Haftanın İçinden Şu, Bizim İktidarın İşleri B ilmiyorum, kusur bende mi? İhtimal ki — öyledir. Ama şu . nin bir takım hareketleri var ki, ben akıl sır erdıremıyorum Düşünüyorum, d böyle yapıldı" diye; düşünüy: y e y a- pıldı" diye. Hayır! Mantık içi bir cevabı bir türlü bula- mıyorum. Kusur bende olsa, her halde kabul etmek lazım ki bizim İktidarın davranışlarındaki hikmeti an- lamak, biz, zekası vasat faniler için kolay değildir. Kıbrıs meselesini ele alınız. Yalnız Adada beynelmilel siyaset sahasında da Kıbrıs işinin gitmediğini anlamak için zorla bir politikacı olmaya zerrece lüzum yoktur. Sayın Adnan Menderesin bir çok defa söylediğinin aksine, İngilterenin bizim te- zimize uygun bir görüşe sahip olduğunu sanmak çok zordur. Ama bu zorluk bugünün ışı degıldır Altı ay evvel de çok zordu, bir sene evvel de çok zordu, bir bu- cuk sene evvel de çok zorda. İngiltere Taksimi " lin ucundaki ihtimal" olarak görüyordu. Hele Ameri- ka buna hiç taraftar değildi. O halde, niçin aylardan beri yeni bir atalet devresine girmiştik? İhtimal ki sayın Başbakan diplomatik görüşmelerin kerametine, tesirine biraz fazla güven bağlamaktadır. İhtimal ki kendisine İngılız veya Amerikalı muhatapları bol bol “kat'i teminat" vermişlerdir. Tıpkı bundan beş sene kadar evvel "Yunanlı kardeşlerimiz"'in yaptıkları gi- bi.. Ama İktidar, nişin hâlâ kabul etmez ki Kıbrıs dâ- vası bız spektakuler vazıyetler yaratmayı beceremedi- sulü mal iz içindir ki mütemadi- u yana aleyhimize ge- lişmektedir. Spektaküler vaziyet Kibrisin karşısındaki sahilde manevra yapmak değildir, spektaküler vaziyet diye harp tehdidi ihtiva eden nutuklara da denmez. İk- tidar ve Muhalefet elele verirler, Kibrisin taksimin- den başka bir tezi Türk m lletının k bul etmeyeceğini yen ve mun aynı masa başında an- lattıkları tarzda herkese açıklanır ki. bütün iç ihtilâf- lar oktada durmuştur. İşte, İktidar ve Muhalefet bırbırını samimiyetle desteklemektedir Şimdi, düşünmek lâzımdır. Koca Amerika Cumhur- başkanı Paristeki NATO toplantısına gelirken yanın- da 1 numaralı rakibini, Mr. Stevensonu bulundurmak istemekte Neden? Soyleyecegı sözü sözü olduğuna dost düşman herkes kani olsun diye. Demek ki hitap edeceği kimselerin zihniyeti odur. Bu muhataplar o neviden hareketlere kıymet vermekte- dirler. Bizim heyetimizde sayın Kasım Gülek bulunsa, fena mı olur? İşte, benim kafamın almadığı bodur. A bu satırları okuyan İktidar büyüklerimizin yazının borasına geldiklerinde çehrelerini sözümü önüne getiremiyor degılım ğ de Kasım Gülek!" Kasım Gülek ya.. Ne var bunda? Bir milli meselede "hem de Kasım Gülek"i İktıdarın sayın başının yanı- taktik midir, fena taktik midir? Ya, Meclisin İç tüzüğü hikâyesi? Evvelâ, bu işi tek başına yapmasının ne faydası olacaktır" Bir defa, Muhalefetın kızıp da Meclisi terketme bahi mevzua bile değ H. P. milletv ekıllerı olsa ol- sa kendilerini Mırab eau'nun meşhur hazırlamaktadırlar. Cezalar kesilecektir, teşrii masuniyetleri kalkacakta*. Düzinelerle yeni "martyre", düzinelerle yeni r siyaset sahasına çıkacaktır, imanlar biraz daha bilene- AKİS, 14 ARALIK 1957 Metin TOKER cek, azimler keskınleşecektır D. P. biraz daha zayıf- layacak, H. raz daha kuvvetlenecektır Zira bır haksızlıgın dalıa yapılmış o sır erdirmek hakikaten kolay değildir. Patırdı yapıl- masın istiyorsun? Çok iyi. Kavga çıkmasın istiyorsun? Mükemmel. Ama bunları teminin yolu bu değildir ki. Mecliste daha çok patırdı olacaktır, daha çok kavga çıkacaktır. Bunlar kehanet sayılmamalı. Bir yıl evvel "İngiltere Kıbrısın Taksimi fikrini benimsemiş olmak- tan uzaktır" demek de kehanet değildi. İktidar istiyor ki Muhalefet sussun, gazeteler yaz- masın. Rahat çalışmanın yolu olara unu Aklım böyle bir arzuyu alıyor, mak için tutulan yolu; niçin yalan söylemeli, ben an- layamıyorum. Tenkid mevzuu ortada kaldıkça tenki- di zorlaştırmak sadece ve sadece tenkid yapanı yük- seltir, ona biraz daha çok şeref ve itibar sağlar. Mu- halefetın susması, gazetelerin yazmaması için Muhale- vel pek âlâ oluyordu" diyenlerin mevcudiyeti malüm- dur. Neden kimse ıkı da bu aklı evvellere "canım, 1945 te değiliz ki" demiyor. İşte, kavraması vasat zekâlar için müşkül bir mesele daha! Bu top- raklar üzerinden Muhalefeti sümek, Demokratik zihni- yetin kökünü kazımak artık mümkün müdür? — Açık Muhalefeti yok edersen karşına, ondan bin kat tehli- tmemek 1lâ- k ed bilir mi- emez Si şebbü teyecekler yıkmak üz baltalarını salladık- ları bınanın altında pek âlâ kalabıl rler Hayat pahalılığını ortadan ka ldırm günkü şeklıyle anlaşı d ki: "Sen vaktiyle savaşı da, bu- a t, malını maliyet ınden ucuza sat onra sen, vak le milleti beş kuruşa malolduğundan haberdar - B ve benim gibiler ınanamıyorsak kusur bizde — midir ? Buna akıl sır erer mi Bir memlekette adam tevkif etmekle, milletvekille- rini çalıîamaz hale getirmeye çalışmakla, zor kullan- akla, İktisad ilmi dışı iktisadi kararlarla muvaffak olundugu yok değildir. Denilecek ki "böyle re_ıımlerın a olur". Pek âlâ "Olsun. Devam ettiği müd- detçe devam eder" diye de cevap veren ıkar Ama Türkiyede, 1957 Türkiyesinde bunun kabili tatbik ta- rafı yoktur. Koca İktidar Grubu bunu nasıl g ü yor, işte her işin başı nda benim zavallı kafamın al- k kişi yanılabilir. Bir tek kişi et- rafındakılerle bırlıkte dahı y nlış yola sapabilir. Onla- rekm S onra? Sonra ne olacak? ? Yoo.. Millet, Muhalefetının üze- rine titremekten vaz geç ecek mi daha da fazla sarılmayacak mı? Evet! Gazeteler metlı iye- lerle mi dolu olacak? Ne münasebet! Kıbrısı bize mi verecekler? O da değil Ah, şu umun fazıl tini benim zavallı kafama anlatacak bır dostu bulabilsem, sanki dünyalar benim olacak.