lursa olsun beyınde bir bozuklugun meydana çıkması için spazm nazari- yesi sakat ve eksiktir. Fizyoloji bize muayyen bir dimağ bölgesinde doku- ların anatomik olarak ölümü ile ne- ticelenecek devamlı bir spazm yarat- mama imkânsızlığını göstermekte- dir. Bir başka mesele de sudur: Saat- lerce hatta gunlerce süren hissi, ha- ki bir felç hâdiseleri var- dır ki kendiliklerinden geçerler. Bun- ların spazmdan ileri geldiğini kabul etsek bile oksijen yoklusuna ancak 15 dakika tahammülü olan bir dimağ bölgesinin günlerden sonra yeniden faalıyete geçebilmesini nasıl izah et- 1iT Görülüyor ki dimağ-murdar i- lık sisteminin fonksiyonel bozukluk- larını kavrayabilmek için, spazmdan başka nazariyelere ihtiyaç vardır. O halde şimdiye kadar spazmla izah edilen felç çeşitleri: —Monoplejiler -bir kolun, bir bacağın felci- hemip- lejiler -kol ve bacağın yukardan a- şağı birlikte felci- hemiyanopsi -ya- rım görme- afaziler -konuşma bozuk. lukları acaba nasıl teşekkül ediyor? Bir kere bunlara genç kimselerde rastlanmadığı — muhakkaktır. — Bu hastalıklara daha çok damarları sü- regen intanlar, meselâ frengi veya zehirlenmelerle -alkol,. tütün, bozul- muş olan, tansiyonu yüksek, damar- ları skleroza uğramış bulunan yaşlı kimselerde rastlanır. Bunlar daima daha şiddetli, daha korkunç ve daha devamlı bir atağın — öncüleridirler. Bir başka deyişle bu geçici, fonksi- yonel bozukluklardan sonra devamlı felçler meydana çıkacaktır. Şu hal- de, muvakkat ve geçici dimağ bo- zuklukları, iç kenarları önceden bo- zulmuş olan damarların beslediği sa- halarda önce muvakkat ve geçici o0- laylar şeklinde ortaya çıkmaktadır. Bunlar spazmın sebep olduğu lokali- ze damar büzüşmelerinden ileri gel- mekte, daha ziyade kenarları bozul- muş olan damarların idare ettiği bu sahada dolaşım gereği gibi olamadı- ğından buralarda oksijenden — fakir bir kan birikmekte ve — anokzemi; spazm dolayısile değil, bu anatomik leziyonların meydana çıkardığı dola- şım karışıklıklarından ileri gelmekte. dir. Hemorraji, anboli, tronboz örülüyor ki Eisenhowerin hasta- lığı ajanslarda belırtıldığı gibi sadece bir spazm olarak kabul edi- lemez. Başkanın damarları genel o- larak hastadır. Bunu peşin olarak kabul etmek gerektir. Nitekim ge- çen sene de Başkan bir enfarktüs geçirmiştir. Bu da kalp damarlarının hasta olduğunu gösterir. Şu hal Başkanın kalbinde, beyninde ergeç bir takım arızaların çıkması zaten beklenirdi. Eisenhowerin damarlarını bozacak pek çok sebep vardır. Büyük heyecanlar, büyük mesuliyetler, bü- tün dünyayı ikiye bölen ideoloji buh- ranının yarattığı olaylar, üzüntüler ve mücadeleler hep bu eşsiz idareci- nin kalbinde ve beyninde akisler yap- AKİS 14 ARALIK 1957 makta idi. Elbette bu organları ida- re eden damarlar günün birinde yıp- ranacak, aşınacaktı. — Eisenhowerin son aylar içinde çok üzüldüğü tahmın edilebilir. Rusların suni peyki i ci defa gök yüzüne fırlatmaları ve ı— kinci sputnikin içine Laika — vey Damka adı verileri bir de köpek koy- muş bulunmaları ve bunların dünya- dan kilometrelerce yukarda halâ dön- mekte olması dunya için, Amerika için ve Başkan için unutulması im- kânsız olaylardır. Hele Sovyet Lideri Krutçefın agızları kulaklarına vara- rak, Çin lideri Mao'ya "Fezanın Sov- yetleştıgını soylemesı, Amerıkalılara da "siz de putniklerinizi — fezaya gönderin. Bızımkıler sıkılıyor." dıye mesajlar göndermesi ve So vyet in- kılâbının 40 inci yıl dönümünde ter- tiplenen büyük geçit töreninde, ilk defa olarak tırtıllı otomotrisler üze- rinde büyük füzelerin de geçirilmiş bulunması, dünyanın bunca sorumlu- luğunu üzerinde taşıyan bir ınsanda esaslı bir şok tesiri yapmı: a ge- ektir. Amerikan bılgınlerının bır tür- lu fezaya bir peyk fırlatamamaları, yapılan deneylerin aksiliklerle karşı- laşması ve sonuncusunun daha atıl- madan infilak etmesi; Ruslar aya gitmeği ayarlarlar, ayda arsa satışı başlar, gök yüzünde istasyonlar, bu ıstasyonlar arasında taksi seferleri kurulur ve astronot bahçıvanlar fe- zadaki asma bahçelerden