Frank'ın hazin macerasında Führer mes'ul tutuluyordu da Özalp maktul- lerinin ruhları Milli Şefi niçin affe- deceklerdi. İşte bütün bunlar ve Yüksek Mecliste konuşulacak olan daha pek çokları sabık Milli Şefi rapora ehem- miyet atfetmekte haklı kılmaktadır-. Artık grup toplantısı, siyasi te- sirler, tahrif ve sair bühtanlar çök- müş olmuyor mu? Sonra böyle mev- zulara politika karıştırmağa ve par- sa toplamak gayretlerine ne lüzum var? Rapora Fevzi Çakmakın tadı geçmiş. Nokta nokta koyarsınız, ıt— hamlar yaratırsınız, öyle merhumdan raporda hürmetle ve rah— metle bahsedilmiştir, hiç aldırmazsı- nız. Merhumun zalp -hadisesinden asla ve kat'a mes'ul olmadığı sara- hatle ifade edilmiştir, belirtmezsiniz Ve aklınızca böylece politika yapar- sınız. Amma işte mumunuz yatsı ol- madan sönüverdi... Burada da durmazsınız, raporu 20 Demokrat Mebus imzaladı fakat 24 tanesi imzalamak istemedi gibi bir hava yaratarak muallel göstermeğe çalışırsınız. Düşünmezsiniz ki rapora imza koymak yetkisi yalnız müzâke- rede hazır bulunanlarda vardır; mü- zakerede ve kararda bulunmay_anlar imza atmaktan memnudurlar. Özalp tahkikatının nihayetlendiği celsede hazır olup karar verenler de 20 De- mokrat 7 Halkçı Mebustan ibarettir. Amma Halkçılar muhalefet şerhlerin- de 12 imza atmaya çok uğraşmışlar ve fakat Dahili Nizamnamenin sara- hati karşısında buna muvaffak ola- mamışlardır Mesele anlaşıldı değil mi? Ne olacağı da anlaşılmış bulunmak ikti- za eder. Türkiye Büyük Millet Mec- lisinde Dilek raporu değil ve fakat Adalet ve Teşkilâtı Esasiye encü- menlerinden — müteşekkil — Muhtelit Tahkik'at FEncümeninin — mazbatası görüşülürken hakka, adalete ve ka- nuna inananlarla bir kabile idaresi- ne taraftar olan taş yüreklilerin kim- ler olduğu bir kere daha tezahür ey- liyecektir... Sabri Dilek Hükümet Ehemmiyetsiz değişiklikler Bu — satırların yazıldığı sırada kabi— nede beklenen degışıklıkler henüz ilan edilmemişti. i bu satırların okunduğu sırada degışıklıkler herke- se malüm olacaktı. Fakat haftanın ortasında başkentte emin şekilde bi- linen, bu değişikliklerin çapının yük- sek olmıyacağı idi. Bazı Bakanlar kabine dışı bırakılacaklardı, diğer bazıları ise yer değiştirecekti. Ama ne D. P. Grubunun hararetle arzu et- tiği gibi Genel Başkanın etrafı açıla— caktı ve ne de çok sayıda "yeni sima' hükümet kadrosuna gırecektı buki böyle bir adamın siyasi hava- da uzun olmasa bile şimdilik geniş bir ferahlığa sebebiyet vereceği» en yakın alakalılar dahi, hemen kimse- AKİS, 24 MAYIS 1958 nin meçhulü değildir. Fakat kabinede değişiklik haberlerinin uzun zaman- danberi pıyasada dolaşması sanki D. n D. P. içinde kudret ka- zandıgı zehabım verdiğinden bir nevi kudret mücadelesi su altında alıp yürümüştür ve bu» değişiklikleri ge- ciktirmektedir- Evvelâ meşhur İç Kabinede bir oynama olmıyacağı geçen haftanın sonunda hemen katiyetle