Vatan caddesi inşa halinde Vatan yoluna feda edilen binlerce yuva sinin, dersını iyi bilen bir talebe dasiyla "imar plânı gökten inmiş ir âyet degıldır ya.." demesı de ya- ırganmamalıydı. Hususibirteknik Başbakan Menderesin İstanbulun imarında finansmandan tutun da timlâka, yollara, meydanlara — ve inşaata kadar bütün meselelerde pek hususi bir teknik" kullandığı mu— akkaktı. O kadar hususi M, ircilik meseleleri üzerinde bir nebze sun kafa yoranların bu tekniğe a- erdirmeleri imkânsızdı. Bir defa hiç bir plân kati sekil- me bahis mevzuu değildi. Her şey hem de en ince teferruatına kadar- aşbakamn kafasında doğuyor, şe- killeniyor ve tatbik sabasına çıkıyor- İşler. hakikaten bir sihirbaz değ- meğinin esrarlı kuvvetile idare edili- yormuşcasınâ başdöndürttcü bir hız- la yuruyup gıdıyordu Kocaman bir lok bir kaç .gün'içinde bir el hare- etiyle ortadan kalkıyor, bir gün ev- sel kazılarak alçaltılan bir meydan İrtesi gün toprak doldurularak yük- eltiliyordu. Bir cadde evvelâ — otuz etre genişletiliyor, sonra, bu göze eldiğinden genişlik elli metreye kartılıyordu. Ne plân vardı, e program.. "Arkadaşlar plân — plân orlar... Sorarım şimdi size: Han- fabrikamızın plânı yoktur? di en zihniyet, sairin bır taşına yek— çare acem mülkünü feda" ettiği iİs- tanbul şehrinde buldozerleri ile taş üzerinde taş bırakmıyordu. Hızlı baş- imarın ilk görünüşü — buydu. prensipleri Başbakandan başka kim- se bilmiyor, her gün yeni." bir "ham- yâpılıyor ve plân. program istim isalı arkadan geliyordu, Ama isler durmadan genışlıyor büyüyordu. İk- tidarın sevgilisi imar, kısa zamanda o kadar gelişip boy atmıştı ki artık ükümet; onun malt idaresi için bir yeni bakanlık kurmak zorunda kalı- yordu. İşte Menderes V kabınesinde Medeni Berkin İmar Bakanı olarak ilânı ile kurulduğu öğrenilen bu ba- kardık, imar hamlesine haküm olan prensibi de açıklıyordu: önce "acti- on", sonra teşkilât... Fakat,, başta bizzat Bakan, hiç kimsenin, hayale kapılmaması lâzım- dı. İmar Bakanlığı her şeyden çok, işin finansman cephesini tedvir için kurulmuştu. Yoksa, birinci derecede söz sahibi olacağı, hele bir ihtisas kolu olarak çalışacağı ümid edilme- meliydi. Yeni bir imarcı İmar Bakanlığına getirilen Medeni Berk. dogrusu bu iş için biçilmiş kaftandı. 1957 Ekiminde Niğdeden milletvekili seçildiği güne kadar, Ge- nel Müdür olarak basında bulundugu Emlâk Kredi Bankasını, bilhassa i- mar mevzuunda, son derece büyük bir dirayetle idare etmiş ve İktida- rın başının hatırına gelen bütün pro- jelere gereken mali imkânları âdeta yoktan var etmişti. Medeni Berk, bu bakımdan imarcı başbakanın haklı takdirlerini kazanmıştı. mar, milyonları iştihla — yutan bir deve benziyordu ve her yeni te- şebbüs yeni — milyoncuklara ihtiyaç gösteriyordu. Halbuki İstanbul Bele- diyesinin kasasında eskiden yapılmış yolların tamirine yetecek kadar bile para yoktu. a Ba şbakan her sa- bah kalktığında parmağının ucuyla açılacak yeni bir meydan, yıkılacak yeni evler, dükkânlar gösteriyordu. Bu, para ıle yürüyecek bir işti. Bele- dıyeye kalsa, bir taşı bile yerinden oynatmaya imkân yoktu. Ama o si- hirli el İstanbulun imarına uzanınca manzara değişiyor, milyonlar oluk- tan boşanırcasına akmaya başlıyor- du. Kristof Kolombun yumurtası ka- dar basit olan bu marifetin gösteril- mesinde büyük rol oynıyanlardan bi- ri de şüphesiz Medeni Berk idi. Ba- şında bulunduğu Emlâk Kredi Ban- kasının tavassutuyla İşçi Sigortala- rı Kurumunun, Emekli Sandığının kuzu kuzu yatan milyoncukları İs- tanbul Belediyesine aktarılıyor — ve bir türlü doymak bilmeyen imar ej- derlerinin boğazına akıtılıyordu. Me- deni Berk bütün bu işler sırasında bir emireri şevkiyle Başbakanın göz- lerine bakıyor, ağzından çıkan her emri bır süratle yerine ge- tiriyordu. Böyle olunca da imar. göz- Beyazıt Meydanının Hâli pürmelâti Bombardımandan Ssonra AKİS, 15 MART 1959