lere hakikaten Kristof Kolombuln yu- murtası kadar görünüyordu Bir bankacının hayatı I stanbulun imarının mali cephe- sinde gayret ve başarı göstere- rek milletvekili seçilir seçilmez ba- kan olan Medeni Berkin siyasi haya- başlangıcı şüphesiz gıpta çekici bır parlaklıktaydı. Bu hayatın ayni parlaklıkla devamı ise. imar mevzu- undaki yeni başarılarından çok İkti- darın başı nezdindeki ıtıbarına bağ- lıydı. Yeni İmar" Bakanının, bu haki- katin de cahili olmadığı belliydi. Bugünkü İmar Bakanı, 1913 se- nesinde Medinede dünyaya gelmiş- ti. İsmi, bu mesut tesadüfün yadedil- mesi için Medeni kondu. Ailenin Me- ddnede bulunmasının sebebi. Medeni Berkin 'babası Hamza Beyin subay olması ve vazife ile bu şehre tâyin edilmesiydi. Hamza Bey, aslen Niğ- denin Aksaray kazasının Çimeli U- zartık köyündendi. Ufak yaşta kö- yünden ayrılmış, askerlik * hayatına atılmış ve bir daha köyüne dönme- mişti. Medeni Berkin baba ocağı memleketi görmesi ise, ancak 1945-46 yıllarında Ziraat Bankası müfettişiy- en bir terftiş Vesılesıyle Aksaraya gidince mümkün Hamza Bey, Bırıncı Dunya Har- binin tamamlanmasından sonra İz- mire yerleşmiş ve Medeni Berk ilk ve orta tahsilim orada yapmıştı. Da- ha sonra İstanbula gidilmiş ve Mede- ni Berk orada Ticaret lisesini tamam- lamıştı. Müteakiben İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Okuluna yazılmış, bir taraftan yüksek tahsil yaparken diğer taraftan da çalışma hayatına atılarak tahsil masraflarını — bizzat kazanma yolunu seçmişti. İşte Me- deni Serkta Tekel Genel Müdürlüğü muhasebesihdeki memuriyeti bu sıra- lara rastlar. 1936 yılında yüksek tah— silini tamâmiıyah Medeni Berk, disine meslek olarak bankacılıgı seç— miş, 1937 yılında Ziraat Bankasının açtığı mufettışlık imtihanım kaza- narak bu büyük bankanın müfet- tiş muavinliği vazifesine başlamıştı. Bu"vazifede kanunun tanıdığı müd- deti doldurarak ehliyet imtihanı ver- miş ve müfettiş unvanını kazanmış- tı. 1946 yilinda Ziraat — Bankasının Mersın Şubesi Müdürlüğüne geıftrı! mis" ve burada temayüz ederi da İzmir Müdürlüğüne tayın edıl— mişti. İzmirde çok kalmamış, 1950 de -Ziraat Bankası Başkontrolorlugu— ne Ve bir müddet sonra da T u mişti. Bütün bu vazifelerde çalışkan— lığı ve meslek sevgisi ile iyi 'şöhret kazanan Medeni Berk, Demokrat'ik- tidarın ilk yıllarında, 1951 de Emlâk Kredi Bankası, Genel Müdürlüğüne tâyin edildi. Bu tâyin, o zamanın Ma- liye Bakanı Hasan polatkanın mu- halefetine rağmen oldu. Hasan Polat- kan da Medeni Berk gibi evvelce Ziraat Bankasında müfettişlik yak- Medeni Berkin Emlâk ve Kredi Bankasının başındaki çalışmaları se- mereli ve başarılı geçti. Genel Mü- dürlüğe — tâyininde Banka, faaliyet AKİS, 15 MART 1958 sahası son derece dav ve kısır bir GÜZELLEŞTİRME YATIRIMLARI Doğan AVCIOĞLU üfusun yüzde üç nispetinde çoğaldığı memleketimizde, şehir nüfusu hemen hemen iki misli bir hızla her yıl, yüzde beş buçuk artmak- tadır Hattâ Ankara gibi şehirlerde, bu nisbet, yüzde on biri bulmakta- dır. Şehir nüfusunun hızla artması mesken, su, nakliyat v.s. gibi ş bir hizmetleri için büyük ölçüde yatırımlar yapmayı — gerektirmekte- dir İstihsalin artışına doğrudan doğruya faydası dokunr?.amakla bera- ber, bunlar, yapılması zaruri olan yatırımlardır, Bu şehirde asılan bir yatırım hareketine hiç kimse itiraz etmiyecektir Yalnız memleketi- mizdeki imar anlayışı, bu zaruri şehir hizmetlerinin yanında, guzelleş— tirme işlerine gittikçe daha fazla'ehemmiyet vermektedir. İmar ' me- selesi azametli binalar, muhteşem sahil yolları v.s. şeklinde anlaşıl- maktadır. İtiraf edelim ki bütün şikâyetlere rağmen bu güzelleştirme hareke- ti hoşa gitmektedir. Rüzgârın nereden estiğini çok iyi bilen siyaset adamlarının esas.itibariyle imarın aleyhinde bulunmamaları bunun de- lilidir Gelgelelim güzelleştirme sadece bir estetik