24 Mayıs 1958 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

24 Mayıs 1958 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER miteleri kurduktan sonra yapılan bu tornistan manidar n kaldı- ranların şimdilik tek umidı de Gauvl- ledür. Cezayirdeki kumandanların ül- tralarla birlikte giriştikleri macera- dan yüzlerinin akıyla çıkabilmeleri içtin başka bir yol mevcut değildir. Tek şansları Paris Hükümetinin yeni bir aciz örneği vermesine bağlıdır. Herkesin Hızırı zun boylu, soğuk ve sert görünüş— lü de Gaulle, oniki sene evvel, kim- senin beklemediği bir anda, iktidar- dan ayrılmıştır. Halbuki bütün Fran- sız halkı, kurtuluş ordularının başın- da, 1944 ilkbaharında Parise Generalin ardından gitmeye h . De Gaulle bütün kalpleri fethetmişti. Fransanın tek hâkimi olmak istese, o hava içinde kimse ona diktatör de- meye cesaret edemiyecekti. Ama Muvakkat hükümetin başkam de Ga- ulle, bu yolu seçmedi. Seçimlere git- ti. Meclis 1945 sonbaharında, Fran- sız tarihinde ilk defa olarak ıttıfakla e Gaulle'ü hükümeti kurmakla zifelendirdi. Fakat Cumhuriyete olan bütün bağlılığına rağmen. Fransayı kurtaran adam, rti oyunlarına uya- bilecek bir mizaca — sahip değildir. "Bakanlarım bana itaat edecekleri yerde, partilerinin önünde elpençe di- van duruyorlar. Aynı — zamanda, Fransaya ve ait olunan Partiye hiz- met etmek mümkün değil" diye şi- kâyet ediyordu. "Birbirine 'düşman Uç partiye dayanan bir iktidarı yü- rütmenin imkânsızlığı"na kanaat ge- tirmişti. Diktatörlüğü —aklına getir- miyen yirminci asrın Jean d'Arch i- çin çekilmekten başka yol yoktu. Za— ten daha evvel, Leon Blum'a gizlice, hükümetin başına geçmesini — teklif etmişti. Fakat Lebn Binim, çok ihti- yar olduğunu ileri sürerek bu tek- lifi kabul etmemişti. Bunun üzerine başbakanlığa bir aday göstermesi is- tenince Leon Blum, Felix Gouin adım ortaya attı. Zira Gouın Attlee'ye en çok benziyen Fransız devlet adamıy- dı! Başbakanlıktan ayrılmaya iyiden iyiye karar veren de Gaulle sisli bir kış sabahı kabine üyelerini Saint-Do- minigue'teki bürosuna topladı. Son derece nâzik ve güler yüzlüydü. Söze "Vazifemin bıttıgını zannediyorum" diye başladı. "Fransa kurtuldu, hü- kü nunları yenıden tesis kendime verdiğim vazife burada son buluyor. Kararım kafidir." Sözlerini bitiren Hükümet başkanı bakanları- nın eline sıktı ve salondan uzaklaştı. Bakanlar şaşkına donmuşlerdı Ko- münist lider Thorez bile, "bu ayrı- lıştaki büyüklüğe" karşı — duyduğu hayranlığı ifade ediyordu. Taraftar- rı, de Gaulle'ü kararından vazge- çirmek için çok uğraştılar. Fakat ne- tice değişmedi. M. R. P. nin ileri ge— lenlerinden Maurice Schumann "Ge- neral de Gaulle bizi sokağa fırla- tıyor" diye ağlıyordu. Bugün "Cum- huriyet gitsin, Cezayır kalsın" diyeti Bidault ise o gün "de Gaulle en iyi 18 General Salan Asi generalin asi kumandanı piyadesini» M- R- P. yi feda ediyor" diyordu. Tabii ki bu ahü vahlar uzun sür- mediç Parti oyunları ağır bastı. Ko- münistler, Sosyalistler ve Hristiyan Demokratlar - 1daresındekı Dördüncü Cumhuriyet, normal hayatını yaşama- ya başladı. Milletlerarası konjonktü- rün değişmesi ve Hindi Cini harbi- nin başlamasıyla Komünistler iktidar- dan uzaklaştırıldı.. Komünistlerden boşalan yeri, evvelâ Radikaller, son- ra herkes doldurmaya başladı. Dör- düncü Cumhuriyeti, Üçüncü Cumhu- rıyetten ayırdetmek zorlaştı. Şu fark- i Dördüncü Cumhurıyet uyanan mustemlekelerle yeni bir yaşama şek- li bulmak zorundaydı. Bugün ültrala- rın medet umduğu de Gaulle» daha 1944 yılında, Brazzavılle de müstem lekelere eski düzeni değişeceğini vadetmişti. 