Ke mal Tahir Tek kusuru, fazla mahallilik KÖRDUMAN (Kemal Tabirin romanı. Remzi Ki- tabevı Yeni Türk Yazarları serisi: S. Yükselen Matbaası İstanbul - 1957. 398 sayfa 500 kuru kinci Dünya Savaşı sonrasının e- debiyatçıları içinde, şansını ve ka- biliyetini çeşitli edebiyat dallarında deneyenler arasında roman sahasına pek az edebiyatçı çıktı. Bunları, isim olarak sıralarsanız, ko- lay kolay üçten beşten yukarı çıka— mazsınız. Ancak, hal böyleyken dahi edebiyatımızda roman, son yıllarda iyiden iyiye serpılıp gelişti. Bir za- manlar Türk şiiri ve hikâyesi için agdaş Avrupa ve Dünya şiir ve hi- kâyesi ile hemayar diyenler, — şayet bugün aynı iddiada iseler, rahat ra- hat Türk romanı için de aynı şeyleri Büyüyebilirler. Gerçi bu pek iddialı bir çıkış olur Hakikatlere de pek uy- ne de bir ölçüdür? Acem mubalagaları ile boy ölçüşebilecek bu iddiayı bir kenara bırakıp, günümü- zün romanı ile şiir ve hikayesini mu- kayese edersek, şu son bir kaç yıldır, şiir. ve hikâyeciliğimizdeki durakla- maya mukabil, roman sahasında bir ilerleme olduğunu ve sayıları üçü be- şi geçmese de, romancılarımızla övü- nebilecek hale geldiğimizi söyliyebi- liriz. Unesco tarafından İngilizce ve Fransızcaya da çevrileceği bir kaç gün evvel gazete sütunlarında yer a- lan haberlerden öğrenilen "Inc Me- met" romanıyla Yaşar Kemal, "Bere- ketli Topraklar Üzerinde"si, "Suçlu" su ve diğer romanlarıyla Orhan Ke- mal, "Sarduvan"ıyla Faik — Baysal, AKİS, 14 ARALIK 1957 |— lerdir. TAPLAR kendine has atakları ve orijinal iki romanıyla Atilla İlhan ve nihayet he- men bütün romanlarıyla Kemal Ta- hir, Türk romancılığının yüzünü a- ğartan kıymetler olarak ilk plânda göze çarpıyorlar. Bunların yanında daha ikinci plânda kalmakla beraber bir de yeni yetişenler, ilerisi ışın bır— şeyler ümid ettirenler var. ela "Rıza Bey Aile Evi" ile Tarık Dur— sun K. gibi. eni Türk romanının son ve başarılı orneklerınden birini daha ve- ren Kemal Tahir "Sağırdere" adlı romanıyla başladıgı bir büyük ese- rini "Körduman" adlı ikinci cildiyle tamamlıyor. AKİS okuyucuları Sa- ğirdere için yazılanları hatırlayacak- lardır. Kemal Tahir, Sağırderede Çankırı ve civarının köy realitesi ile, gurbete çıkan köy delıkanlılarının hikâyesini anlatıyordu. sağlam bir üslup ve son — derecede kuvvetli bir tahkıye sanatına sahip bu romanı okuyanlar, romanın sonun- da hıkayenın bıtmedıgını hissetmiş- İşte ' uman' öyünden gurbete çıkan ve gurbette köylülerce pek mühim sayılan başarılar kaza- nan delikanlılardan birinin yeniden köyüne dönüşünün hikâyesidir. Ger- çi, gerek Sağırdere, gerekse Kördu- man adlı roman, Mustafa adlı bir de- likanlının hayat hikâyesi üzerine in- şa edilmiştir ama, aslında bir olan bu iki romanda 1 Tahir, — yalnız Mustafayı ve onun dar çevresini de- ğil, bütün bir Anadolu köylüsünün romanım vermiştir. Hiç değilse Or- ta Anadolu köylüsünün. Sağırderede Mustafayı onaltı onyedi yaşlarında daha çelik . çomak oynamaktan ye- ni kurtulmuş bir köy delikanlısı ola- rak görürüz. Gördüğü en büyük mes- kün yer, Sağırdere köyüdür. Fakir bir ailenin çocuğudur ama, bir haylı hayta büyümüştür. Babası buyuk Oğ- lundan ümidini kesince bütün ümidi- ni bu oğluna bağlamıştır. Büyük oğ- lan binbir zahmet ve meşakkat için de büyütülüp civardaki — okullardan birine gönderilmiş, fakat dönüşünde hemen her okumuş köylü gibi muh- tar olmaya çalışacağına, tutmuş köy civarında yapılan demiryolu inşaatı- na işçi olarak girmiştir. Bütün iddia- sı, alnının teriyle çalışıp kazanmak- tır. Ne var ki okunmş olması, son derece ağır başlı olması yalnız aılesı- ne değil bütün köylüye ona karşı bir saygı besleme vesilesi olmuştur. Ba- bası da dahil hemen bütün köylü gi- bi Mustafa da ağasını sayar ve ondan çekinir. Bir mevsim boyu Ankarada kalıp taş ocaklarında amelelikle işe başlayıp, taşçı ustası olup köye koy- unda parası, üstünde yeni elbiseleri ve kollarında ailesine hediyeleri ile döndüğü ve artık, adam oldugunu İs- bat ettiği hakle, gene de ağası onun gözünde hiç bir koyluye benzemiyen son derece mühim bir insandır. Ke- mal Tahir, Kördumanı büyük bır us- talıkla başlatmış Sağırderede mem- leketine dönmek üzere yola çıkan Mustafa, Kördumanda bir gece yarı- sı koyune girer. Artık bundan sonra Mustafa doğduğu topraklar üzerin- de macerasını yaşayacaktır. İlk peşin onun yenı elbiselerini, cakalı cakalı yürüyüşünü yadırgayan köylü. ler, sonra sonra onun kendi Mustafa- ları olduğuna anlayacaklar, ona ısına- cakları , gürbette beraber çalıştıkları halde sefil perışan dönen bazı arkadaşları onu içten içe bir ha- setle seyredeceklerdir. Babası ise 0- kumuş oğluyla övünememenin acısını, şehirde taşçı ustası olup gelen küçük oğluyla çıkaracak, ağa sınıfına ka- tılacaktır. Kemal Tabir, Anadolu köylüsü- nün âdetlerini, huylarını, Çankırı do- laylarının havasın ı, suyunu hele ve hele .dilini çok iyi bilen bir yazar. Bütün bunları son derece büyük bir ustalıkla kullanarak dört başı ma- r bir roman meydana getirmiş. Basma kalıp tenkitlere kaçmadan söylenebilir ki Körduman, Sağırdere ile birlikte ele alındığında Modern k romanım tam manasıyla temsil edebilecek son derece olgun bir-eser- dir.