mevzu değildir. Es- tetiğin yanında İktisadi meseleler de ortaya, çıkmaktıadır. Acaba iktisa- di bakandan girişilen güzelleştirme hareketi isabetli inidir? Hususi bir yatırım.politikası içinde güzelleştirme, yatırımlarının yeri ne olmalıdır? Hiç kimse ileri Bati memleketlerine yetişmek iddiasında olan memleke- timizin büyük, ölçüde yatırımlar yapmak mecburiyetinde bulunduğunu inkâr'etmiyecektir. Zaten nüfusun hızla artması ve şehirleşme dolayı- sıyla demografık yatırım masrafları büyük meblâğlara ulaşmaktadır Çok iyimser bir. hesapla memleketimizde yapılan yatırımların verimini yüzde 52 kabul eden Bülent Tazıcı, ferdi reel geliri her yıl yüzde 3,5 arttırmak İçte gayrı safi milli hasılanın yüzde 17,5 una yatırımlara ayırmak gerektiğini hesaplamaktadır. Halbuki elde mevcut rakamlara göre hâlen yapılan yatırım miktarı milli hasılanın yuzde 13,5 unu aşma- maktadır. Dahili tasarruf bu yatırımların yüzde 10.5 unu karşılamak- tadır. Demek ki Türk iktisadı pek iddialı sayılamıyacak olan yüzde 3,5 nisbetinde bir gelişme hızını temin edememektedir; Bu durum, dıger tedbirlerin yanında; yatırımların en Verimli bir şekılde kullanılmasını gerektirmektedir Herkesin bildiği gibi güzelleştirme masrafları veri- mi sıfır olan yatırımlardır. Yani ne istihsali ne istihsal gücünü art- tırmaktadır. Bu masrafların verimsizliğini güzelleştirme şampiyon- ları bile az çok hissetmektedirler. Bu yüzden güzelleştirmenin turist- leri oezbederek yüz milyonlarca dolar kazandıracağım iddia etmekte- dirler. Başbakan İstanbulda yapılan yatırımların 'Yatırımların en velüdu" olduğunu söylemektedir. Yüz milyonlara malolan guzelleştırme hareketinin turistleri hemen Turkıyeye koşturacağım. sanmak t i çok hayali kir hesaptır. Tu- rizm 'uzun vadeli Bir iştir ve gelışmesı güzelleşmeden çok, ucuz ve te- miz otel ve lokanta, âz sorgu sual v.s., gibi çok başka şeylerin gerçek" leşmesine bağlıdır. Bu sebeple, ıktısatçılar çok daha velüd yatıranlar ihmal edilirken Dimyata pirince gitmeye akıl erdıremıyeceklerdır Hiç şüphesiz fâzla döviz kazanmak, yatırımların istikbali için hayati bir mesele haline gelmiştir. Ama bunun için — göle yoğurt mayası çalma- ya çok şükür lüzum yoktur. Bu bakımdan bilhassa ziraat ve maden- cilik sahasında son derece prodüktif yatırım imkânları mevcuttur. Kal- 1 ki hâlen yekün talebin arzı aşması dolayısıyla Türk — iktisadında mühim bir muvazenesizlik mevcuttur. Muvazeneyi temin etmek ve za- ruri yatırımları arttırabilmek için, diğer tedbirlerin yanında verimsiz yatırımları kısmaktan başka çare yoktur. Esasen sadece iktisadi zaru- retler değil, sosyal adalet düşüncesi de güzelleştirme yatırımlarının ve- rimsizliğini göstermektedir. Gecekondulara! mantar gibi yerden bitliği bir şehirde, parkların düzeltilmesi ve caddelerin indirilip çıkartılması kel başı şimşir tarakla' süslemekten başka nedir ki? halde sosyal hâsılalarını göz önünde tutarak, bir yatarım hiyerarşisi tesis etmek ge- rekmektedir Velüd olduğu soylenen güzelleştirme yatırımları, bu hiye- rarşinin herhalde en alt kademesinde yer alacaktır. lan ve birçok .milyonunu ne yapaca- manzarası taşıyor- ğiım pek iyi bilmiyen Emekli San- . Medeni Berkin idaresi sırasında o tarıhlerde bağlayan bankacılık geliş- meşine ayak uydurarak son derece ehemmiyetli' rol aynayan büyük bir mali teşekkül haline geldi; Bir neti- cede, memleketin iktisadi hayatın— 'dakı değişiklik kadar. Genel Müdü- rünün gayreti ve becerıklılıgı de rol oynamıştı. Bu sıralarda yeni kuru- dıgından Medeni Berk hem sandık, hem de banka için semere veren bir şekılde istifade etmesini bildi. Ban- kanın sermayesini arttırma yoluna gidilirken Emekli Sandığının parala- rından akıllıca istifade edildi. Yeni çıkarılan B tertibi hisse senetlerini tamâmı' 30 milyon- Efmekli Sandı- ğı, tarafından âlındı. Bu paranın ver- 13