pacağı muhakkaktır. O halde hal şek- li ültralara rağmen sahneye konacak, onlara empoze edilecektir. Gelmiş geç miş hükümetlerin en büyük hatası, ültraları idare etmiye çalışmak ol- muştur. Neticede de bizzat kendileri ültralar tarafından idare edilmişler- dir. De Gawlle- eğer iktidara gelirse ordu şeflerinin de desteklediği ültra- lara karşı gerekli otoriteyi göstere- bilecek midir? Bu suali şimdiden ce- vaplandırmaya imkân yoktur. — Yal- nız general de Gaulle muazzam pres- tijini, Cezayirde liberal bir hal çaresi araştıran hükümetin hizmetinde kul- lansaydı böyle bir sual kendiliğinden ortadan kalkacaktı Orta Doğu İlk manş Esenboğaya doğru —süratle yol a- lan C. D. plâkalı arabadaki a- dam dişleri arasındaki püroyu hid- detle eline aldıktan — sonra şoföre "daha çabuk, daha çabuk!" diye em- retti. Otomobilin daha hızlı gitmesi- ni isteyen sabırsız adamın adı Halil Tahieddin'di ve Lübnanın Ankara Bü— yük Elçiliği makamım işgal ediyor- du. Halil Tahieddin o sabah Bey- ruttan çekilmiş acele bir telgraf al- mıştı. Telgrafta Halil — Tahieddin'- den, aynı gün Esenboğaya inecek olan Middle East Airlines'a ait u- çaktan çıkacak olan Halil Tahied- din'i karşılaması isteniyordu. Yani Büyük Elçi Esenboğaya — Beyruttan gelecek olan kendisini karşılamaya gidiyordu! Halil Tahieddin ilk önce bu telgrafa bir mâna — verememişti. Ama sonra düşüne düşüne telgrafın mahiyetini çözdü. Lübnanda asiler muvaffak olmuştu- Cumhurbaşkanı Camille Chamoun Lübnanı Ankara- daki Büyük Elçinin adı altında ter- kederek Türkiyeye sığınıyordu. İş- te Büyük Elçiyi heyecanlandıran da bu buluşu oldu. arabasına atladı ve Esenboğanın yolunu tuttu.' Esenboğaya geldiği zaman da bir türlü yerinde duramıyor ve daki i dan gökte belirecek olaan uçağı göz- lüyordu Dakikalarca süren bir bekleyiş- ten sonra nihayet Middle East Airli- nes'a ait uçak homurtular arasında pist üzerinde süzülerek yere indi ve terminalin önüne geldi. Bu arada Bü- yükelçi de pist kenarına çıkmış me- rakla uçaktan inecekleri gözlüyordu. Uçağın kapıları açıldığında önce hos- tes göründü Hostesi Halil Tahied- din'in çocuklarından biri takıp etti, arkasından da ikinci çocuğu, onun da arkasından bayan Tahieddin çıktılar— İşte ancak bu andadır ki Halil Tahi— eddin düştüğü feci hatayı anladı. Tel- grafın arkasında yatan gizli hiç bir mana yoktu. Yalnız telgraf yazılır- ken "bayan Tahieddin" yerine yan- lışlıkla sadece "Tahieddin" yazılmış- tı. Halil Tahieddin rahat bir nefes ai- di ve karisi ile çocuklarını karşıla- AKİS, 24 MAYIS 1958 Camille Chamoun Post mak üzere uçağa doğru koştu. Demek kavgası ki bazılarının Sarkın Adenauver'i de-, dikleri Camille 'Chamoun henüz ikti- dardadır. Üstelik Halil Tahieddin'in karısı ile çocukları gelebildiğine gore Lübnandaki umumi grev ve ayakla malar da yatışmıştır. hızını kaybetmiştir. .. Gerçekten de bu haftanın ortasın- da Beyrutta nisbi bir sükünet hüküm sürüyordu Ve on günden beri ilk de- fadır ki Beyrutlu ev kadınları çarşı- ya çıkarak sebze ve et alabildiler. İş kartı Olmay Mısırlı ve Suriyeli ise hudut dışı edildiler. Em- niyet kuvvetleri Sam Amcanın yardı- mı sayesinde duruma hâkim oldular. Bu yardımın yanlış tefsir edilmesin- den çekinen Amerika Sefiri Mc Clin- tock, memleketinin sadece iç emniye— tin tesisi için Lübnan hükümetine yar dım etmek azminde oldu gunu Verılen cephane ve silâhların polis malzeme- sine inhisar ttıgı belırtmıştır Tabii iki polis malze harp malzemesi vs. gibi çok ince tefrıklerı anlayama- yacak kadar nüanstan mahrum A- rapların bu müdahele ve Altıncı Fi- lonun turistik olmayan — seyahatleri hakkında ne düşündükleri malümdur. Dulles da mutadı üzere yangına kö- rükle gitmekte kusur etmemiş, Lüb- nandaki nümayişlerden komünistle- -in mesul olduğunu söylemiştir. Na- sırı nihayet komünist İistesinden silen Dulles'ın, kendi çapında Nasırın i- kinci nüshası olan ayaklanmalardan mesul milliyetçi lider Saeb Salamı beyaza çıkarmamasını anlamak her yiğidin harcı değildir. Yalnız böyle bir davranış karşısında. Beyrut — ve Trablusşamdaki Amerikan kütüpha- nelerinin niçin yakıldığını anlamak kolaylaşmaktadır. Elliden fazla ölü ve yüzlerce ya- ralıyla kapanan bu birinci manşı, Hiç degılse ılk. DÜNYADA OLUP BİTENLER Camille Chamoun kazanmıştır- Fa- kat hava son derece gergindir. Hal- kın bir araya gelmesini önlemek i- çin camiler bile kapalıdır. Bir manş kazanan Camille Chamoun'u şimdi i- kinci, üçüncü Mmanşlar beklemekte- dir Tek kanatlı kuş rta Doğunun en sakin ve en zen- gin memleketi olan — Lübnanın dertleri Eisenhower doktriniyle bir- likte başlar. Lübnan, Doktrini ka- bul eden ilk memleket oldu. Nüfusu- nun yarısı müslüman yarısı hristi- yan olan Lübnanın muvazenesi bun- dan sonra bozuklu. Chamoun'un nöt- ralizm siyasetine son vermesi» müs- lüman liderleri Nasıra doğru kay- dırdı Doğu ve Batı arasındaki a- sırlık muvazenenin tehlikeye düştü- ğünü gören bazı hristiyanlar — bile Lübnanın vahdetini muhafaza için Cumhurbaşkanına karşı vaziyet al- . Marorutlerin dini şefi Meouchi bunlardan biridir. Bu din — adamı "Lübnan bir kuş gibidir. İki kanadı vardır Kanadının birini keserseniz, Lübnan ölecektir" demektedir. Gel— gelelim Eisenhower Doktrinini kabul eden Camille Chamoun Lübnanı tek kanatla uçurmaya çalışmış ve muva- zeneyi bozmuştur- İlk ayaklanma geçen Haziranda yapılan seçimler sırasında vuku bul- muştur. Seçimlerden evvel, Amerika- nın yaptığı silâh yardımı ve Altıncı Filonun himayesi sayesinde Chamo- un ve taraftarları seçimleri kazan- mışlardır. Fakat Lübnandaki hava düzelmemiştir. Cumhurbaşkanının Anayasayı — değiştirerek, — vazifesini bir devre daha uzatmaya niyetlenme- si' üzerine- Lübnanlı müslümanlar ye- niden ayaklanmışlardır. Elbette ki Mısır ve Suriye, Musluman liderlere yardım etmektedir. Ama laylarının sadece dışarıdan tahrik e- dıldıgını zannetmek hatalıdır- Cha- moun'un ve her ne pahasına olursa olsun Chamoun'u desteklemeye azim- li görünen Amerikanın anlamadığı budur. A.B. D. . "Ne dersin?" Geçen haftanın sonunda, Güney A- merikada taşlanan Nixon'un in- tikamım, Şikagol unıversıte talebe— leri, Amerikan tel izyonunun en sempatik siması Rus sefiri Menşikof- tan aldılar Talebeler MidXvay hava nında, kadın kuluplerının ihti- yar uyelerının gülüşünü pek beğen- İ firi, ellerindeki afışlerle karşı— fişlerin birinde. aş sıra sende ne dersın?" yazı— Güney Amerikalı talebelerin Ni- xon'u taşlaması ve Rus sefiri arasın- da ne münasebet var dıye düşünme- melidir. Amerikalı devlet adamları, Cumhurbaşkanı yardımcısının Güney Amerika maceralarının komünistlerin, eseri olduğunu söylemişlerdir. O hal— 21