şikâyeti o kadar çoktu ki, önlenememişti. Gelen heyetlerın bâr kısmı "huzuru mutad zevat "ın yalnız hükümet işlerinden değil, Parti işle- rinden de uzaklaştırılmasını istiyor- du. Büyük Kongre toplanmalıydı ve realist gözle 1957 seçimlerinin neti- cesini gözden geçirip ona göre bir hareket hattı tesbit etmeliydi. Her halde D.P., eski D.P. olmaktan uzak- laşma istikametındeydı Genel Başka- nın bu gidişten ne dereceye kadar haberdar bulundugu hükümetini ilan ettiğinde anlaşılacaktı. Üstelik 1955 manevralarının bu sefer aynı netice- leri vermediği seziliyordu. Bir çok milletvekili anlayamıyor- du: Hala sevdikleri Genel Başkanları niçin kendilerine güvenemiyor, — bir takım kimselerin tesirinden kendisi- ni kurtaramıyordu? Üzülmemek el- lerinden gelmiyordu. Işte D. P. nin içi bu halde ol- duğu içindir ki, çeşitli denemelerin işaretleri Zaferle Havadisin sütunla- rım her gün süslüyor, fakat hiç bir gün netice alınamıyordu. Parti, par- ti organlarının işaret ettiği yolda de- ğildi. Bu muhakkaktı ve bu çok iyi bir haberdi. İktisad Hatlara emir Bu haftanın başında Pazartesi gü- r çok İzmirlinin faali ha- kikaten gorulecek sabah gazeteler, büyük manşetlerle Ticaret ve Ekonomi Bakanlığının yeni ka- rarlarını ilân etmişlerdi. Fakat İz- mirliler arasında, seçimlerden evvel Basmahane meydanında yapılmış 0- lan büyük D. P. mitingine gıtmış ve Adnan Menderesi dinlemiş olanlar " hezimet gözlerine inanamamışlardı. — Anlaşı- lan kulaklarına daha fazla itimadla- rı vardı. Nitekim saat 13 olunca rad- yolarının başına geçmişler ve kolay alınamayan Ankarayı açmışlardı. Ha- vadislerin okunmasına başlanınca de- rin bir nefes almışlardı; çok şükür, gazetelerde ilân olunan — haberden bahis bile yoktu. Ama sevinçleri kısa sürmüştü, zira bültenin sonunda spi- ker Ticaret ve Ekonomi Bakanlıgının tebliğini aynen vermıştı Pamuğun devri, temliki ve nakli iş'arı ahire ka- dar yasak ediliyordu. Tüccar ve müs- tahsil pamuk mevcutlarını iki gün i çinde beyanname ile bildireceklerdi. Pamuk 1hracat1 münhasıran Çukur- ova ve İzm amu Satış Kooperatıflerı Birlikleri tarafından yapılacaktı. Gıda maddelerine gelince onların istihsalinden istihlâkine ka- dar bütün safhalarım her şekilde kont rol için valilere geniş ve esaslı selâ- hiyetler takınıyordu. Fakat Basma- hane Mitingini takip etmiş , olanları şaşırtan gıda maddelerine ait sirkü- lerin ikinci, pamuğa ait tebliğin ü- çüncü maddesiydi. Bu maddelerde, e- mirlere aykırı şekilde hareket eden- lerin Milli Korunma Kanunu hüküm- leri gereğince cezalandırılacakları bildiriliyordu. Milli Korunma Kanunu! Basma- hane meydanında hâlâ Adnan Men- deresin "Milli , Korunma Kanununu kaldıracağız" diyen sesinin akisleri vardı. Ama seçimler bitmişti ve üs- telik İzmir D. P. ye rey vermişti! İlk neticeler u haftanın ortasında kararlar ilk tesirlerini göstermiş bulunuyor— du. Altın fiatları düşmüştü.' Bu su- kut Egede yedi 1lirayı buluyordu. Doğrusu istenilirse pamuk - fiatları Bakkal dükkânında etiketler Kendini AKİS, 23 KASIM 1957 nimetten sayan fasulye YURTTA OLUP BİTENLER Abdullah Aker Erken atılan adım görülmemiş bir artış kaydetmişler- di. Altın fiatlarının yükselmesi de onunla ilgiliydi. Müstahsil çok para kazanıyordu, komisyoncu çok para kazanıyordu, tüccar çok para kazanı- aten Egenin İktidara bulunması da, o sebepten değil miydi ? Bölge, enflasyondan kâr gören bölgeydi. Daha doğrusu enflas- on o bölgeyi daha geç çarpacaktı. Fakat şımdılık köylü, cebi para gör- düğünden reyini D. P. istikametinde kullanmıştı. Artık, seçimlerin hemen akabinde, Milli Korunma Kanunu ya- kasına yapışıyordu. Buna mukabil, hemen aynı şekil- de artmış olan gıiad maddeleri . fiat- ları inmedi. Sadece durdu. Piyasa- ya mal sürme muamelesi ise, olmadı. Bolluk bahis mevzuu degıldı Fiat- lar da merdivenin zaten bulundukları basamaklarındaydı. Bunlar, tabii ne- ticelerdi. Hattâ bir miktar ucuzluğun belirmesi imkânı dahi vardı. Milli Ko- runma Kanununun ilk — günlerinde de aynı şeyler vuku bulmamış mıy- dı? Nitekim bu haftanın ortasında D. P. organı gazeteler başlıklarında iki sene evvelki başlıkları taklidden geri kalmadılar. Bolluk başlamıştı ucuzluk geliyordu! Milletin — hayati ihtiyaçlarıyla oynayanlara müsaade edilmeyecekti! Tıpkı Milli Korunma Kanunu gi- , yeni kararlar da geniş halk küt- aracında memnunluk uyandır- dı. Psikolojik bir hava yaratılmışa benziyordu. İktisaddan anlayan da- ha az kalabalık zümreye gelince, o- nun gözleri halden ziyade istikbale çevrikti. Zira her şey, İktidarın mü- teakip tavrına, bağlıydı. 14