anlaşılmış- tır. Hatta ikinci kuşakta bile fazla bir değişiklik beklenmemelidir. Kabi- ne dışı bırakılacağı hemen muhakkak sayılan Bakan, —Ulaştırma — Bakanı Fevzi Uçanerdir- Onun yerine, tekrar Arif Demirerin geleceği, memnunluk verici bir haber olarak bu hafta An- karada dolaşmaktaydı. Maamafih ay- nı makam için, gene memnunluk veri- ci bir haber olarak Muammer Çavu- şoğlunun da adı — zikredilmekteydi. Kabine dışı kalacağı tahmin edilen YURTTA OLUP BİTENLER draya gittiği bilindiği halde Türkiye — ye dönüp dönmediği hiç ama hiç kımse tarafından merak edilmemek- te Kabıne tadilâtı» belki de yılan hi- kâyesine dönmesi neticesi ehemmi- yetini kaybettiği gibi yaratabileceği tesiri yaratmak imkânını da elden kaçırmıştır. Büyük — Meclisin tatil devresinde bile değişiklikler kimseyi tatmin etmiyecektir. Grubun kelle is- tediği ve bir kelle verilirse bunun en yukarılara kadar gideceği yolundaki edebiyat bu haftanın başında başkent- te pek revaçtaydı ve işin asıl eğlence» li tarafı, bu edebiyata kulak veren, hakikaten öyle olacağım zanneden, bundaki hususi maksadı görmeyen yüksek — şahsiyetler eksik değildi. Doğrusu istenilirse bu. 1950 nin "sev- gili parti" si D. P. nin 195S'in "sevil- meyen parti" si haline gelmesinin de asıl sebebi bu değil midir? Almanya donuşu Yeşılkoyde karşılanan Bayar | ."Gö zlerim — yollarda - kaldı başka bir bakan, Dr. Lütfi Kırdardır. Dr. Behçet Uz gibi Dr. Lütfi Kırdar da bir zamanki siyasi rakipleri De- mokratların gönlünü fethetmeye mu- vaffak olamamıştır. Milli Şefin eski İstanbul Valisi, Başbakan Menderes nezdinde de hayatı ehemmiyet taşı- madığından yerim — muhtemelen bir ciddi Demokrata devredecektir. Kabine dışı kalması, beklenmesi- ne ve tabii sayılmasına rağmen san- sasyon uyandıracak olan Bakan Sa- met Ağaoğlu olacaktır. Samet Ağaoğ- lu halen tam maaşla tekaüt vaziyette, dir. Hükümette (hiç bir işi yoktur, kendisine daire havale edilmemiştir. Zaten, bir alâka da çekmemektedir. Samet Ağaoğlu için — söylenebilecek tek şey "mukadder akıbetine maruz kaldığından ibarettir. Devlet Bakanı Payesini taşıyan sabık idealist Ağa- oğlu öylesine az alâkanın mevzuudur ki, bir ameliyat geçirmek üzere Lon- Adalet Umuru adiye! eçen haftanın sonlarında İstan- bulda, Babıâlide, Adalet Baka- nı Esad udakoğlunun İstanbul Savcısı Hicabi Dinçe soru — açtığını okuyan bir çok gazeteci gevrek gev- rek güldü. Gülenler arasında meselâ, Cumhuriyetin Ömer Sami Coşarı Cumhuriyetin eski Ali İhsan Goguşu Vatanın Sadun Tanjusu, — baştay Gazetecileri keyiflendiren, soru sebe— biydi. Savcı bir muharrir ile bir ya- zı işleri müdürünü gece makamına çağırtmış ve bu zevata, ertesi gün gazetelerinde neşre başlayacaklarını ilân etmiş bulundukları bir fantezi romanı neşretmemelerini <<ahbapça tavsiye» etmişti. Onlar da boyun eğ- mişlerdi. Hâdise gürültülü şekilde et- rafa yayılınca, Adalet Bakam bizzat 7