DÜNYADA OLUP BİTENLER de bu büyük hayalperest yenı hayaller peşinde koşuyordu. git-iniş- Churchill'le konuşmuş Ve bek lenmedik bır teklifle Bordeaux'ya dönmüştü. Churchili, Fransız İngiliz ordularınının parlâmentolarının v ümetlerinin birleştirilmesini, bu i uttef'k in tek bir memleket haline gelmesını teklif ediyordu- Ama Fransada hayal urmayı ve hayalpe- restleri sevmivenler ağır basmışlardı. Reynaud istifa etmiş, yerine gelen Mareşal ayır, son kelime henü: a yalnız değildir" iyordu. Mücadeleye İngilte-rede devam edecekti. Reyna aud'un tahsisatı mestureden verdiği yüz bin frankla Londra yolunu tuttu. Hayalperest olmıyanlar, Donkişotun N a paşka türlü hareket etmiyeceğini düşündüler. e Gaulle, hatıratında o gunlerı şoyle yazmaktadır. Başlangıçta hiç bir şey değ ildim, yanımda bir teşkılatın ve kuvvetin gol esi yol ransada sesime cevap veren, beni tanıyan kimse bulunmuyordu. Dış memleketlerde de durum aynıydı Kendimi herşeyden Ö um. rum yal Okyanusun kenarında yüzerek karşı a " insanların pervasızlığı içinde bu kartın de Gavlle Aadım taşıdığını söylenmekten çekınmiyecektır. Modern zamanların Jean d'Arc'ı Roosev Churchıll' racal M sinirlendire- cektır Bilhassa scvelt-realist olmayı reddeden ve çizmeden yukarı çıkan bu kibirli adamdan a -gır ve alaylı cümlelerle 'bahsedecek- lerdir. De Gaulle'ün, niye geçimsiz bir uğunu soran bir Amerikalı cevap — meşhurdur. Gaulle Fransanın ancak — tâviz — vermemekle korunacağına i-nanmıştır. Bu şerefi temsil eden a -dam, başka türlü hareket edemezdi. B. del davet» ettigi Zi kaderine ve bu kaderi temsıl ettıgıne olan inan Gaulle, nuyor vatandaşlarına "Fransa harbı yenı başlıyor" diyordu. Bu çağrı, Leon Blum'un tabiriyle. Bas-till'in işgali gibi ehemmiyeti sonradan anlaşılan buyuk bir tarihi hâdiseydi- Tarihi hadise- ancal uluş hareketinden sonra bütün heybe- tıyle anlaşıldı. Sfenks konuştu Rejimden ümitlerini kesenlerin ü-midi, "istikbalin sermayesi" de Gaulle, nihayet bu hafta konuştu. Paris bürosunun yayınladığı bir teb-liğde, Millt kahraman “tekrar hiz- 20 metle hazır olduğunu" söylüyordu. Tebliğ, talihsiz bir zamanda Fransanın felâketini yapan rejim — düşmanlarının ondan medet umdukları bir sırada, de Gaulle'ün konuşması haksız sayılamıyacak şüpheler uyandırdı. Generalın Cezayirde hazırlanan hükümet darbesi tasavvur- arıyla ilgili olup olmadığı sualı ortaya atıldı. Generalin aşıkı Francois Mauriac bile, gecen hafta, "De Gaulle'e olan itimadımız baki. Ama Mas-su'nün davetine cevap verecek olan bir de Gaullee degıl" diye yazıyordu. Le Mon h Hubert Beuve - Mery Çılgınlıkl r" başa- gım taşıyan yazısında "de Gaulle'ün âsileri asvİ edip dıgını gecikmede! bildirmesi gerektiğini" söylüyordu. Fakat bu haftanın ilk günü, Seine'in sol i bir o-telde yaptığı basın aulle, Cezayirde baş e yanaşmamıştır. Bilâkis, karışıklıkları onlıyerek ordunun "iyi bir iş" yaptıgını soylemıştır "Kim- senin adam adığını, herkese ait bulundugunu düşünen general bu şekilde konuşmayla herhalde taraf- g 3 de Gaulle Heykel kıpırdadı sızlıgın zaruri bir icabı saymaktadır. Halkın hurrıyetlerını yeniden kurmuş" olan adam, her türlü diktatörlük isnadını reddetmiştir. De Gaulle bir hükümet darbesi yapmayacaktır. Yalnız herhangi — bir hükümet şefi o-larak ışbaşına gelmeğe de yanaşmamaktadır. "F _., N Ki © B gelmiyeceğinî illt kahramanın parti oyunlarmm ustunde kalan (bir İdare General A -- © general bu Pflimli'nin işlerini hiç te kolaylaştırmamış- tır. Bilâkis parlâmento içinde ve dışında Kendisinin işbaşına gelmesini istiyenlerin tazyiklerini arttırmalarırına sebep olmuştur. Bu basın toplantısından sonra, Pflimlin'e yaklaşıp yaklaşmamakta tereddüt gösteren müstakillerin — tutumları — sertleşecektir. Radıkaller ve Hristiyan Demokrat lar arasın yumuşam. mümkü gorunmektedır Ama u onuşma Sosyalistlerin ve bir "Halk Cephesi" kurmak — peşinde komünistlerin seslerini de Gaulle yük- seltmelerine yol açmıştır. Sosyalist Partisi İdare Heyeti tebliği "Ger]le ralin Cumhurıyet müesseselerini tiğini" "bildirmektedir. Komunıstlerın hâkim olduğu kuvvetli T. ikası, basın toplantısı sırasında metroları ve otobüsleri durdurarak generale bir ihtar vermiştir Bu durumda Pflimlin Hükümetinin — zaaf göstermesi yüzünden ıktıdara gelse bile, "herkese ait ld gunu soyl adam rüyasını birliği gö gerçekleştıı'meye muvaffak olamayacaktır- Sendikaların ve iki kuvvetli sol partinin baş kaldırması karşısında, istese de istemese de de Gaülle. sağcıların diktatörü hâline gelecektir. İyi niyetlerinden ve vatanseverliğinden kımsenın şüph etmediği — milli ükümeti desteklememekle tehlıkelı bır adım atmıştır. Ya Cezayirliler. Cezayirde ordunun başkaldırması ve de Gaulle ün sahneye çıkması, dramın hakiki sebeplerını yani ezayir — meselesini mdilik unutturmuştur. De Gau mevzuda "kuvvete başvurmanın en kötü hâl çaresi — olduğunu" — söylemekle yetinmektedir. Bir zamanlar müstemlekeler için liberal fikirlere sahıp olan generalin bu ev. yapmayı düşündüğü bi- linmemektedir. Frai Tunus ve Fasta olduğu gibi Cezayir meselesini mutlaka halletmek zorundadır. Fransa ıstese de istemese de Cezayir, inde unda istiklâline kavuşacaktır. Cezayırlı muslumanlar hiçbir ekilde Faslı ve Tunuslulara verilenden azına katiyen razı olmayacaklardır— Bu hususta bütün dünya onlarla beraberdir. Diğer taraftan ültraların bu yegâne hal şek- lini önlemek için ellerinden geleni ya» AKİS, 24 MAYIS 1958