi- yorlar. Anneleri kendilerinden ber- bat vaziyette Geçenlerde böyle bir anne ve çocuğa tesadüf ettim. Anne çocu- ğunun cebine makineli tüfek mer- misi dizer g'bi kalem — dizmişti. Mütemadiyen "Şaşırma, dikkat et, kalemin ucu kırılırsa onu at, öte- kini al, telâş etme korkacak bir- şey yok" diyordu. Çocuk şaşkın kalemlerine bakıyordu ama, göz- lerinde renk renk kaleme bakan bir çocuğun sevinci yoktu. Tersiz korkuyu da bir gun reniyordu. Bundan boyle sevınçle huzur içinde okula koşmasına im- kân var mıydı? Tanıdığım birçok çocuklar bir- kaç okulun test imtihanına birden girdiler. Kiminde kazandılar, ki- minde kaybettiler. Bu bakımdan ben, test usulünün çocukların ka- biliyeti hakkında hakikaten tam isabetli netıceler Verdıgıne ina- namıyorum i belki usül iyi- dir de tatb'ıkı yanlıştır belki gü- gençtir, iddiasız ve caziptir. Bu tip modellerin halk ve hattâ en şık, en zengin kadınlar tarafın* dan tutunması büyük terzileri bir hayli düşündürmektedir. Çünkü son senelerin ispat ettiği hakikat, bu terzilerin artık modaya eskisi kadar akim olamıyacaklarıdır. Sokaktaki kadın rahatı, sadeyi, kolayı seçmiş bunu cazip yapmıştır. Çok ustalıklı elbiseler, güzel kuplar, pahalı dikiş kadına yaklaşılmaz, iddialı ve yaşlı bir hal vermektedir. Birçok büyük AKİS, 16 AĞUSTOS 1958 dertler Jale CANDAN nüne ve saatine, hattâ davaya gö- re çocukların cevap verme şans ları değişmektedir ve özel okulla— ra talip olanların sayısı böylesine arttıkça usül bir zaruret olmak- ta devam edecektir. Yalnız bazı ailelerin bunu bir yeni snobizm ha- line getirip çocuklarını — muhak- kak surette paralı mektepte oku- tarak kendi kendilerinî tatmin et- e yoluna meleri, çocuklar i- çın zannedıldıgı kadar faydalı de- ğildir. Çocukları boş ve lüzumsuz imtihanlara tâbi tutmak onlara çok erken ve yersiz muvaffaki- yetsizlikler tattırmak ken ken- dılerıne besledikleri güven hissini yıka Oyle anneler tanıdım ki, yedi- şer yaşındaki çocuklarının test imtihanında muvaffak olup olma- malarını kendileri için bir övün- me vesilesi veyahut bir şeref me- selesi yapmışlardı. İnsan çocuğunu iyi bir mektepte okutmak ister. Ancak, özel okulların resmi okul- lardan daha iyi talebe yetiştirdi- ğine inanmak güçtür. Etrafımıza bakacak olursak resmi okullarda yetişen gençlerin diğerlerinden da— na iyi — yetiştiklerini ve haya daha çok — muvaffak olduklarım kolaylıkla görebiliriz. Terbiye ba- kımından da bu ekseri böyledir. Resmi okulların en büyük eksiği muhakkak ki lisandır. Lisana çok daha fazla ehemmıyet verilip, gös- teriş için değil de, öğretmek gay- reti ile programa alındığı takdir- de birçok ailelerin resmi okulları diğerlerine tecelli edecekleri mu- hakkaktır. Lisanın, gençlerin istikbali ü- zerinde oynayabileceği rolü — düşü- nünce elbette ki bunu bir snobizm olarak kabul edemeyiz. Türkçe neşriyatın kısırlığı, birçok — mes- lekler için lisanı en ön plâna al- maştır. Lisan bakımından takviye edilmiş Milli Eğitim okullarını di- ğerlerine tercih etmek için birçok ciddi sebepler mevcuttur ve bu, muhakkak ki, birçok aileyi ve ço- cukları yeni yeni dertlerden kur- taracaktır. terzi en nef'ıs modellerinin müşterile- ri tarafından beğenilmediğini, daha genç, daha sade, daha rahat model- ler yaratmaya doğru itildiklerini görmüşlerdir. Binlerle model elbise u yeni cereyandan en çok isti- en. tüccar zıhnıyetlı ha- Zır elbısecıler olmuştur. Bugün New ta, Ohrbach isimli bir büyük mağaza Parisin büyük terzileri için hakiki bir rakip olmaya başlamış ve en zengin müşterileri cezbe muvaf- fak olmuştur. Hem de Ohrbach'ın sattığı en pahah elbise 69 doları geç- memektedir.' Buna rağmen, son ay- larda en şık giyinen artistlerin, en titiz şık kadınların, asillerin, kolla- rının altında buyuk bir paketle New 'taki bir büyük, mağazanın dorduncu katım işgal eden bu ucuz moda evinden çıktıkları tespit edil- mişti * Ohrbach işin kolayını şöyle bul- muştur: Tanınmış Fransız terzileri- nin kolay giyimli, genç görünüşlü el- bise, tayyör, manto modellerini sa- tın almış ve bunları en ufak bir de- ğişikliğe tâbi — tutmadan, en ufak pensıne tek bir düğmesine bile ria- ederek, yalnızca kumaşlarım de- gıştırerek kopye etmiş ve böylece Belden sıkma Yılın gözdesi Fransız şıklığının inceliğini Ame- rikan zevkinin iç açıcı, neşeli genç havasa ile birleştirmiş, misli görül- memiş bir başarı kazanmıştır. Bu- gün Amerikada Ford'un son modeli meşhursa, Dior'un yazlık dö- piyes trapezleri, Givenchy'nin cazip renkli şantung yazlık rob mantoları o derece meşhurdur. Yalnız Dior mü- essesesi, bu terzi evine ismini kul- lanmayı katiyetle yasak ettiği için, bu müessesenin modelleri "Monsieur satışa — çıkarılmaktadır.. in kim olduğunu tabii bilmekte ve — "Monsieur X" en çok sahneye çıkmaktadır. Aynı modeller satıldıkça yerine — yenileri ilâve edilmektedir. Rivayete — göre, bir gün ıçınde yüzlerle model satıl- maktadır 27