dünyanın en güzel üzümlerinden daha üstün kalıtede ve daha bol miktarda üzüm devşirmeği tasarlarlarken. Amerikan âlimlerinin bocalayıp durması, — ter dökmesi hür dünyanın gözünden kaç- masa gerektir. Artık tedris sistemi- nin bozukluğundan dem — vuruluyor, Avrupaya talebe gönderilmek düşü- nülüyor, araştırma servislerinin kad- rolarında değişiklikler yapılıyor. Bü- tün bunlardan sorumlu olan adam elbette üzülecek, aşınacak ve yıprana caktır. Eısenhowerın bu defa ge- çirdiği kriz bir hemorraji degıldır. Dimağda kanama muayyen bölge- lerde ani olarak vukua gelir. Klinik- e . iktüs veya apopleksi — dediğimiz korkunç bir tablo ile meydana çı- kar. Hasta birdenbire düşer. Kendini kaybeder. Komaya girer. Bu du- rumdan ya günlerce sonra kurtu- lur, yahud da birkaç saat veya gün içinde ölür. Kurtulsa da artık bir tarafı tutmuyordur. Beyin kanama- sı geçirenlerin 20 37 si, ilk 24 saatte, 2 si birinci haftada, & 86 s birinci ayda vefat eder. Eisenhowerin geçirdiği kriz bir anboli veya tronboz olabilir. Roma- tizmadan ileri gelme kalp hastalık— ları, iç zarda iltihap -ando| kapaklardaki afetler, aortit, ando- karditis lenta dediğimiz bir hastalık sırasında kalpten kopup dolaşıma dü- şen bir parça bir anbolüs beyne ka- dar ulaşarak orada ince bir damara tıkılır, kalır. Artık buradan ilerdeki eyin kısmı gıda alamaz, beslene- mez ve ölür. Anboli hastayı umulma- dık bir anda, birdenbire yakalar, koma ve felç teessüs eder. Anboli hastayı tam faaliyet sırasında sosyal ve familyal hizmetlerini yaparken, yemek yerken, yürürken, okurken veya yazarken yıkar. Tronboza ge- lince, bu da beyindeki — damarların tedricen tıkanması demektir. Damar- ların lümiyerinin daralması önceden bazı belirtilerle kendini gosterebıldı— ği gibi, günün birinde ani olaral tam bir tıkanma şeklinde ortaya çı- kabilir. Bu zaman görülecek olaylar evvelkilerden farklı değildir ü nüşte tam bir sıhhat ıçındeyken hasta birdenbire şuurunu kaybeder, ha- tıralar söner, oryantasyon bozulur, dalgın, konıışamaz, derdini anlatamaz bir duruma düşer. Hâdise sol yarım dimağda cereyan edıyorsa, konuşma merkezi burada bulunduğundan di- zartri veya afazi vardır. Yani keli- meler iyi telaffuz edilemez. Bazı ke- limeler bulunamaz, hatırlanamaz. Beyin dolaşımının bozukluğunu gös- teren tronbozda büyük ataktan önce bazı haberci belirtiler de bulunabi- lir. Baş ağrısı, sebebsiz migren, ku- laklarda çınlama, baş dönmesi, bu- lantı, esneme, ellerde uyuşukluk, ka- rıncalanma, parmakların birdenbire sararması ve ölü parmağı şeklini al- ması, felç gelecek beden kısımların- da his bozuklukları, paresteziler, ge- çici konuşma zorlukları, yazı yazmak ta tereddütler ve titremeler, yarım görme, muvakkat görmemezlik bun- lar arasında sayılabilir. Tronbozda felçler çok zaman yavaş yavaş tees- süs eder. Son söz Göriiliiyor ki spazm, — hemorraji, anboli, tronboz hangisi olursa ol- şun Başkanın hastalığı - tehlikelidir. İnsanı kötümserliğe hattâ karamsar- lığa sürükliyecek kadar da önemli- dir. Başkan NATO Konseyine gitmek şöyle dursun, üzerindeki sorumluluk- ları terkederek ödevlerini yardımcı- sına bırakmalı, mesi pek muhte- mel olan akselerden sakınabilmek i için siyaset ve mücadele hayatından u- zak kalmalı ve bir çiftliktte — veya sayfiyede şimdiden istirahate çekil- melidir. Onun hiçbir. iş yapmadan latant ve sakin bir kudret halinde bir yerde yaşaması bile bütün de- mokrasi dünyası için ümid ve inanç demektir. Artık Birleşik Devletle- rin ve bütün dünyanın mukadderatı hasta ve malül bir adamın omuzla- rında daha uzun müddet bırakılamaz. Bütün etrafımızda yaşıyan — büyük ve ihtiraslı insanlar gibi, o da her- şeye rağmen Başkanlıktan kendi ar- zusuyla vaz geçmiyecek, sırtındaki yü kile ebediyete ulaşmak isteyecektir. Fakat hekimlerin, hem onun hayatı- nı korumak için, hem de sırtındaki muazzam yükü genç bir elemana dev. retmek için buna müsaade etmeme- leri, onu muhakkak ıstırahate ulaş- tırmaları ve dünyanı emniyetini sağlamaları şarttır ve borçtur. Dr. E. E.