28 Aralık 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

28 Aralık 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

bulunduğu için Üniversiteye gidebil- mede onlar için muazzam bir mesele idi. Aileleri maddi yardımlarda bu- lunmaktan çekinmiyorlardı.ama, ni- hayet bir talebe harçlığı ile yemek iç- mek ve rahat bir hayat yaşamak pek kolay değildi.. Eğer Universite muhitlerinde ihtiyaca yeter miktar- da yurt bulunsaydı ve az para ile iyi bir şekilde yaşamayı temin edebile- cek teşkilâtlar kurulmuş olsaydı, el- bette ki tahsilini devam ettirmek is- teyen birçok genç kız kolaylıkla üni- versiteye gitmeyi düşünebileceklerdi. Fakat işte mevcut yurtlar kifayet- sizdi. Birçokları ihtiyaca cevap vere- bilmekten çok uzaktı. Şurada burada pansiyonda kalan ve fena lokanta- larda kârınlarını doyurmaya meç- bur olan birçok ÜUniversiteli böylece yâ tahsilini yarım bırakmak, ya da sefil olmak durumunda kalıyordu. Bu şeraitte de Anadoluda bulunan bir çok aile genç kızlarını büyük şe- hirlere — gönderemiyordu. — Halbuki genç kızların okumaları, meslek sa- hibi olmaları cemiyetimiz için gayet faydalı idi. Ankaralı Soroptimistler yani meslek sahibi kadınlar okumak isteyen kızlara yardım etmek isti- yorlardı. İşte 9 numaralı dairedeki Kız Talebe Yurdu, bu arzu ile doğ- muştu. Otuzbeş azası bulunan, Anka- ra Soroptimist Kulübü bir senedır hiç durmadan çalışıp çabalamıştı ve nihayet maksada erişmiş, güzel ve iyi bir sistem üzerine kurulmuş olan "Numune Yurdu" açmaya muvaffak olmuştu. Güzel bir sistem ühim olan, herşeyde ıyı bir sis- tem kurmakti ve 21 alık gü- nü açılan Kız Talebe Yurdunun en büyük vasfı da muhakkak ki böyle bir sistem üzerine kurulmuş olması idi. Yedi odalı dairenin iki odasında altışardan on iki tane güzel, boyalı ve ranzalı karyola vardı. Her talebe- nin kendisine ait bir dolabı da bulu- nuyordu. Oturma odası, aynı zaman: da çalışma odası olabilecek olan ye- mekhane sade, fakat şirin bir şekilde döşenmişti. Koltuklar, kanepeler ga- yet rahattı, radyosu, çiçeklikleri ve şi- rin perdeleri vardı. Mutfak zevkle iş yapabilecek genışlıkte idi. Banyosu güzeldi. at en güzeli kapıdaki program tablosu idi. Bu haftalık programda günün muhtelif işlerine meselâ temizliğe, yemeğe ve bulaşı- ğa ayrılmış saatler ayrı ayrı göste- rilmişti. Talebeler bu programa ve ders programlarına bakarak işlerine gelen saatleri kendilerine ayıracak- lardı. Her talebe haftada 9 saat ev işi görecekti ve böylece ev çiçek gibi muhafaza edilecek, ucuza temiz ve iyi. bir yemek yemek mümkün ola- . Talebeler yemek masraflarını elektrik ve havagazı paralarını ken- di paralarından ödiyeceklerdi. Böyle- ce hem genç yaştan bütçe yapması- nı, hem de ev işlerini öğrenmiş ola- caklardı. Çünkü okuyan ve meslek sahibi olmak isteyen her genç kızın şu hakikati aklından çıkarmaması lâzımdı: Her ne olursa olsun herşey- den evvel bir ev kadını namzedi idi ve birgün ev harici ve ev dahili işle- rini nasıl olsa, üstüne almak zorunda kalacaktı: Maamafih klüp kendileri- ne her bakımdan yardımcı idi. Mese- lâ klüp idarecileri ilk olarak onlara on beş günlük bir yemek listesi hazırla- mıştı. Bu, bilgi, ile ve fiatlar — göz önünde tutularak hazırlanmış bir lis- te idi ve bu listeye göre her talebe günde 150 kuruşa mükemmelen kar- nını duyurabilecekti. Ankara Sorop- timistleri Derneği bu kaloriferli dai- reyi kiralamıştı. Kirayı dernek, ödi- yecekti. Yurdun demirbaş eşyalarını da dernek temin etmişti. Bu parala- rı temin edebilmek için yemekler, balolar verilmişti. Fakat koşuşan ve heryere baş vuran hanımlara mües- seseler canı gönülden yardım etmiş- lerdi-. Bir yol.. ernek şanslı idi. Meselâ içlerin- de Belkis Yalın gibi sosyal işle- re kendini canla başla verebilen bir üyesi vardı ve yardım kolu cidden iyi KADIN çalışmıştı. Sonra böyle bir yurt işi için Neriman Hızırdan daha iyi bir yardımcı bulmak mümkün müydü? Neriman Hızır yani Ânkaranın Ayşe ablası.. Hele Lamia Balkanı adeta hızır yollamıştı. Lâmia Balkan dok- tordu ve Kız Talebe Yurdunun gönül- lü müdiresi idi. Yurtta yatıp kalka- caktı, çocuklara bir abla, bir anne gibi göz kulak olacak, onlara evleri- ni aratmamaya çalışacakt Çok güzel bir konuşma ile Yur- du açan Ayşe abla -Neriman Hızır-: — Burası herşeyden evvel bir numune yurt olarak açılmıştır. Biz otuzbeş kişilik bır klubüz ve hergün ancak oniki genç kızımıza yardım edebiliyoruz. Bu rakkam memleketin ihtiyacı çapında çok ehemmiyetsiz bir rakkamdır, ama gayemiz herşe- yin fazla para ile değil, biraz da gay- retle elde edilebileceğini ispat etmek ve yurt bahsinde birçok zenginleri- mize, teşekküllere aynı şeyleri yapa- bileceklerini göstermektir. Eğer ço- cuklar kendi işlerini kendileri görür- lerse, harçlıkları ile sefil olmadan, iyi bir gıda rak yaşıyabılırler em de bu yarın 1ç1n faydalı bir t rübedir. Böyle bir yurdun muessısıne düşecek masraf — yalnızca demirbaş eşyası ile ev kirasıdır." dedi. İş bir ata kalıyordu eriman Hızır ve Belkıs Yalın gibi bütün üyeleri en çok sevindiren ve şaşırtan şey de geçen seneki ha- yallerinin bir hakikat oluşu idi.. Ge- çen sene beş paraları yoktu. Yaptık- ları bir basın toplantısında Kız Tale- urdundan biraz da korka korka bahsedıyorlardı O zam Azmimiz var dıyorlardı iş, üç nalla bir ata kaldı.. İşte üç nal elde edılmıştı Şimdi iş ata kalmıştı. At bahçe içinde şi- rin bir evdi. Ankara Soroptimistleri böyle bir eve sahip olup yurdu ora- ya nakletmeyi hayal ediyorlardı. A- ma doğrusu, bu klüp üyeleri hayal- leri hakikat yapmasını biliyorlardı.. ısa bir zaman sonra bu hayallerini de hakikat haline getireceklerdi. Soroptimistlerin yeni açtıkları Üç nal ve bir at!.. AKİS, 28 ARALIK 1957 "ev"in ilk sahipleri 27

Bu sayıdan diğer sayfalar: