18 AKİS'in Yazı Müsabakası Demokratik Rejim içinde Yaşamağa Azimli Milletler Ne Şekilde Hareket Etmelidirler ? emokrasi, etimolojik bakandan Halk; idaresi, hâkimiyeti halkın temsil ettiği idare şeklinde izah olunmaktadır.. Demokratik nizam içindeki bir toplum, kendi elinde ol- ması gereken hâkimiyeti, emir ye, nehiy kudretini kendi nam ve hesa- bına kullanmak üzere, seçmiş oldu- ğu kimselere devreder. lamaktadır. mına iktida- rı ele alanlarla lum arasında akdedilmiş olan bu mukaveleye ria. yet olunup olunmaması konumuzun esasını teşkıl eder. iktidar plum adına kuvveti iyiye kullandığı, feragatla çalıştıgı insanların hak ve hürriyetlerine do kunmadığı, iktidar . nimetlerinden istifade etmek için her ne pahasına olursa olsun yerini muhafaza .arzu- suna kapılmadığı takdirde, ortada mesele yoktur. Bunun aksi düşünül- düğünde, toplumun ademi itimadına rağmen iktidarı muhafaza sevda- hlariyle. diğer bir değimle diktatör- lük yolunun yolcularıyle mücadele edebilmek için gereken çıft Mec- lis, Anayasa mahkem Hâkim teminatı, Unıversıte muhtarıyetı, Hür basın ve İsnat hakkı v.s. gıbı bir kaç klâsik mües di veya kurulması Ok fikir olarak ha- tıra geliyor. İşte meselemiz bu noktadan baş- To, pl Ancak, müesseseleri kuranlar insanlar olduğu gibi yaşatanlarda insanlardır. asi idaresini in- celemek için "done — mutâ olarak inşanı ele almak gerekir. Demokra- siyi soysuzlaştırmak isteyen cere- yanlar genel olarak cahil ve az ay- dın toplumlarda vukubulmaktadır. Seçilenlerin veya herhangi bir su- rette iktidarı elde etmiş müstebit- lerin yaptığı baskılar aydın cemi- yetlerde yer bulamaz. Şu halde her şeyden evvel demokrasi bir kültür İşidir. Bu yolu seçmiş, bu yolun doğru- luğuna. Inanmış cemıyetler, eğitim ve öğretim işini en öne almak zo- rundadırlar. İnsan olmak haysiyeti- ni her şeyin üstünde tutan, hak Ve hürriyetlerine âşık onların! vazgeçılmez olduğun bl bir gençlik için maarif ordusunu her türlü düşüncenin fevkinde ' elemek ve gençliği hakiki değerlerin eline teslim ederek onları islerinde genel' XXXVU - olarak muhtar kılmak gerekir. Diğer, taraftan cebini ve mide- sini düşünmiyecek aydın zümrenin mümkün olduğu kadar cesaretle sa- vunacağı fikirlerle genişliği küçük yaştan hak ve hürriyet aşkı, yurt ve millet bütünlüğü, bahsinde fera- gata alıştırmak. Ümit kırıcı hâdiseler karşısın- da tam bir imanla çalışmak ' Labor omnia vincit İmprobus — İnatçı çalışma ile her şeyin netıcelendlrı- lebileceği'-'ne inanmal Toklumun çogunlugunu teşkil e- den sınıfın her hangi bir baskı al- tında kalmasını önlemek: Köylünün aydınlanması yanında, ekonomik kalkınmasını temin ede- bilmek için ağa, derebey nüfuzunu kırıcı, köylüyü toprak saiibi edici bir reform yapmak. İşçinin bilhassa sosyal sigortay- la bırlıkte diğer hak ve hürriyetleri, ni koruyucu tedbirler.almak Millette ve bu arada memur Sim. fında "Neme lâzımcılık" mefhumu- nu kaldırmak. unlar, aydım bol, kültürlü bir kutlede oldukça kolay olacaktır. ün bunları yapabilmek ıçın mıllette