BASIN netlerini satışa çıkarmış ve kendilik- lerinden tasfiye olunmuşlardı. Hisse- darların hemen hepsi de kanaat getir- mişti ki Vatan ağzıyla kus tutsa, ..sa- tış imkânı bulamıyacaktır; Bir defa- sında 50 bin liralık bir reklam kam- panyasına bile rişen — Vatan,- bu kampanyadan da beş paralık bır fay— da elde edememişti. Ne yapılırsa ya- pılsın, halk Vatanı tutmuyordu. İşte bu hava içinde .satışa çıka- rılan Vatanın hisse senetleri Özcan Ergüder, Naim Tiralı gibi gençler tarafından satın alınmıştı. Bunlar idealist, meslekten anlar insanlardı. Hisse senetlerinin çoğunun bunlar tarafından ele geçirilmesi sessin bir darbei hükümet olmuştu. Gazete baş- tan aşağı genç ve cesur insanların idaresine geçmişti. Bu arada sermaye e bir milyon liraya çıkarılmış ve işletme masrafları karşılanmıştı. His- si bağlantılar ise kökünden - silinip atılmıştı. Şu veya bu partiye ne ya- dar tirajını ancak 10—15 bine yüksel- tebilmişti. Ama gençler direniyor, gazeteye her, gün bır yenilik getir- mek için çırpmıyorlardı. Kâğıt, çin- ko, mürekkep gibi bazı patronları endişeden endişeye düşüren mesele- lerden tamamen ayrılarak, — yalnız kâr için değil, daha çok ideal için çalışan gençler hâdiselere objektif öt larak baktıklarında ister istemez İk- tidar aleyhinde bir cereyana doğru sürükleniyorlardı, Ozcan — Ergüder Vatanın başına getirilmişti. Sekiz se- ne Londrada kalmı Anglo-Sakson Demokrasisini hazmetmiş, tutulacak başka yolun olmadığını çok iyi kav- ramış bir gençti. Etrafında toplanan lar da onu bu iyi niyet, his ve arzula- rında yalnız bırakacak tipte insanlar değildi. İktidar değişikliği - sırasında gene en büyük hisselerden birini eline geçirmiş olan Naim Tirali, usta bir gazeteci olân Sadun Tanju Oktay Akbal, Adnan Veli, Burhan Arpad, Vatan yazı ailesinden bir grup İdealleri bir: İki parsa yapsın taviz vermek gibi saç- ma fikirler kaldırılmış, bir kenara konmuştu. Bir takım ataklar yapıl- mış, büyük masraflar ve fedakârlık- lar göze alınmıştı. Pek çok Babiâli patronunun aksine, Vatanı idare e- denler "masraf ne kadar çok olursa kâr da o kadar çok olur" zihniyetiy- le hareket etmeye başlamışlardı, Ta- bii kısa bir zaman sonra da bunun semeresini. görmüşlerdi. Bu arada baskı, tehdit ve tedbirlere de meta- netle karşı konulmuştu. İyi bir gaze- te çıkarmağa çalışmanın suç, bita- raf olmanın ise muhalefet sayıldığı bir devirde bir mücadele organı ola- rak metanetle ortaya çıkılmıştı. ., Elbette ki çabalamalar derhal se- mere veriyordu. Vatanın fena şöhre tini efkârı umumiyenin zihninden sil- mek kolay değildi. Bu yüzden de Va- tan 1957 seçimlerinin arifesine ka- 24 Vatana da hizmet 'Kemal Aydar, Tunç Yalman Ali Gev- gili, Selâmi Akpınar ve kısa bir za- man sonra aralarına katılan Emil Galip Sandalcı, nihayet son derece mühim Ankara bürosunun Şefi Coş- kun Kırca problemleri İktidarınkin- den bambaşka bir zaviyeden mütalâa etmişler ve Demokrasi türküsünü tut- turmuşlardı. Muhalefetin taleplerini, hukuk devleti, hâkim teminatı, ana- yasa muhtarıyetı gibi prensıplerı De- mokrasiye' inanan insanlar olarak memleket hayrına benimsemişlerdi. Böylece yeni Vatancılar -ki Yal- manın makalelerini bile sansürle ta- bi tutmuşlardı- 1957 seçimlerine, 1946 daki, 1950'deki cesaret ve güvenle girmişlerdi. Genç idealistler, patronu ile eciri ile büyük paralar almıyor- lardı, İlk hedefleri kâr değil hiç de- gılse yıllardan beri zararla kapatılan blânçoyu başa baş getirmekti. Gaze- teciliğin kuvvetli bir amme hizmeti tarafı bulunduğuna kani idiler. Müstakar politika Gençlerin n büyük muvaffakiyeti, Yalmanın senelerdır yapamadı- ğı işi yapmak, tâyin edilen istika- mette sebat ve istikrarı devam ettir- mek olmuştu. İşte böylece artık his- sedarlarının bile dirilmesinden Umit kestikleri 18 senelik Vatan, 1957 se- çimleri arifesinde tirajını 50 bine ka- dar çıkarmış ve kendisini kurtarmış- tı. En tesirli Muhalefeti yaptığı da, D. P. nin tekrar iktidar;_ı gelmesiyle şimşeklerin pek çoğunu Üzerine çek- mesiyle meydana çıkmıştı. Yılbaşın- dan sonra İktidarın girişmiş olduğu "basını adam etme" kampanyası ted- birlerinden olmak üzere kâğıdı kısıl- mış ve ilânlarına el atılmıştı. Bu kampanya sırasında öyle günler ol- muştu ki Vatan nerdeyse neşriyatım tatil etmek mecburiyetinde kalmıştı. 12 Şubatta. İdare Maeclisi bir karar vermişti: Vatan 15 Şubata kadar üç yaprak olarak çıkacak, o zamana ka- dar da kâğıt temin edilmezse, ay so- nundan itibaren tek yaprak şeklinde piyasaya arzedılecektı Çünkü' ince- den inceye yapılan hesaplara göre, Vatan ancak 0 şekılde neşriyat haya- tına devam edebilecekti. Şubat so- nuna kadar da kâğıt temin edilmezse, Vatan faaliyetini tatil cdecektı Bu kararın alınmasından en bir gün sonra Devlet Bakanlığı alelacele kâ- ğıt temin etmiş ve böylece Türkiyede belki de en büyük basın skandalına mani olunabilmişti. Ama halen ya-. tan. hiç bir zaman yarınından emin olarak çıkmıyordu. Vatan 1957 senesine kadar rına çalışmaktaydı. İlk olarak 1957 58 blânçosunu denk olarak kapat- . Bugunku tempo ile 1958-59 da bekleni- yordu. 85- 90 kişi çalıştırılıyor, .48 bin lira aylık maaş ve ücret ödeniyordu. Vatanın yeni şekliyle şimdiye kadar başına bir belâ gelmemişti. belli, olmazdı ki... Buna m ğit tahdıdı dolayısıyla Vatanın geliş- me 1mkan1arı kısılmışt Fakat Va tan baskı ve' tehdıtlere ragmen mem- lekette, bütün mücadele kapılarının tamamen kapanmamış olduğunu gös- teriyordu. Vatan, Türk basınının) ah- lâk imtihanım vermiş bir azası ola- rak temayüz etmişti Bundan bir müddet evvel Başbakan Menderes. İçişleri Bakanı Gedik e. Yalmanı Vi- lâyete davet —ettirmişti. — Yalmanın karşısında altmış dakika konuşan ve neticede "Nereye gidiyorsunuz?" di- ye soran Gedike. Vatan Başyazarı da altmış dakikalık bir cevap vermişti Neticede Vatanda hiç bir değişiklik olmamıştı. Yalman da gene nesille kaynaşmış ve Vatan üzerindeki kont- rolünü kaybetmişti. Vatan, bir gaze- tenin yaşaması ve hattâ kâr etmesi için, mutlaka iktidara methü sena et- menin, şart olmadığım gösteren,mi- sallerden sadece biri olarak yoluna devam ediyor ve en büyük mükafatı görüyordu: Aranılıyordu AKİS, 29 MART 1958