muştu; Geride bıraktığımız Haftanın sonlarında bir — sabah, İstanbulun Türbe mevkiinde coplu ve tabancalı polislerin çifter çifter devriye gezdik- lerini görenler, bir karara varmak için pek fazla düşünmemişlerdi; Bir- bırlerının yüzlerine' bakmışlar ve he- men, “Evet" demişlerdi; "Başbakan buralara gelecek muhakkak". Mende- resin her gittiği yerde — birkaç sene evvelisinin tam aksine, alınmakta o- lan emniyet t_edbırlerının gittikçe sık- laştırılması, İstanbulluların dikkatini çekiyordu. Civarında sıkı emniyet tedbirlerinin alındığı, itina ile silinip süprülüp trafikten tecrid edilen bir caddeye A. 0073 plâkalı Cadillac için- de Başbakanın gelmesi, istanbullular için artık nadir manzar tan çıkm ıştı Hayreddın İstanbul Emniyet Müdürlüğünde en çok Ahmet Demirı istihlâf etmişti. Hakikaten o gün de, aynı şekilde temizlenip polis tarafından tutulan Piyer Loti sokağındaki köhne Beledi- ye bınasına Adnan Menderes gelmiş Lütfi Kırdarın önünde İstan- bulun 'seneler senesi nasıl ihmal edil- diğini anlatıp kendisini Bakiyi haset- ten çatlatacak bir Divan Edebiyat- tı üslubuyla öven Mümtaz Tarhanın elinden Fahri — Belediye Başkanlığı -yeni keşfedilen bir paye- beratını al- mıştı. Başbakan bu vesileyle bir de konuşma yapmış-, fakat konuşmasının orta yerinde kendisine hâkim olama- yarak Muhalefete Veryansın etmişti. Hem de, ne veryansın.. Fakat aynı akşam, —Üsküdar fa- ciasını bir tek muhabirle takip ettiği halde Belediye Meclisi törenini başta üdür, dört muhabirle takip eden A. nutkun metnim saat 23.15'e kadar gazetelere vermemiş, radyoda okutmamıştı. — İktidar, yaratılmağa çalışılan Bahar Havasını "yaşatmak emelindeydi. Menderes, ga- zete muhabirlerinin azizliğinden te- lâşlanmış ve kendi arzu ettiği şekil- deki bir metnin, gazetelerde intişarı- nı temin için Şerif Arzıkı gece geç vakit Parkotele çağırtmıştı. Mende- res, siyasi nutkunu diktafonda din- iş ve Arzıka direktifler vermiş- ' Siyasi nutkun, İstanbul Üniversi- tesı ile barışmak, gazete, patronları ile münasebetleri tatlıya bağlamak, Gaziantep sanıklarını serbest bırak- mak, İstanbul Gazeteciler Sendikası- nı açmak gibi hâdiselerle doğduğu zannedilen müsait havayı bozmağa kafi olduğunu görmüştü.. Siyasi nut- kun, yumuşatılmağa ihtiyacı vardı. Menderes, iyi taraflarını — muhafaza ve sert kısımlarının da yumuşatılma- sı için Arzıkı vazifelendirmişti Arzık, beraberindeki diktafonla Cagaloglun— daki İstanbul şubesine dönmüş ve fa- aliyete geçmişti. Fakat geç kalınmış, çıkarılan hususi bir bültenin ilk say- fası saat 23.15 de, ikinci sayfası saat da, üçüncü sayfası da saat 23.45 te gazetelere yetiştirilebilmişti. mana kadar iş işten geçmiş, gazeteler muhabirlerinin duydukları -yani söy- lendıgı— şekilde siyasi nutku dercet- erdi. Fakat ertesi gün, Anadolu Ajansı AKİS, 29 MART 1958 e . . İki Devir Bir Adam iki Lâf Aşağıdaki lâf İsmet — İnönü için — söylenmiştir: Kalblerden yapılmış bir mabet- te adın millet ömrü kadar uzun 0- lacak, bu kalplerin her atışı senin bu millete ettiğin iyilikleri yecek ve sen orada ily âbidenin içinde, etilen yüzünle, te- miz tarihinle, kahraman ve kur- tarıcı hüvviyetinle daima yasıya- caksınn.Sen bizim olduğun için se- viniyoruz. u öyle tatlı bir gurur ki başı göğe değiyor. Bu öyle bir tasarruf ki milletçe, sen bağrımız- da ve biz büyük bir inancın kuca- ğındayız.. Doğduğun ev, okuduğun mektepler, harbettiğin meydanlar millete oğut verdiğin kürsüler, hü- lâsa bü bir vatan senin hâtıra- larını taşıyan mukaddes bir müze- dir SA İĞİĞ LĞ TEELİNENA İT A sağıdaki laf Adnan Mende— içü iştir: memiz değil, aynı samanda o yak uydurmamız bir vatan fariza- sıdır. Camiler onun senakarıdır. lar ona akârdır. Caddeler ve bulvarlar hamleli işaretine müştaktır. k tarihinin ender simalardan biri olduğuna yı inandıran sayın İstanbulun kıymetli ehri onun yarattığı dünya- vicdanlarına Bilinmemek üzere hakkettiler ve size hep beraber ebe- diyen minnettar kalacağız Bu lafların ikisini de tabıı bi- rincisini: ikincisini . P. devrinde aynı zat! Müm- taz' Tarkan söylemiştir- Söy- ler. - Ama bu 1lâflara o devirde İsmet İnönü inanmışsa, - virde n — Menderes inanı- yorsa vah yazık İsmet İnönü- ye, vah yazık Adnan Mendere- se! DA AM Te SA B Başbakanın siyasi nutku, ile, alakalı bir tavzih neşre tmıştı Tavzihin, mu- hakkak çıkması için de, Yazı İşleri Müdürlerine telefonlar edılmıştı Tav— zihte Başbakanın siyasi nutkunu yaptığı hususi hasbihalle hiçbir ar- kası olmıyan ve muhalefete Başba- kanın güya şiddetle çattığını belirt- mek isteyen başlıklarla yanlış intikal ettirildiği bildirilmişti. Fa Bahar Havasına iştiyak Öy- lesine fazlaydı ki, meselenin üzerinde israr edilmedi;,. Basın Başbakana,- iyi niyetini bir defa daha gösterdi. İşin bundan sonraki kısmı Baş- bakana ve bilhassa Başbakan üzerin- de hayırlı tesir icra ettiği yavaş ya- vaş anlaşılmaya başlanan D. P. Genel İdare Kurulunun sebatına kalıyordu. idare Yıldırım tekzibi Bu —haftanın başında Pazartesi gü- nü geç vakit, Adana Valisinin ev telefonu uzun uzun çaldı. Telefonu or- oylu, kumral, hafif aksak yürü- en, papyon kravatlı ve son derece kıbar tavırlı bir adam açtı: — Buyurun,, ben Hilmi lu" dedi. Hilmi İncesulu Adana Valisi idi. Kendisini gecenin bu geç vaktinde te- lef onda arayan ise Teni Adana gaze- tesi muhabirlerinden biri idi. Muha- bir İncesuluya " — Beyfendi, bakanlık tarafından bir ay mecburi izne tabi tutulduğunu- za dair bir haber duyduk, doğru mu?" diye sordu. Vali önce sasırdı. Sonra birden intikal etti ve gülümseyerek: "— Hayır, tekzib edebilirsiniz. Boyle bır şey yok Yalnız bir izin istemiştim, şim- di bu talebım kabul edildi." dedi. Ertesi gün Teni Adana gazetesi, Valininizin meselesinden bahseden herhangı bir şey yazmadı. Adanadaki eni Adana gazetesi bir şey yazma- mıştı ama, İstanbuldaki kulağı son derece delik geçinen bir gazete bu ha- beri hem de manşetine geçiriyor ve stelık tefsirde de bulunuyordu. A- dana Valisi Hilmi İncesulu ile Vali muavini Hadi Koçak Adanada seçim- lerin D. P tarafından kaybedilmesi üzerine mahalli D.P. teşkilâtı tarafın- dan şikâyet — edilmişler ve birer mecburi izne tabi tutulmuşlardı. İncesu- Ancak Yeni Sabah gazetesinin bü- tün gazeteleri atlatmaktan zevk du- yan idarecilerinin hazzı yirmidört sa- at bile sürmedi. Zira Yem Sabahın pi- yasaya çıkmasından topu topu yedi saat sonra İçişleri Bakanlığı Müste— şarı Ethem Yetkiner imzasını taşıy, bir tekzib. adeta bir yıldırım hızı 1let bütün kanuni formaliteleri tamamlan- mış olarak gazetenin yazı işleri mü durunun masasına geldi. Adana Va- lisi Hilmi İncesuluya — mecburi izini verilmesi gibi bir mesele mevzuubahis değildi. İncesulu, sıhhi heyet raporu 1le müracaat ederek tedavi görmek