genel olarak bir demok. rasi cereyanı ve egoist olmıyan bir milliyetçilik ıdeoloıısı yaratılarak tembellik ve geri fikirlerle mücade- le gerekir Eğitim ve öğretim, dikkatli bir yetiştiriş eski âdet ve ananelerin' n gelen kara düşünceleri sümek yönünden —de faydalıdır. Amerika Birleşik Devletlerındekı zenci me- selesi de ancak bu yoldan genel bir şuur,; müşterek bir ideal, karşılıklı sevgive saygı yaratı ldıktan sonra halledilebilecek bir misaldir. Bizce mühim olan bir ideal haline getirile, cek olan fikirleri gençliğe aşılayabıl mektir. Bugün ne belli bir kavmin Tanrının sevgili' ve üstün kulları ol. duğu t'ıkrının yayılması, ne üm- met fikri, milletleri eskının yıllar süren Haçlı Seferleri gibi seferlere çıkarabılecek kudrette değildir, Bir "Üstün Irk" efsanesi, bir milleti normal şartlarla ve insanlığın zara- rına olmıyan bir neticeye ulaştıra- mıyacaktır. Belli bir sınıfın rahatlı- ğı pahasına yaratılmak istenen slo- ganlarla bütün bir millet çalışmağa sevkedilemiyecektir. Vural GÜNAL gün normal bir demokrasi ve adıl bır mıllıyetçılık gençlere reh- ber olabilecek ve milli ruhun, milli şuurun kutleler içinde yayılmasında en mühim amil olacaktır. Milletlerin bırlık ve beraberliği- ne yardım etmiş eski unsurlar bu- gün ancak yardımcı bir mahiyet ar. zetmektedir. Boşalan yeri doldur- mak ve-zayıflamış olan milleti bağ- layıcı Ve müşterek ideale yöneltici fikirler yerine, zamana ve duruma uygun olacakları bulup çıkarmak gerekmektedir. Filozofların bu yön- den üzerlerine düşeni yapmaları lâ- zım gelir. Bu şekilde cemiyetlerin bir ço- ğunda eskimiş bulunan, topluluğu yularca peşinden suruklemış çeşıt- li ana fikirler yerine günümüze ve Bırleşmış Milletler Prensiplerine uy- gun irlerle sulhperver ve çalış- kan bır toplum yaratılmış olacak- tır. Her yönden aydın, hürriyet ve demokrasi için mücadele edebilecek medeni cesarete sahip, insanla: tabit hak ve hürriyetlerini " değil "alınır" olarak düşünebilen toplumda, ne diktatörlük heveslileri türeyebilir, ne hurrıyetler kısılır ve ne de herşeye rağmen mücadele el- den aydın fikir suçluları hapishane- leri doldurur. Zira cemiyet daha ilk adımda bu tip sergüzeştçileri tanı- yacak ve gereken dersi vermekten çekinmiyecektir. Böyle bir cemiyet üzerine de- mokrası için şart olduğunu düşün- düğünüz müesseseleri getiriniz. On- lar derhal benimsenecektir. Bir cemiyetin aydınları veya doğru yolda düşünebilenleri çoğun- luğu teşkil etmedikçe orada demok- ratik nizamın teessüsü çok zor ve belki de her an aleyhe netice vere- bilecek bir talih işidir. Medeni mü- esseselerin medeni cesarete sahip kültürlü bir cemiyet olmadan mu- hafazası imkânsız denecek kadar güçtür. Parola mümkün olduğu kadar çok aydın insan yetiştirebilmek ol- malıdır. Demokratik nizam içinde yaşa- mak istiyen milletler, demokrasinin cehaletle bagdaşamayacagını göz ö- nünde bulundurmak. misal ola- rak ta uzun bir didinme ve çalışma- ya rağmen Türkiyenin içinde bulun. duğu zor durumu hatırlamalıdırlar. AKİS, 15 MART1958