YURTTA OLUP BİTENLER lâzımdı. Mezun olduğu yıl açılan bir müfettiş muavinliği — imtihanı- nı kazanarak Ziraat Bankası müfet- tiş muavini olmuş, kısa zamanda ter- fi ederek müfettişliğe — yükselmişti. 1946 seçimlerine kadar o vazifede kalmış, sonra Eskişehirden milletve- kili seçilmişti. 1946 ile 1950 arasın- da Bütçe Komisyonunda oldukça parlak bir muhalefet hatibi olarak şöhret yapmıştı. O tarihlerde çok gençti -31 yasında Meclise gırmıştı— çok inceydi, doğru dâvaların peşin- deydi. Demokrasinin faziletine inanı- yordu. İnsan haklarının, bu topraklar üzerinde gerçekleşmesi, başlıca ide- ali olarak biliniyordu. Kendisini en zi- yade takdir edenlerin başında Baş- bakan Adnan — Menderes geliyor- du. Eskişehirin bu genç millet- vekili istikbal için ümit — veriyordu. Nitekim İktidar , D.P. tarafından ka- zanıldığında Menderes, Polatkanı Ça- lışma Bakanı olarak ilk kabinesine aldı. Maliye Bakanı Halil Ayan is- tifa edince de, onu Maliye Bakanlığı- na getirdi. Polatkan orada 29 Kasım 19557 kadar "Görülmemiş Kalkınma"nın mali kısmım tedvir ediyordu. Yani meşhur 'Kristof Ko- lombun yumurtası"nı kırmak, hep ona düşüyordu. Bu yumurta tabii enflâsyondan başka bir şey değildi ve zamanla cılk çıkacağında da zer- rece şüphe yoktu. Eğer Mülkiyenin eski mali kısım talebesi inci gibi ya- zıyla tutulmuş ders notlarım o beş sene içinde karıştırmak fırsatım bul- muş olsaydı, bu gerçeğin orada yazı- l1 bulunduğunu görürdü. Fakat haki- kati anlamak için 1957 yi beklemek gerekmişti. Ancak seçimlerin neticesi- dir ki, hayat pahalılığı var dıyenın aklına şaşmamak lâzım geldiğini, İk- Polatkan — Menderes Malıye Bakanlıgı bınası "Yanıyor mu yeşil tidarın başına anlatmıştı. İktidarın başı değişince de, Polatkanın yeni bütçesi eski bütçelerinden — değişik şekil almıştı. Enflasyonun faziletine artık inanılmıyordu. Denklik meselesi F akat yeni butçe "ıslahi. hal" alâ- metlerine rağmen denk bir bütçe miydi ? Bu hususta hâlâ şüpheler mev cuttu. Bir türlü tahsil edilemiyen 100 mılyonluk meşhur Musul Petrol ala- cağına bu yıl da bütçede yer verilme- sini ciddiye almak çok güçtü. Sonra, yeni kurulan Turizm ve İmar Bakan— lıklarının durumu ne olacaktı? Bu i- ki bakanlık için bütçeye, ilk masraf- ları karşılamak üzere 2 milyonluk tahsisat konmuştu. Muazzam rak- kamlara erişen masraflarını bütçeden karşılama yoluna gidilirse - ki bu en mâkul yoldu - ek tahsisat istenmek zorunda kalınacaktı Böyle- ce kâğıt üzerinde imkânsız gözükme- yen denklik, kolayca bozulacaktı. Diğer taraftan şimdiye kadar Dev- let gelırlerınde görülen artış, büyük ölçüde enflâsyonun neticesiydi. Enf- lâsyondan sadece tüccar değil, Dev- let baba da zenginliyordu. Fi atlar yukseldıkçe gider vergilerinin ve di- ğer vasıtalı vergilerin de miktarı ar- tıyordu. Zengınlıyen tüccarlar daha fazla gelir vergisi ödüyordu. Halbuki devlet borçları ve personel masraf- ları, oldukları yerde sayıyorlardı. Ma- lıye Bakanının geçen yıl Meclis kür- süsünde söylediği gibi, beş aylık ik- ramiyeye ve personel sayısının art- masına Tağmen 1950 de bütçenin 96 45.32 sine yükselen personel mas- rafları, 1957.de ancak © 41.7 ye ula- köşkün lâmbası” cağı ve — yavaşlıyacağı — farzedilirse, devlet gelirlerindeki artış nisbetinin de hissedilir bir derecede azalacağı muhakkaktı. Bu durumda eskı ge- lir artış hızının devam edeceğini dü- şünmek hatalıydı. O halde fıatlar bi- Yaz zapturapt altına âlınabilince, bütçe denkliği kolayca bozu- lacaktı. Bozulan denklik, fiatlar üze- rinde tesirini göstermekte gecikmi- yecekti Esasen bütçe denkliği bizatihi bir gaye olamazdı. Gaye talep ve arz a- rasında muvazeneyi temin etmekti. İşte Batılı memleketler bunun için talep ve arzın gelecek yıl zarfında ne olacağını hesaplıyan Milli Bütçe he- saplarına başvurmaktaydılar. Talep arzdan fazla tahmin edilirse, bütçe fazlalarıyla aşırı talebi ortadan kal- dırmaya, çalışıyorlardı. Memleketi- mizde Milli Bütçe hesapları yapılmı- ordu. Hâlen ne kadar bir bütçe fazlasına lüzum olduğunu rakkamla ifade etmek mümkün değildi. İşte bu bakı nidan bir çok iktisat- çı, ufak tefek gayretlerle enflâsyon mücadelesinden galip çıkılamıyacagı— nı duşunuyorlardı Yeni bütçede, da- ha zecri tedbirlerin yer almasının za- ruri Ööldüğü açıktı, iyi niyet kâfi de- ğildi. Hattâ enflâsyonsever iktidarın ıslahı hal edeceğinden artık fazla bir ümidi bulunmayanlar, bu iyi niyet e- marelerinin mütemmim bir Amerikan yardımıyla ilgili olup olmadığını dü- şünmekten kendilerini alamadılar. Her halde çeyrek tedbirler zamanının çoktan geçtiği muhakkaktı. Bir iki çiçekle yaz gelmiyordu. İktisadi Devlet Teşekkullerı U stelik Devlet sektörü de Bütçeye