Türk . Amerikan Kadınları Kültür Derneğinin gayesi bu iki memleketin Öörf ve adetlerini, yaşayışlarım kül- türünü birbirine öğretmekti. Bunun için her ay tertip edilen yemeklerde Türk ve Amerikalı hanımların aynı masalara oturarak kaynaşmaları te- min ediliyor, sosyal yardım, gönüllü yardımcılar, moda. gezi ve bütün sair kollarda müşterek çalışmalar yapı- lıyordu. Onların en çok Trağbet et- tikleri bir kol da halk dansları gru- bu idi ve birçok Amerikalılar memle- ketimizi terkederken bizim unuttuğu- muz dansları öğrenmiş olarak gidi- yorlardı. Suzan Pamirin çalışma grupları- na bu sene ılave ettiği * lar grubu" eserlerini ve Turklere Amerikan eser- lerini tanıtıyordu. böylece bir eser ele ediliyor, yazarı hakkında malümat veriliyordu. Sanat ve elişleri grubu, müzik grubu aynı şekilde bir kültür ta nıtma vesilesi oluyordu. Gezi grubu da aynı gaye ile çalışıyordu ve Kası- mın ilk haftasında bu kolun tertip ettiği bir toplantıda New York Ti- mes gazetesi muhabiri Joseph Haff, Gordion kazısı hakkında resimli bır konferans vermişti. Zaten Türk - A- merikan Kadınları Kültür Derneği - nin kuruluğu doğrudan doğruya pro- paganda gayesine dayanıyordu ve bu kuruluş şöyle hikâye ediliyordu: Ankaranın tanınmış aydın — ha- nımlarından birisi, birçok Amerika- lıların Türk adetleri ve Türkler hak- kında tamamiyle yanlış fikir sahibi olduklarını görmüş ve kendilerine bu bilgileri nereden edindiklerini sor- muş. Aldığı cevap vaziyeti izah et- meye kâfidir. Memleketimizdeki A- merikalıların yakın Türk tanıdıkları sefaret kavasları — veyahut evde iş gören yardımcı kadınlardır. Bunlar- dan alınan malümat ise ekseri Ana- dolunun muayyen bölgelerindeki ya- şayışı, o da çoğu zaman yanlış settırmektedır Zaten Amerikalılar a, bu mevzuda, şıkayetçıdırler Yal- nız Türkler de,; gıl bütün dünya A- merikan — kadınını çok yanlış tanı- maktadır. Kocası evde Amerikan ka- dınına yardımcıdır diye onu rahatına düşkün — bir insan olarak tanımak yanlıştır. Amerikan kadım çok çocuk doğurur, içerde ve dışarda çalışır. İş- te boylece karşılıklı bir tanışma, bir kültür teatisi arzusu doğmuş ve Tür -Amerikan Kadınları Kültür Derneği böylece kurulmuştur. Ankaranın en faal kadın Derneklerinden birisi olan bu Derneğin 400 üyesi var- dır. Kültür çalışmaları yanında, elde edilen kazançlarla istidatlı fakir ta- lebeleri burs temin eden Dernek, başka sosyal yardımlarda da bu- lunur. Geçen sene fakir muhitlerde kütüphaneler bunlardan bir Halen Tıp — Fakültesinde kullanılan kalp hastası karyolaları da bu derneğin bir hediyesidir ve bu seneki Başkan Suzan Pamirin yeni gayesi hastahanelere iki tane "oksi- jen çadırı temin etmektir. — Çün- kü —"oksijen çadırları" — maalesef AKİS, 23 KASIM 1957 Bizim Gazete on senelerdeki mühim gazete haberlerini hatırlamak istersek gözümüzün önüne derhal üzücü manşetler gelir. FKaba kuvvetin hakka galip gelişini en acıklı şe- kilde tasvir eden Macar ihtilâli banlardan bir tanesidir. Memleke- timizde zaman zaman tehdit , za- man zaman — dedikodu ve zaman zaman da hakikat şeklinde kar- gimıza dikilen antidemokratik ko- mutlar bunlardan bir başkasıdır. Rusların sun'i peyki belki de bu havadislerin en korkuncudur. Bun- ların yanında seller, felâketler, beklenmedik ölümler var. Bunla- rın yanında pahalılık, darlık, tür- lü sıkıntılar var. A doğrusu, bazan iyi şeyler de oluyor; butun servetlerini hayır — müesseselerine bağışlayan tek tük insanlar çıkı- yor; kendi şahsi saadetlerini bıra- karak