ÇA L 1 İşçiler İşsizlik artıyor kinci Dünya Savaşından — sonra başta Amerika Birleşik Devletle rinde olmak üzere bütün memleket- lerde azçok bir ekonomik durgunluk devresi başlamıştı. Sonradan çeşitli sebeplerle ekonomik faaliyetlerde yeniden bir budanma olmuştu. Fa- kat her ne olursa olsun işsizlik tam olarak ortadan- kalkmamıştı. Bazı memleketlerde açık, bazılarında da kapalı olarak değişen miktarda bir işsizlik hüküm sürmekte idi. Mem- leketimizde işsizlik hiç bir zaman ciddi bir şekilde ele alınmamış ve buna karşı gerekli bir mücadele de açılmamıştı ŞMA sinin, ham madde yokluğu veya, sa- lıgı karşısında ne gibi krizler geçir- iği herkesçe bilinmekledir. maddeyi dışardan getirtmek sureti - le çalışabilen bir endüstrinin iyi bir ticaret rejimine sahip olmayan mem- leketlerde daima tehlikede olduğu meydandadır. Turkıye de kurulan endüstrinin çogu da, maaleseft ham maddesini hep ışardan sağlamak- tadır. Bugün memleketımızde en ile- ri endüstrinin tekstil ve örme en- düstrisi olduğu söylenebilir. Bunun ham maddesi olan iplik de -yün ve pamuk istihsal etmemize — rağmen- dışardan geldiğinden ve çok defa bu iplikleri satın alacak dövizimiz de bulunmadığından ndüstrinin muntazam bir şekilde çalıştığı görül- memiştir. Bir dokuma işçisi Yeşildirekte bir çay Bütün altın ve döviz ihtiyatları- mızın harcanması suretile memleke- timizde 1950 den sonra rastlanan e- konomik hareketin yarattığı iyimser hava, 1958 yılından bu yana gittikçe dagıldıktan sonra işsizliğin varlığı ve arzettiği tehlike şimdi açık olarak kendini göstermeğe başladı. Memle- ketimizde işsizliğin varlığı ve orta- dan kaldırılması gerektiği ilk defa cid di olarak işçi sendikaları tarafından ileri sürüldü. Ham madde ithalâtına dayanan endüstrinin ithalât guçluk— leri sebebi ile işleyecek ham madde bulamaması karşısında başvurulan ilk tedbir işçilerin işine son vermek ol— duğundan, işsizliğe karş 1 kiler tabiatile 1şçılerden gelmektey— di. Bilhassa eski bir geçmişe sahip olan Türk tekstil ve örme endüstri- 22 içer misiniz? Kauçuk, ilâç v.s. endüstrinin de ham maddesinin dışardan sağlanma- sı zarureti karşısında aynı durum- da oldukları acı bir gerçektir. Ham madde yokluğu yanında, son aylar içinde bütün dünyada yer yer rastlanan işsizlik, memleketimize de yayılmağa başlamış ve hele son alı- nan ekonomik kararlar bu 1şsızlıgı şiddetlendirmiştir. Gerek d du- rumu, gerekse alınan ekonomık ka- rarlar yüzünden memleketimizde iş- sizliğin artma tehlikesi gösterdiği- ne evvelce bu sayfalarda — işaret e- dilmişti. İşsizliğin genişleme istida- dında olduğuna dair ilk işaret, şimdi tekstil endüstrisinden gelmiş bulun- maktadır. Geçen hafta — İstanbulda olağanüstü, bir toplantı yapan Mo- torlu Dokumacılar, alınan son eko- nomik kararları şiddetle, tenkit et- mişler vs 150.000 işçinin işsiz kal- mak tehlikesi ile kargı karşıya bu- lunduğunu — belirtmişlerdir. Motorlu Dokumacılar yanında tekstil fabri- kalarından birçoğu da işçilerine ya tamamen yol vermişler, ya da hafta- da 3 gün olmak üzere işçilerini sıra ile çalıştırmağa başlamışlardır. Tekstil ve örme endüstrisindeki bu işsizlik, 2 aralık 1957 günlü meşhur tebliğden doğmaktadır. Buna göre: "Yalnız iplik imâl edenlerle bunu kendi imâlatında kullanmayıp satan- lar sınai maliyetleri üzerine en çok 90 15 kâr ilâve edebileceklerdir". An- cak, aynı tebliğ bu iplikleri satın alarak imalâtta kullananlara hiçbir kâr tanımamaktadır. Sadece iplik imalâtçısı ile bilfarz dokumacılar a- rasında bu 26 15 kârın paylaşılması— na müsaade edilmektedir. Hâlen pi- yasadaki kriz dolayısile dokumacıla— ra kârlarından bir razı olan iplikçilerin, arttığı takdirde mını kendilerine alakoyacakları tabi. idir. Bu suretle mevcut işsizlik bir kat daha artacak ve meselâ İstanbul. da Yeşildirek kahvelerindeki işsiz- lerin sayısı kabaracaktır. Simdi işsiz kalan isçiler bu kahvelerde kahveci- lerin kredisi sayesinde kumar oyna- makta ve yine kredi ile çay içebil- mektedirler. Türk-İş ylardan beri bir türlü toplana- mayan Türk - İş Yönetim Kurulu nihayet geçen haftanın ortasında An- karada bir araya gelmeğe muvaf- fak olmuştu. Türk - İş'in bu toplan tısına işçiler ve halk efkârı büyük önem veriyordu. Çünkü bugüne ka- dar yürütülemeyen işlerin bir düze- ne sokulacağı ve hükümetin işçi me- selelerine karşı daha anlayışlı dav- ranmasının sağlanacağı ümit edili- yordu. Işçi çevrelerinde hakim olan kanaata göre, Türk - İş idarecileri ve genel olarak sendika idarecileri ara- sında iktidara sempatik — şahısların bulunması birçok meselenin kolayca çözülebilmesi için yeter sanılıyordu. Halbuki yine geçen hafta B. ndeki tartışmaların ortaya çıkardıgı gibi, Çalışma Bakanlığı herşeye rağ- men sendikalarla, birlik ve federas- yonlar hakkındaki görüşünü değiştir- memişti. Bakanlık, kapatılan sendi- ka, birlik ve federasyonların açıl- masını istemediğini B. M, M. kür- süsünden açıkça ilân ed_iyordu. Bu durum karşısında Türk İş'in bu bir- lik ve federasyonların “açılması yo- lundaki son dileğinin de müsbet bir netice Vermeyecegı anlaşılıyordu. Türk Iş tarafından — yayınlanan bültende ise Sendikalar Kanununun değiştirilmesi, grev hakkının tanın- ması gibi eski istekler tekrar edili- yordu. Bu suretle Sendika hürriyeti ücretler, iş uyuşmazlıkları ve genel olarak Türk işçisinin bir insan ve vatandaş olarak bütün hakları ve e- konomik durumu kendi haline bıra- kılmış oluyordu. AKİS 28 ARALIK 1957