YURTTA OLUP BİTENLER Bayramoğlu Karaosmanoğlu samimiyetle, halisane duygularla ar- zuladığı "etraf temizlemesi "nin baş- langıcı mıydı, yoksa sadece tesaduf müydü, bilmenin imkânı henüz yok- tu. Şu satırlar yazıldığı sırada bir şey söylenemezdi. Ama her halde Baş- bakanın, haftanın başında' Ankara- ya pek müsait bir ruh haleti içinde döndüğünü belirtmek mümkündü, * Başka dönenler Bu hafta içinde Ankaraya dönen, yâlnız Başbakan değildi. Meclis tatilinden istifadeyle Anadoluda do- laşmaya çıkan Genel İdare Kurulu a- zalarından bazılarıyla Bakanlar ve milletvekilleri de başkente avdet et- mişlerdi. Müşahedeleri, az farklarla birbirini tutuyordu. Millet P. den 1946 ruhuna dönmesini beklıyordu İktidar muhafaza mı edilirdi, yoksa devir mi? Halk işin o tarafıyla alâ- kalı değildi. Bilinen, İktidarı muha- faza için 1946 ruhuna dönmenin şart bulunduğuydu. Gidenler görmüşlerdi ki muhtelif yerlerde D. P. ye küsmüş olanlar hâlâ 1946 D. P. sinin hasreti içindedirler ve o ruhu başka yerde bulamamışlardır. Bir dıger muşahede seçimlerin pek çok ye - Pi rafından kazanılmış degıl D. P. ta— rafından kaybedilmiş olduğu idi. Ama bu demek değildi ki şurada bir taktik hatası yapılmış da, secimler gitmiş- ti ;Hayır! Kusurun taktikte — değil, stratejide bulunduğu anlaşılıyordu. Köylüsü kentlisi D P. nin kendi ken- disini bulmasını istiyordu. Ümidlerin kaybedilmesi için bir sebep yoktu. Tâ, ki hakikat görülebilsin ve meyya vermeyen — sertlik — yolu terkedilip meyva vereceği muhakkak yumuşak- İleri Yardımcı Ete Molozdan Alican sıyrılınca — parlayacaklar lık yoluna girilsin. D. P. Genel Baş- kanının haleti ruhiyesi, bu müşahede- lere .katılınca bir aha kıymet kazanıyordu. Ama acaba sükünet de- vam edecek miydi ve Başbakanın ku- lağına gene akıtılacak vehim tohum- ları tesirsiz kalacak mıydı? Partinin toplantısı B u satırların yazıldığı sırada D. P. Genel İdare Kurulunun hâdiseleri görüşmek üzere toplanması bekleni- yordu. Hakikaten Meclisin tatili gün- lerinde bazı mühim gelişmeler olmuş- tu. Hür. P. ye karşı girişilen hareket, muvaffakiyetli — neticeler — vermişti. 1946 ruhuna dönmek niyetini taşıyan D. P. kendisinden kopmuş partide ba- ra, kimselere göz koymuştu. Onları yenıden kendi saflarına almak sure- tiyle —kuvvetleneceği hiç kimsenin meçhulu değildi. Müstakbel transfer- er iki ayrı seviyede mütalea edilebi- lırdı Teşkilât kademesinde talihsiz Hür P. zaten boşaltılmış vaziyettey- di. Elemanların çoğu D. ye akta- rılmış, sempatizanlar ise gonullerını .H.P. ye vermişlerdi. Fakat idare- ciler kademesinde bır transfer henüz resmen olmamıştı. P. bir takım kıymetleri ele geçırmek için molozu da beraberinde partiye getirmek ni- yetinde değildi. Seçecekti. Seçmek için zaman müsait mıydı degıl miy- di? Bir çok D. P. büyüğünün bir ara- ya gelip düşünmek istediği meseleler- den biri buydu. n günlerde, 1946 ruhuna dönü- şün sadece lâfı dahi memlekette D.P. lehine bir cereyan doğurmuştu. Ba- şındaki Aaleyhtar hava .dağılmıştı. Başbakan Adnan Menderes Istanbul— Yırcalı Kurbanoğlu Dönenler ve dönecek olanlar. Güreli Ergin da bazı müstakil gazetecilerle görü- şüp te kendilerine bazı mevzularda basının tutumundan şikâyet ettiğin- de, gazeteciler de kendisine bazı yeni ideal arkadaşlarının tutumunu haki ki mesul diye göstermişlerdi. Uskü- dar "faciası meselesi, bunların tipik örneğiydi. Başbakan İzmite bir psi- kolog göndermiş olsaydı, muhabirle- re hort-zort yapılmasaydı ihtimal ki hava başka olacaktı. Bu kendisine anlatılmıştı. Fakat 1946 ruhunun sadece hava- sıyla geçinmenin de tehlikesi gözden uzak tutulmamalıydı. Ümidlenenlerin ümidini kırmak, D.P. lehindeki hava- yı işin başında oldugundan da geriye götürüyordu. Kübalı meselesi hâlâ or- tadaydı. Evet, Kübalı vazifesine dö- ner dönmez işin aslında, onu vazife- sinden uzaklaştıranın yerini terket- mesi icap ediyordu ve meselenin hal- lini geciktiren de buydu. Ama niha- yet, sabırlar suiistimal edilmemeliy— di. Aynı şekilde, basınla olan Bahar Havası da .kanunlarda değişiklikle, takviye, edilirse netice verirdi. Yoksa bütün muvaffakiyet, artık yarası o- kunmayan Ahmet Emin Yalmanın Akıncı ruh avdet etti. Cahit İren Ticaret Bakanlığı — müsteşarı ol- du ya, her şey halledildi" nevinden makalelerine inhisar .ederdi. Karşısın- dakinin cömert davranmasını isteyen ler, bizzat cömert davranmasını bil- meliydiler. Cömertlik, söz dinleyenle re menfaat sağlamakta — cömertlik değildi. Cömertlik, rejim meseleleri- nin hâili için adım atmaktı Talihsiz konuşma İstanbul seya- tarafı da çi- akat Başbakanın hatinin bir talihsiz Budakoğlu Erkmen Berk AKİS, 29 MART 1958