Seçim platformu Hakikaten bu haftanın içinde, süku- nete kavuşmuş oldugu intibaını ni- hayet veren C. H. Mec rubu, ciddi işlere sarılmaya hazırlanıyor- du. Seçimler sırasında millete bazı vaadlerde bulunulmuştu. Bunlar, ma- halli vaadler değildi. Millet çapınday- dı. Bir çoğu bizzat Genel Başkan ta- rafından ifade edilmişti. Milletvekil- liği maaşının indirilmesi, hakim te- minatı, teklifleri, yeni bır seçim, ye- ni bir basın kanunu getirileceği söy- lenmişti. uzun süreceği aşikârdı. yete geçme zamanı gelmişti. Millet bekliyordu. Milletin C. H. P. Grubun- dan istediği, muvafık hatipler konu- şurken gürültü patırdı etmesi. Baş- bakanın sözünü kesmesi. Bakanlara lâf atması değildi. Bunlar, bilâkis, milletin C. H. P Grubundan isteme- diği şeylerdi. Nitekim Grubun başkan vekilleri Faik Ahmet Barutçu ve Nü- vit Yetkin bu haftanın içinde böyle telkinlerde bulunmaya başladılar. Fakat C H. P. her şeyden çok gözünü seçim tahkikatıyla ilgili tak- rirlere dikmişti. Faik Ahmet Barut- çu. Turhan Feyzioğlu. Nüvit Yetkin ve Hıfzı Oğuz Bekatadan müteşekkil komisyon malzeme toplama işini ta- mamlamıştı. Nasıl mücadele edilece- ği biliniyordu. Müzakereler sırasın- da diyolog bir Bahar 1çınde yüksek eviyeye, yani liderler seviyesine çık- tıgı takdirde Genel Başkanın müda- ale etmesini beklemek lâzımdı. C. H. P nin vaziyeti kompleks değil- di. Seçimler pek çok şikâyeti mucip şekilde cereyan etmişti. İktidar, bun- ların elbirliğiyle önlenmesine gidecek miydi? İsmet İnönü .bir tek ciddi te- minat istiyordu: 1957 seçimleri gibi bir seçımın bir daha asla tekrarlan- mayacağı .teminatı. Bu. kati olarak ifade edildikten sonra halledilmiye- cek mesele Genel Başkanın hazarında Fakat faali- Universite Gözlerim yollarda kaldı Geçen haftalarda olduğu gibi, bu hafta içinde de Üniversite çevre- lerinde merakla beklenen, Prof. Ku- balının kürsüsüne iade edileceği ha- beri idi. Ama —Başbakanın evvelki hafta — Profesörler Evinde, — şerefi- ne verilen yemekte açıkça söz ver- mesine rağmen bu güne kadar bu va- ad bir türlü gerçekleşmemişti. Her an için, vaadin tahakkuk etmesi bekle- niyordu. Maamafih son olarak, ken- disinden hayli emin bir eda 11e Hu- kuk fakültesi Dekanı. Prof Hıfzı Ti- mur konuşmuş ve en geç Nisanın be- şine kadar Kübalının yeniden kürsü- süne döneceğini söylemişti. Şimdi bü- tün gözler, Nısanın beşine dönmüş bekliyordu. En geç Nisanın beşinde Kübalı kürsüsüne dönecekti ama, doğ- rusu bu hikâye de iyiden iyiye yılan hikâyesine benzetilmişti, önce Şubat AKİS, 29 MART 1958 Bunların hazırlanmasının, sonunda denilmiş; bunu, Mart başın- da diye yem bir vaad takip etmiş; derken Mart başı Mart ortası olmuş; bir nevi açık arttırmaya çıkarılan tarih en sonunda Nisanın beşinde di- yenin üzerinde kalmıştı. Ama korku- lurdu ki Nisanın beşi geldiğinde de Nisanın sonunda veya Mayısın başın- da denecekti.' Üniversite ile de bir Bahar Hava- sı yaratılmıştı ve bu hava, ufak tak- tik oyunlarıyla idare edilip gidiyordu. İşi idare edenler, doğrusu cidden us- taca idare ediyorlardı. Bugüne kadar hep taviz veriyor görünmüşler,, ama bir tek defa bile taviz vermemişlerdi Asıl şaşılacak nokta, üniversite çev- YURTTA OLUP BİTENLER relerinin bu küçük taktik oyunlarına bir çocuk gibi kanıp oyalanmasıydı. Dış Polilika. Şu Müslüman Kardeşler B u hafta B.M.M. nde din büyükle- rine hakaret edenlerin — cezalan- dırılmasına taraftar olan bir hatip, meşhur tasarı kabul edilirse bütün müslüman memleketlerin nasıl etra- fıiımızda toplanacağını hararetli ha- raretli anlattığı bir sırada, Dışişleri Bakanlığındaki ilgililer, şu Müslü- man Kardeşlerle halimizin ne olaca- ğını acı acı düşünmekteydiler. Haki- katen sürprizler diyarı Orta Doğudan YAZISIZ