1958 bütçesinin bu hususiyetlerini gör memezlik edeme- di. Gelir tahmin- lerınde biraz daha si, primle ese- lesine el atılm ası iyi emarelerdi. nı ümit etmek iİs- dol- muşla gıden yol- cunun gördüğü ay- dınlık odada çalı- şan Hasan Polat- kan bu bakımdan. Bütçe müzakerele- rinde Muhalefeti; alınan - tedbirlerin iyi olduğuna ikna- dan ziyade, bun ların tatbık edıle— ceğine inandır makla mü kellef tutulacagını mü- kemmelen biliyor- du. Goruşmelerde bir büyük av: ja sahip olacaktı Abesı değil, doğ- yu müdafaa ede- cektı. Bu, Hasan Polatkan için, her Bir hayat hıkayesı akikatı Mali- ye B nı, hü- kıımette yer aldıgı yedi ıçınde -29 Kasım 1955 ile 1 Kasım fırsatını bulama- mıştı. Halbuki mektep sıraların- da ne kadar iyi bir talebeydi. O za- manki — âdetler ını aynı kaldığım id- dia etmek kolay değildi. Sabahları hâlâ karanlıkta kalkıyo Mali- ye Bakanlığına ılk onda kalmaktaydı Me- İktisadi Strateji Doğan AVCIOĞLU siyaset sahasmda en tesirli peçeteler bile zaferi elde etme- r zaman kâfi ge En seçkin tatbıkatta tesırsız kalab iliyor. Zira iktisadi siyaset gök yü- birbirine zıt muhtelif menfaatlerin çarpıştığı bü danında yürütülmektedir. Muhtelif - mukavemetlere, i) mukabil hücumlara sık sik rastlanmaktadır. Niha]î âafer başkuman- ji i 7 tadır. ı ktısadı İktisadi stratejinin bir reçete halinde ifadesi hemen hemen imkân- sızdır. Şahsi kabiliyet, seziş; herhalde büyük bir rol oynıyacaktır. Ama yine de bazı kaideler vazedilebilir. Tabii herşeyden evvel nereye gidildiğini, ne yapmak istendiğini bil- mek lâzımdır. Ancak ondan sonra, gayeye varmak için başvurulacak vasıtaların - tesbiti gelecektır. Kullanılacak vasıtalar saatin dışlılerı gibi bir bütün teşkil etmelidir. Perakende tedbirler tesirsiz kaldığı kadar te- nakuzlardan da kurtulamıyacaktır. Bir taraftan enflâsyonu korukle rken, diğer — taraftan fiatları durdurmak ıbı nafile teşebbuslere gırışılecek— tir, gü kontrolleri, öbürgün kredi tanzimi, daha öbür gün reeskont haddinin yükseltilmesi gibi sıstemsız tedbirlerle vakit geçiri- lecektir. Elde barut olmadıkça binlerce topun imâlinden eklenebi- lir ki ? Muvaffakiyet için gereklı butım silâhlar elde hazır bulundurul- malıdır. Bu silâhlardan birinin noksanı olması, takip edılen sıyasetı ça— karalmaz bir top haline getırılebılır Mesel" Milli Kor. Kanununu tatbikle vazifeli İçel Valisi mahdut personeliyle, portakalların bahçe— lerde kalmasını, bilinmez, nasıl önliyecektir? bütün teşkil eden tedbirler, tek bir elden, tek bir organ tarafın- dan yürütülmelidir.. Muharebe meydanında bir sürü değil, tek bir ku- vardır. Meselâ enflâsyonla mücadı mevzuu Maliye, Ticaret Bakanlığı, Valilikler, Merkez Bankası v.s. yi ilgilendirmektedir. Savaş meydanında toplar, piyadeler, tanklar uçaklar nasıl aynı gaye içü tesbit edilen saatte harekete geçiyorsa,, bıı muhtelif organların aksı— da tek bır. elden saat gibi ı'şletilmelı ir. sidir. Taarruz günü için yıldızlardan veya müneccimlerde det uman kumandanların devri gerilerde kalmıştır Hafif kıtalarla zamanında yap bir. taarruz, ağır arrı ğ 'ankların kullanılmasından daha iyi ne- Geç kalınırsa çok sert tedbirlerle, çok az edilecektir. 1957 yılında enflâsyonla mücadele etme, 1958 e nazaran çok daha zordur. Beklenmedik taarruzlar, iktisadi sahada da harp meydanlarında ol- duğu gibi muvaffakiyete götürmektedir. Bilhassa enflâsyonla mücade- lede, anı bir darbe zaferı çok kolaylaştırmaktadır Zira enflâsyon sadece arz ve talep arasında nik uvazenesizlikten — ibaret — değildir. Sosyal grupların davranışları ve psıkoloplerı enflasyon en — azından, daha vahimleştirmektedir. Beklenmedik psikolojik bir darbe f atların daimi surette yııkselecegı inancını altüst edebilir. Dr. Schacht'ın 1924 teki muvaffakiyetini, banka kredilerini bekletemedik bir arıda tama- miyle kesmesi temin etmişti. iğer mühim bir mesele eldeki imkânların ne nisbette kullanılaca- yalın kılıç süvariler gönderilmiyecektir. eza Donkişot gibi değirmenlere saldırmak derdi — halletmiyecektir. — Enflâs- yona son vermek için ne kadar vergi alınacak, kredi ne kadar kısala- ek hakikaten çok güçtü ihtiyat kuvvet- yi bir dereceye kadar halledecektir. Kredi- gelmezse, vergileri derhal aıîtırmak için bütün ha- zırlıklar çok evvelden yapılmış - olacaktır. kıı etlerını savaş 'a imkân vermesidir. Muharebenin seyri -her an takip dılm ld'r De- a kadar seyyal olmalıdır. Savaş iyiye dönmezse, ü kapanmamalıdır. Muvaffak ol - iktisadi siyasette ısrar etmek, derdi halletmek şoyle dursun daha da ağırlaştıracaktır. Matların ortadan kaybolma. mal- lar için eskisinden aha azla bir fiat oderımesıne sebep oları bır fiat tesbiti sıyase tinde mek, hiç bir işe yaramıyacaktır.. Öyle hal- lerde rotayı degıştırmek herhalde en ısabetlı yold ur. Gayet tabii — bu, kaprıs sahıbı kadınlar gibi hareket etmek mânasına gelmemektedir. Menderes hükümetinin son günlerde aldığı perakende, mütered- dit, yavaş ve ekseriya beceriksiz kararlar, iktisadi siyaset sahasında babadan kalma usulleri henüz terketme dıgımızı göstermektedir. Stra- teji noksanlığı esasen pek kuvvetli olmıyan muvaffakiyet şansını daha da azaltmaktadır. busevlerindeki gü- zel bir bahçe için- de bulunan evin- den erkenden çı- yor, iri kıyım Chrysler'ine bindi- ği gibi dairesine koşuyordu. Hasan Polatkan talebeli- gınde de 0yleydı ar boyunca g n bile derslerını "astığı" — görülme- mıştı Altı çocuk- u bir ailenin en b iyük oğluydu. Kardeşlerinden ü- çü kız, ikisi er- kekti. Ailesi as- len Kırımlıydı. Ba- bası Abdülbari Bey yerleşmiş, le meşgul olmaya başlamıştı. Hasan Polatkan bıından senı Es- kışehırde dogmuş, ilk, orta ve İise tahsılını orada yapmış, 1933 de Mülkiyeye girmiş, üç sene sonra da Mah kısımdan pek ıyı derece ile me- n olmuştu. - san Polatkan sını- finin daima en Eskişehirde ticaret- mükemmel not tu- tan talebesi olarak kalmıştı. Onun in- kilde tutulmuş not- ları 1934, 1935 ve 1936 yıllarında Mü ülkiye — talebele- rinin en iyi yar- dımcısı — olmuştu Polatkan — daima "bir büyiik çalışı— c" olar. yaşa- mıştı Talehelıgı boyunca bir gu dahi tavla veya is- kambil oyna, maga heveslendiğini gö- kan olduğu halde, gece klüplerine gitmek âdetini e- dinmı i. Gitti- ğinde, onu hiç kimse pek karısın- dan başka bıı'ıyle danseder mişti. Zaten dansı da fazla beceremi- yordu. Öğrenmeye vakti — olmamıştı. Mülkiyeden çıktık- tan sonra hemen hayata atılmıştı Ailesi zengin de- ğildi, çalışması