1945 te Cezayırlılere İn- gilizlerin halen Maltalılara reddet— tiği vatandaşlık hakkını ve Palais - Bourbon'da temsil edilmeyi tanımış tı. Gelgelelim bu iyi niyetler lâfta, hukuki metinler kâğıt üzerinde kal- dı. Dördüncü Cumhuriyet, Hindi Çi- nide uzun ve yıpratıcı bir harbe gi- rişti. Yalnız kimse» harbin adını telaffuz etmeye cesaret edemiyor- du. Harp denince- elbette vatandaş- tan silâh altına çağırmak, vergileri arttırmak lâzımdı. Rejim buna muk- tedir değildir. O halde sulh yapmak- tan başka çare yoktu. Ama realiteler- den haberdar edilmeyen vatandaşların mıllıyetçı hisleri ve bir sürü menfaat buna niydi. Ne tam manasıyla harp yapabılen ne sulh lâfım ağzına alabilen Dördüncü Cumhuriyetin bu macerası 1054 mağlubiyetine kadar sürdü. Tabit ki bu iktidarsızlığın, her yolu Romaya çıkarmakl vazifeli .ga- zetelerin iddia ettiği gibi ne nisbi se— çimle, ne parti sayısıyla bir alâkası yoktu. Dram XX asrın gerçeklerini anlamamaktan ortaya çıkıyordu. Son- ra Cezayir işi başladı. Ne sulh» ne kı- yasıya harp sıyasetı halen Cezayirde devam etmekte De Gaulle, Colombeydekı sayfıye evinin bahçesınde rejim aczi ü zerinde uzun uzun düşü nmek fırsatı- nı — buldu. Rejim degıştırılmedıkçe» hakiki bir icra kuvveti yaratılmadık— ça bir şey yapmaya imkan ktu. Milli kahraman halen Ankarada çok lafı edilen — prezidansiyel sistemi, Fransa için 'zaruri görüyordu. Ne sulh, ne harp yapamıyan partiler ve liderleri, elbette ki yalnız bir adamın kötümser lâflarım — dinliyemiyecek kadar meşguldüler. Hiç değilse si- yaset adamlarının çoğu de Gaulle'ü çoktan unutmuşlardı. Unutmıyanlar, de Gaulle'ü bır şeyler yapmaya zor- ladılar. l946 lının ilk günleri, bel- ki de bir y sonra çağırılacağı u—' midiyle 1ktıdarı terkeden de Gau 1947 de, parti farkı gözetmeden Fran— sız halkını toplantıya çalışan R. P. F. i kurdu. Seçımlere katıldı, mahalli seçimlerde büyük bir. uvaffakıyet kazandı. Fakat "toplanma hareketi" seçimlere katılır katılmaz, ister iste- mez diğer partilere benzedi. Bilhas- sa harp sonrası devrede iktidardan u- zak kalan muhafazakâr unsurlar. R. P. F. saflarını doldurdu. R. P. F.Te birlikte şimdiye kadar partilerin Üs- tünde kalan de Gaulle de, sıyası bir hedef haline geldi. De Gaulle'ün dik- tatörlük peşınde koştuğu» ü darbesi yapacağı artık kolayca söy- lenebılıyordu R. P. F. şefinin, yakın- larına "umumiyetle benim bir mezi- yetim olduğu söylenir: zekâ. O hal- de bazılarının iddia ettiği gibi. be- m bir hükümet darbesi yapmaya kalkışacak kadar zekadan mahrum olduğum nasıl düşünülebilir? Hükü- met darbeleri devri çoktan kapan- mıştır. Bu işin modası geçmiştir ve benim mizacım böyle bir şeye müsa- it değildir" diye dert yanması nafi- le bir gayretti, 1951 milletvekili se- çimlerinde siyasi partiler komünistler kadar, "sağcı diktatörce de iktidar ka pısını kapamak için aralarında birleş. tiler. Cumhuriyeti kurtarma temi al- tında, parti koalisyonlarına büyük a- vantajlar tanıyan seçim — kanunu, Thorez ve de Gaulle'ü kösteklemek gayesiyle kabul edildi. Reylerin he- men hemen üçte birini toplıyan R. F., koltukların ancak beşte birini ela geçırebıldı Hareket beklenen netice yi vermemişti. De Gaulle etiketini ta— şıyan milletvekilleri, çabucak bir di- lemle karşı karşıya kaldılar: Hem Mecliste oturmak- hem sistemi kâr etmek mümkün değildi. Zâten bir çok milletvekili, parti oyunlarına katılmaya teşneydiler. De Gaulle'ün 1946 da şikâyet ettiği particilik bu sefer etiketini taşıyan adamlar ara- sında başlamıştı- General bu acayip— ligi çabucak gördü siyaset alanına iyice düşmemek 1çın mılletvekıllerı— ni azatetti.R. P. tecrübesine râğ- AKİS, 24 MAYIS 1958

Bu sayıdan diğer sayfalar: