DÜNYADA OLUP BİTENLER- anlaşmaya varmak için herkesın uUz- laşmaya İstekli olması lâzımdı. rafların üçü de karşılıklı tavızlerde bulunmayı kabul ederse, Kıbrıs işi halledilebilirdi. [ngıltere bir hal ça- resine varmayı cidden arzu ettiğini delillerle isbat etmişti. Makariosun serbest bırakılması, NATO'nun ara- buluculuk teklifini kabulü, çetecile- re kuvvetlerini toparlama fırsatını vereceği halde emniyet tedbirlerini gevşetmesı Majestenin hükümetinin adar iyi niyetli olduğunu göste- rıyordu İlgili hükümetlerle bir anlaş- maya varmak için her türlü teması yapmıştı. Bir hal çaresine varmak i- çin ilgililerin bir "hazırlık konuşma- yaparak her ihtimali gözden ge- çırmesi, takıp edilecek an iyi metod— dar bütün çareler incelenecek ve her- kesin kabul edeceği bir sonuca va- rılacaktı. Bununla beraber, İngilterenin ter- cihinin muhtarıyete kaydıgını Devlet Bakam ustaca ihsas ediyor! "Hazırlıklı konuşmaları"m Türki— ye kabul ettiyse de, Yunanistan ber- mutad reddetmişti Kabul bile etse elf - Determinatioin ve taksim gibi biribirinden çok uzak iki tez nasıl uzlaştırılacaktı? Birleşmiş Milletler iki tezi herhalde geçen sene olduğu gibi kâğıt üzerinde — uzlaştıracaktı. Birleşmiş Milletlerin "Tarafların Bir- leşmiş Milletler prensiplerine uygun olarak bir hal şekli bulması" gibi her türlü tefsire müsait bir kararla meseleyi bu yıl da geçiştirmesi kuv- vetle muhtemeldi. Kararlarım tatbik edecek kuvvete sahip olmıyan Dünya Evimi, hiç değilse şerefi kurtarmak için, böyle arifane bir karar almak- tan başka yapacak iş kalmıyordu. Şimdilik bütün ümitler başka yer- deydi. Ihtiyatlı Allan Noble baklayı ağzından çıkarıyordu: "Üç hükümet şefi yakında Parıstıekı NATO konfe- ransında buluşacaklar, bu — vesileyle eski dostluk baglarını hatırlıyacak— lar ve teyid edeceklerdi. Türkiye ve Yuna istan. ATO nun yuksek menfaatlerini gözönünde lanacaklardı. Yunanistan ve Türkiye. den NOTA yeni fedakarlıklar bek- liyordu. Cezayir meselesi eçen hafta Pariste Gaillard hü- kümeti güç bir imtihan verirken, New York'ta da Fransız dış polıtıka— sı çok tehlikeli bir deneme geçiriyor- du. Her yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu gündeminin en başında yer a- lan Cezayir meselesi, bu yıl da sahne- ye çıkmıştı ye geçen haftanın son günlerinde Birleşmiş Milletler siyasî komisyonunun başlıca mevzuunu" teş- kil ediyordu. Bılındıgı gıbı siyasi ko- misyon, Genel Kurula gelecek mese- leleri hazırlamakla vazıfelı komis- yondu ve burada alınan kararlarla Selim Sarper Men çigüyem... da çoğunluğu kendine elverişli bir arar sureti üzerinde toplamak için çok çalışmıştı Do ğrusunu soylemek gerekirse, Cezayir konusunda siyasi komisyon üyeleri arasında belirmiş sarih temayül esasen mevcut değildi. Yal- nız Asya - Afri rubu temsilci- leri, Cezayire kendi kendilerini tâ- yin etme yetkisi verilmesi üzerinde Averoff ısrar ediyorlar ve Fransanın artık Cezayir bağımsızlık hareketi temsil- cileriyle aynı masa başına oturması zamanının geldiğini söylüyorlardı. Fransayı gücendirmek — istemiyen devletler ise siyasi komisyona geçen sene varılan karara benzer bir karar aldırmaya çalışmaktaydılar. Bu ara- da İspanya, İtalya, Peru Arjantin, Brezilya, Küba ve Dominik Cumhu riyeti temsilcileri yedili bır teklif de hazırlamışlardı. Bu teklifte, Cezayir meselesine üç yıldanberi bir hal ça- resinin bulunamadığım belirterek, tarafların, Bırleşmış Milletler And- laşmasına uygun "barışçı, demok- ratik ve âdil bir hal tarzı" larını temenni ediyorlardı. teklif Fransanın hoşuna zira bunda ne Cezayire kadderatını kendi tayin etmesi yet- kisinin verilmesinden ahsediliyor, e Cezayir idarecileriyle Fransa arasında — görüşmelere — başlanması bahis konusu ediliyordu. Her meselede bir uzlaşma yolu aramakla tanınan Kanada, bu me- selede de iki teklifi uzlaştırmak ge- rektiği kanaatindeydi. Netekim Ka- nada temsilcisinin hazırladığı bir ka- rar suretinde Cezayir halkına ken- di mukadderatlarım tayin yetkisin- den söz açılmıyor, buna mukabil ta- raflar arasında görüşmeler yapıl- ması isteniyordu. İran da ayni yol- da gayretler sarfediyordu. u sefer de Birleşmiş mil- letler badiresini atlatmakta pek sı- kıntı çekmiyecekti. A.B.D. Başarısız deneme merikan sun'i peykinin, ilk de- nemesinin fiyasko ile neticelenme- si haberı Başkanlarının sıhhi duru- üzünden Zzaten endişe içinde o- lan Amerıkalıları büsbütün endişeye duşuruyordu Bu sun'i peyk, geçen Cuma Türkiye saat — ayarıyla 18.46 da uç Safhalı Vanguard tipi bir roketle atılmış, fakat birinci saf- haya yerleştirileni — basıncın düşme- si üzerine yerden iki metre kadar bile yukselmemıştı. Sun'i peyk de- nemesinin — başarısızlığa — uğraması, Amerikada sukutu hayal yaratmış- tı. Bazı senatörler, bu hâdisenin gerektiğinden fazla — büyütüldüğünü iddia ediyorlar ve bundan sonra ya- pılacak denemelerin fazla yayılma- dan, hatta kimseye haber verilme- den yapılmasını istiyorlardı. merikan sun'i peykinin ilk tec- rubesının yapıldığı gün, Moskovada- in sefaretinde konuşan Krutçef 1se, batılı gazetecilere, Sovyetlerin attıkları Sputnik I in Amerikada ye- re indiğini söylüyordu. Batılı gazete- ciler, Krutçefin önce şaka yaptığını sanmışlardı Oysa rutçef. "Doğru söylüyorum" demişti. "Biz roketi ta- kip ettik. Yakında bir tebliğ ile A-