cemiyet için uğraşanlar, bu yolda çalışıp herşeye rağmen mu- vaffak olanlar ulunuyor. — De- mir Perde gerisinden bir hapis- haneden kaçırılan ve insanlığa ümit ışığı veren bir kitap, bir ses duyuluyor. Bizim şu Doğuda, hani okumasını yazmasını bil- mez dediğimiz Doğuda halk se- çimlerde karma üste yapıp oyu- nu beğendiğine vermesini biliyor. Fakat gene de bütün bunlar çok düşündürücü, çok fazla ciddi mev- zular.. Biz son günlerde çok bunalmış- tık. Birkaç arkadaş gönlümüze göre bir gazete çıkaralım dedik. Hayal bu ya.. Kim karışır" Ba- sın Kanununda da buna göre bir madde bulamayınca hemen ora- cıkta havadis manşetlerimizi ha- zırlıyıverdik. İlk sahifede — koca- a puntolarla şu havadis göze çarpıyordu: Memlekette havalar iyi gidiyor.. Telaşla altını okuduk mevzubahis olan havası" mıydı, yoksa seçım ha- vası"”" mı, yoksa "yeni hava" mı? Hayır hiç böyle birşey yoktu Yalnızca muhtelif bölgelerdeki su- unet dereceleri bildiriliyor, mah- mevcut değildir ve bu yüzden birçok "acı'"lar olmuştur. Sosyal yardımla- rın bir faydası da üyeleri çalışmaya teşvik etmesidir, Çünkü paraya ihti- yaç gosteren her iş çalışmayı kızış- tırmaktadır Her şeyin pratiği anımların en çok alâkasını çeken bir mevzu muhakkak ki modadır. Geçen haftanın ortasında Muazzez Tamkanın İlkiz sokağındaki — evine Jale CANDAN sulün bereketli olacağından bah- sediliyordu. — Sevindik. Demek ki tayyörlerimizi — kışın da giyebile- cektık Böyle mutedil kışlarda kı- a ceketlerin çok yasak — savaca- ğına ittifakla karar verdik. Bu hususta yeni projeler kuruyorduk ki birden vitrinlerdeki kumaş eti- ketleri gözümüzün önüne geldi, başımız dondu Fakat — allahtan "bizim gazete" derhal yardımımıza yetişmişti.. Ne 0? Üçüncü sayfada hiç te mühimsenmeden hergün biraz daha ! Bu sefer biz kahkahalarla gülmeye başladık. "Bizim gazete" kendını şaşırmıştı. Bu üçüncü say- fada a ne mühim haberler Vardı Iktidar partisi liderleriyle Muhalefet liderlerini bir arada bir fabrikayı açarken görüyorduk, Mecliste de tatlı tatlı münakaşa ediyorlardı. Ama unlar — zaten olağan işlerdi. Daha mühim ha- berler birinci sayfadaydı. Kasap- lar birleşmişler ve et fiatlarını indirmek Üüzere bir anlaşmaya varmışlardı. Daha evvel mal sa- hipleri dükkan kiralarını indire- rek onlara bu yolu göstermişlerdi. Memurlar onlardan aşağı kala- cak değillerdi ya! Hayat pahallı- lıgına sebep olur endişesi ile yeni 'zam"lar istemiyorlardı. Kadınla senenin en şık kadınını seçmiş- lerdi. Bu çok zengın bir tüccarın hanımı idi. enedir, her mev- sim başı, dış memleketlere yordu. Gardrobu yerli kumaşlar- dan yapılmış nefis kıyafetlerden müteşekkildi. Buyuk bir perde mü- sabakasında Türk tipi bir ev bi- rinciliği kazanmıştı ve projenin Türk ressamı eve Türkçe bir isim koymuştu! — Prenses Margaret. albay Towsend ile evlenmişti. "Bizim gazete"nin her satırı, bir sinir ilâcı gibi, insana huzur, ve ferahlık verıyordu Ama galiba "Bizim gazete"nin her satırı, bir zemiyordu. Ne tek bir tekzip var- dı, ne de sonradan silinmiş . tek satır. gelen çok kalabalık bır kadın top- lugu bu hakikati, inkâr kabul et— Kültür Dernegının moda kolu tertip etmişti, Üyeler, moda bahsinde, bu sene için istedikleri şeyleri bildire— ceklerdi. Moda kolunun Türk başka- rii Şen Kılınç elindeki deftere notlar alıyor ve Amerikalı başkan Mrs Webster ile istişarelerde bulunuyor- du. Hanımlar herşeyin pratiğini, kolayını çabuk tatbik edilenini isti- yorlardı. Meselâ saçları daima ber- berden, mızanplidene — çıkmış