unutmuyordu: Sovyet Rusya, Batı- lılar silahsızlanma meselesini görüş- meyi o kadar arzu ediyorlarsa, yal- nız sılahsızlanmayı değil, bütün dün- ya meselelerinin topluca gözden geçi- rileceği "en yüksek kademede" bir konferansın toplanmasını — kabul e- debilirdi. Böyle bir konferansın zelili- ni, mutlaka, Birleşmiş Milletler Ge- nel Kurulunun derhal yapacağı ola- ğanüstü bir toplantıda hazırlanma- lıydı. Bu şart kabul edilmediği tak- dirde, Sovyet Rusya "en yüksek ka- demede"ki toplantıya da razı olma- yacaktı. Eğer Sovyet teklifi kabul edilir- lantıda. Ruslar neler 1st1yeceklerdı" Bu sualin cevabı da Yükse Şüra toplantısının sonunda — kabul edilen arar suretinde bulunuyordu. Bu karar suretine göre atom ve hidro- jen silâhlarına sahip bulunan dev- letler, yani vye usya, Amerika ve Ingıltere bu silâhları kullanmaya- caklarını taahhüt etmeli ve önümüz- deki Ocak ayının ilk gününden iti- baren atom ve hidrojen denemeleri- ni durdurmak hususunda anlaşmaya varmalıydılar. Aynı devletler, dan başka, Alman toprakları üzerin- atom ve hidrojen silâhlarının stoklarım yapmamalı, Doğu Alman- ya, Çekoslavakya ve — Polonya top- raklarında "atomdan tecrid edilmiş bir bölgenin kurulması yolundaki teklifi de kabul etmeliydiler. Ayrı- ca, NATO memleketleri ile Varşo- va Paktına dahil olan memleketler arasında birademi tecavüz paktı im- zalanmalı ve Orta Doğu memleketle- rinin bagımsızlıgına müdahale edil- meyeceği ve dün n bu bölgesinde kuvvet kullanılmayacagı yolunda bir Gromyko Sahibinin sesi AKİS, 28 ARALIK 1957 anlaşma akdedilmeliydi. Sovyet Yüksek Şürasının bu ka- rar suretinin açıklanmasından son- ra, Batılı mahfilleri, bu seferki Rus isteklerinin bundan önceki istekler- dan farklı olmadığım gördüler. cak bu mahfillerin anlamakta güç- lük çektikleri, Gromyko tarafından yapılan teklifti. Genel Kurulun ya- pacağı yeni bir olağanüstü toplantı- da durumun nasıl değişeceği ve Sov- yet Rusyanın teklif ettiği , işbirli- ğinin nasıl teinin edileceği — bir türlü anlaşılamıyordu. ovyet Rusya, Silahsızlanma — Komisyonu- nun 25 üyeye çıkarılması hakkındaki Genel Kurul kararını reddetmişti. Şimdi ne Genel Kurulun birkaç gün içinde karar değiştirmesi, ne de Rus- ların eski karara yanaşmaları bek- lenebilirdi. Bundan başka, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun yeni top- lantısının "en üksek kademede" bir konferansın toplanmasına nasıl zemin hazırlayabileceğini ve Gromy- ko'nun böyle bir teklif ileri sürerken ne düşündüğünü .anlamak da güçtü Bu bakımdan, hafta başında Batılı çevreler Gromyko teklifinin hakiki bir isteği mi ifade ettiğini, yoksa bu- nun NATO Konseyi toplantısından sonra Sovyetlerın silâhsızlanma hak- ındaki görüşmelerinin sadece bir teyıdı mahıyetınde mi olduğunu dü- şünmekle meşguldüler. ÂA. B. D. Nihayet!.. ATO Konseyinin geçen haftanın başlarında Pariste yaptığı en yük- sek, kademedeki toplantıya iştirak e- den Başkan Eisenhowerin yüzü, bu, sırasında, yalnız bir kete gün, gunlerden Çarşambay- dı ve Eısenhower Washingtonla yap. tığı bir telefon konuşması sırasın- da, Amerikanın kıt'alararası güdüm- lü füzesinin ilk başarılı denemeyi ge- çirdiğini Ööğrenmişti. Bilindiği gibi, Amerika, iki ay- danberı kıt'alararası füzeler "I.C.B. M." bahsinde Rusyayı geriden takip etmek zorunda kalmıştı. Zaten Doğu ile Batı blokları arasındaki durumu tersine çeviren, dengeyi birden Rus- ya tarafına kaydıran da bundan baş- ka bir şey değildi. Bu iki ay içinde Amerika, Rusyanın açtığı mesafele- ri kapama için Avrupadaki mütte- fiklerine orta menzilli füzeler "I.R.B. N." yollamak fikrini benimsemişti. Ancak NATO Konseyinin — yaptığı yüksek kademeli toplantıda pek çok Avrupalı müttefikin bu fikre iştirak etmediği anlaşılmıştı. NATO'nun Av- rupalı üyeleri, birkaç tanesi hariç, topraklarında füze üslerinin kurul- masını çok tehlikeli buluyorlardı. Bu durum karşısında, Amerikaya, venliğini sağlayabilmek için cak tek şey kalıyordu: Biran Once kendi kıt'alararası füzesini imâl e mek.. İşte Eisenhower Washingtonla yaptığı telefon konuşmasında bunun artık ihtimal dahiline girmiş oldu- DÜNYADA OLUP BİTENLER Atlas havaya fırlatılıyor Yüz görümlüğü ğunu öğreniyordu. Talih, bir kapıyı kaparken diğerini açmayı ihmal et- memişti Uzun çalışmalar Doğrusunu söylemek gerekirse, A- merika bu kapıyı açmak için ken- dini çok zorlamıştı. Rusların kıt'alar- arası füzelerini başarı ile denedikleri öğrenildikten sonra, bütün Ameri- kan idarecileri ve alimleri paçaları sıvamak zoruna hissetmişler; kara, hava ve deniz orduları arasındaki anlaşmazlık ve rekabetin bertaraf edilmesi için bütün tedbirler alınmış ve hattâ, bunun için Başkana yeni bir yardımcı da tâyin edilmişti. bütün bu gayretlerin neticesi nihayet geçen haftanın başında alınıyordu. Ge- çen Salı günü, Floridadaki Cap Cana veral üssünden atılan "Atlas" tipi bir kıt'alararası füze başarı ile havalan- mış ve tesbit edilen hedefe ulaşmıştı. New York l—lerald Trıbuneun bildirdi. ğine g bu h in Cap — Canave- ral Ussulle uzaklıgı 600 milden biraz eksikti. Gerçi "Atlas" 8.000 mil me- safeye ulaşacak şekilde imal edılmış bir füzeydi ama, yeryüzünün hiçbir köşesinde bu füzenin tam menzilinin denenmesine müsait bir toprak par- çası bulunamazdı. Atlasın başarı ile denenmesinden di onra Am kendini eskisinden daha rahat hıssedebılır miydi? Şüp- hesiz, hayır.' Bir 600 mil ile 8.000 mil arasındaki muazam , fark nazarı dikkate alınırsa, bu tecrübe- nin başarı derecesini tesbit etmek güçleşiyordu. Tecrübedeki başarı de- recesi yüksek tutulsa bile, bu sefer de Amerikanın karşısına imalât prob- lemi çıkıyordu. Denemede kendileri- ne iki ay tekaddüm eden Ruslar elbette imalâtta da Amerikaya ma- betle oldukça ileri sayılabilirlerdi. 21