YURTTA OLUP BİTENLER B. M. M. Ofsayttan atılan gol Kapaktaki Politikacı) u haftanın ortasında Çarşamba günü .M. de, "Dikensiz Gül Meraklıları" ile "Gülü Seven dikeni- ne katlanır" tarafları arasında çok sıkı bir çekişme cereyan etti. Mu- tat üzere tam saat —onbeşte Baş- kanlık Divanının çanı ile başla- yan maç hiç aralıksız. tam on sa- at uç dakika devam etti. Bu B. M. M. nin II. dönem içtimalarının en u- zunu 1d1 Tarafeyn bu karşılaşma için uzun zamandan beri hazırlan- dığı için her iki takım da tam kad- roları ile isbatı vücut etmişlerdi. Ge- rek Muhalefet, gerekse İktidar sıra- ları tıklım tıklım doluydu. Cereyan edecek görüşmelerin son derece ha- raretli olacağını tahmin eden samiin ve gazeteciler de daha erken saat- lerde balkonda kendilerine ayrılan yerlerini almışlardı. Meclisin bu top- lantısının halini anlatmak için atılsa yere düşmez" tabirinden daha iyisi bulunamazdı. Meclisin içinde ol- duğu gibi dışında da -son seçimler- den beri adet — olduğu veçhile, sıkı emniyet tedbirleri alınmış, yollar kesilmiş, Meclisin etrafı devriye do- laşan polisler ve polis görevli jan- darmalarla kuşatılmıştı. Bu mizan- seni gündemde sözlü sorulardan son- ra görüşülecek olan Meclis İç Tü- züğü tadilatının sözlü sorulardan ev- vel görüşülmesi yolundaki takririn yerilmesi ve kabul edilmesi tamam- adı. "Allah söyletti!" ıril — piril gömleği içinde — olduğundan da iri cüsseli gösteren Meclis Başkan Vekillerinden Fikri Apaydın onunde— ki çanı bir kere daha çalıp süküne temin ettikten sonra Mılletvekıllerı— ne hitaben: — Takrirler var dedi. frakı ve — bembeyaz okutuyorum" Genç kâtip, Fikri Apaydının u- zattıgı takriri aldı ve okumağa baş- "— Bu teklif Anayasaya dit Fikri Apaydın, iri cüssesinden u- mulmayacâk bir çeviklikle yerinde döndü ve kâtibin elindeki kâğıdı kap- tı: Yanlışlıkla okunmayacak bir tak- riri vermişti. Salonda' gülüşmeler i- şitildi. Başkan Vekili telâşlı bir şe- kilde önündeki kâğıt yığınını karıştı- racak ikinci bir takrir çıkardı ve kâ- tibe verdi. Kâtip daha ilk kelimele- ri telaffuz etmişti ki Başkan Vekili ikinci defa kâtibin elindeki — kâğıdı çekti aldı. Gülüşmeler büsbütün art- mıştı. Muhalefet sıralarından Kara- denizlilere has bır şive ile söylenen şu sözler yükseldi: "— Allah söyletti" Bunu söyleyen C. H. P. Ankara Milletvekillerinden Hemşinli Hasan Tezdi. Başkanın yanlışlıkla okuttur- aykırı- takrirler ise, Muha- lefetin kabulünü istemediği içtüzük tadilâtının Anayasaya aykırı — oldu- ğunu belirten iki takrirdi. Fikri A- paydın ters ters Hasan Teze baktık- tan sonra, hışımla önündeki takrir yığınlarım karıştırdı ve asıl okutmak istediği takriri buldu, kâtibe verdi. Bu takrir C Başkan Ve- killerinden Nüvit Yetkin tarafından verilmiş olup uzayıp gitmekte olan içtüzük tadilatı müzakerelerinin bir nizam içinde yapılabilmesi için ko- nuşanların lehte, alyhte ve üzerinde olarak sınıflandırılmasını talep edi- yordu. Takriri reye konuldu ve kabul edildi. Bir başka Hemşinli Yanlışlıkla okutulan takrirlerdeki ilk cümleler Müuhalefetin saat- mağa başladığı Faik Ahmet Barutça Politikacılık — biraz aktörlüktür lerden beri belirtmek için gırtlak pat- latmakta olduğu fikrin en kestirme şekılde ifadesiydi. Yanlışlıkla okutu- lan akrirler dolayısıyla "Allah soylettı diye söze karışan Hemşin- linin ise tam karşısına gelen sıralar- da bir başka mşinli oturuyordu. Bu, Muhalefet sıralarındaki hemşeh- risine karşılık,' İktidar saflarında ve üstelik hükümete ayrılmış sıralarda oturan Devlet Başkam ve Başbakan Yardımcısı D. P. Genel Başkan Ve- kili sabık yol mühendisi Tevfik İle- ri idi. .Tevfik İleri karşı sıralardaki hemşehrisinin "Allah söyletti" sözle- ri karşısında oturduğu koltukta bir kere daha üst üste attığı ayaklarını değiştirdikten sonra, salonda artan gülüşmelerden rahatsız olmuş olacak ki yerinden kalktı ve dışarı çıktı. İmaneoğullarının oğlu evfik İleri, o gün Mecliste görüşül- mekte olan İç Tüzük tadilâtının manevi pederi olup dikensiz gül bah- çesi fikrinin şampiyonu idi. 1911 yılında bir kış günü, Rizeni Hemsin — Bucağında Imamogulları diye tanınan aılenın bir erkek çocu- u dünyaya gelmişti, İmamoğulları bu ilk çocuklarının adım Tevfik ko Oy- muşlardı. Tevfik daha doğduğu gün- den itibaren evi büyük bir gurultu— ye boğmuştu. Gür bir sesi vardı. ladıgı zaman sesi yalnız kendi evle— rini değil, civar evleri bile dolduru- yordu. Tevfiğin bu konuşma merakı Öömrü boyunca devam etti. En klâsik resimleri kürsüde çekilen resimle - riydi. Tevfikin doğumundan birkaç yıl sonra İmamoğulları ailesi pek çok Hemşinli gibi gurbete çıktı ve İstan- bula göç etti. Tevfik daha ilk okula devam ettiği yıllarda bile haşarılığı ve çalışkanlığı ile hocalarının dikka- tini üzerine çekmeğe muvaffak ol- muştu. İlk okuldan sonra Gelenbevi Orta okuluna devam etti. Son derece iddialı bir talebeydi. Sınıfının en ön plânda talebesi olmak için büyük bir gayret gösterirdi. O zamanlar Gelen- bevi orta okulunda ders veren Sadi Irmak da küçük Tevfikin — hocaları arasındaydı. Tevfik ortaokuldan son- ra liseye devam edemedi ama, o yıl larda dışardan imtihanla talebe alan Mühendis Mektebine girmeğe muvaf- fak oldu. Son derece hareketlı - ağzı lâf yapan, daima ön plânda görün- mek isteyen bir talebe oldugundan kısa zamanda Mühendis Mektebinde kendisini gösterdi. Sosyal hareketle- re karşı büyük bir meyil duyuyor- du. Mühendis Mektebi Talebe Cemi» yeti Başkanı oldu. Bir zaman sonra ise Milhi Türk Talebe Birliği Baş- kanlığına seçildi. Talebeler arasında "Tevfik Ağabey" olarak tanınıyor- du. 1931-1933 yılları arasında cere- yan eden bazı talebe hareketlerinde ön plânda roller oynadı. Razgrat Hâ- disesi. Vagonli hâdiseleri sırasında talebelerin öncüsü olarak ismini du- yurdu. 1933 de Mühendis Mektebini bıtırdıgınde Yol Mühendisi — olarak nce Erzuruma tâyin edildi. Daha sonra sırasıyla Çanakkalede ve Sam- sunda Nafıa ve Bölge Müdürü ola- rak vazife gördü. 1950 yılına kadar da memuriyette kaldı. Halkevleri kol başkanı ,. emmur olarak bulunduğu her vi- lâyette, bilhassa sosyal faaliyet- lere meyyal bir insan olarak Halkev- lerine karşı son derece büyük bir alâ- ka gösteren Tevfik İleri, hemen dai- ma Halkevlerinde faal Vazıfeler almış ve bu münasebetle de pe P. li ile sıkla münasebetler tesıs etmiş- ti. Son olarak vazife gördüğü Sam- sunda, çek partılı siyasi hayatımızın ikinci seçimi olan 1950 seçimleri ari- fesinde milletvekili olmak arzusuna kapılan İleri, bir ara devrin Başba-