mişlerdi. Bülent Arel gerçi, böyle bir kon- ferans için bugün Ankarada buluna- bilecek belki en yetkili şahıstı. Çok sağla eslek i yanında, Türk m me besteciliği hakkında çok ilgi görüşleri olduğu, i musikisini bir meslek adamı ve tenkitçi, yaratıcı gözle- incelemiş olduğu, Türk musikisinin dünya mu- siki cereyanları arasına nasıl yerleş- tirilebileceği konuşunda zihin yor- olduğu bılınıyordu Oysa verilen Zzır çekmiyen biyografi notla- rı hazırlamış, bir de herbirini tem- sil etmek için onar dakikalık musiki parçaları seçmişti. Bır besteci tabıa- müş ve bir öğretmenle çalışmış, he- men her besteci gibi "orkestra ve o- da musikisi eserleri, koro parçaları, opera, senfoni, vs." bestelemiş olacak- tı. Bunları ve sadece bunları, söyle- menin ilgi çekici tarafı ne olabilirdi? Pek tabii olarak dınleyıcıler, konfe- anlaşılma- -herhalde o da sıkılmıştı— se- çilen musiki örneklerinden çoğunun gayet kötü icra edilmiş ve bozuk se- se alınmış olması bu konferansta ca- zibe diye birşey bırakmıyordu. Ancak konferansı sonuna ka dınlemek sab rını gösterenlerin lar dahilinde takdim edilmiş bile ol- sa- bir panoramasını görebilmiş — ve bu suretle üç genç Türk bestecisinin -İlh Usmanbaş, —Bülent Arel ve Nevit Kodallının. eski nesle olan ezi- ci üstünlüklerini müşahede edebilmiş olmaktı. u üÜstünlüğü teba- rüz ettirmek için konferansçı — Arel hiçbir gayret sarfetmemiş, bilâkis beraber rafgir davranmış ©o nu şura burada —söylemekten — çekinmediler Oysa bu, Arelin bu konferansla ilgi- li çalışması hakkında şiddetle redde- dilmesi gereken tek ithamdı Konserler İki kişilik trio nkara, bu mevsim bir musiki sa- vaşına sahne olmaktadır Ameri- kalıların resini elçileriyle -Ballet Theatre, Steber, Ruggiero Ricci, Minneapolis Orkest- KİS, 23 KASIM 1957 rası gibi sanatkârlar ve topluluklarla. yaptıkları kültür taarruzlarına diğer milletlerin mukabeleye karar yermiş oldukları anlaşılıyor. Fransızlar, bu evsim karaya getirecekleri sa- vaşçıları -dört — piyanist, bir viyolo- ılân ettiler — ve kuvvetlı Gilels ve Bolşoy atılacakları söyleniyor. İtalyanla- rın harp plânları, henüz açıklanma- mış olmakla beraber, zekice hazırlan- mış olduğu tahmin edilebilir. Niha- yet Almanlar, geçen hafta 1lerı vetlerini savaş sahasına sürdü Avrupaya şamil "Jeunesses Musi- cales" Milletlerarası Federasyonunun Almanya teşkilâtnıa bağlı üç musi- kişinasın, kemancı Ina Stolterfoot, vıyolonselcı Bernhard Braunholz ve piya nıst Kar ergemann'ın Ankara- da üç oda musikisi konseri vermele- Ti kararlaşmıştı. Ancak viyolonselci Braunholz'un parmağının yaralanma- sı son dakikada onun seyahate katıl- Mozart ile Schubertin triolarıyla Ravel'in keman ve çello MUSİKİ için sonatını dınlemeye hazırşlanmış Ankaralı musikiseverler n-pi- yano resitaliyle iktifa etmelerıne se- bebiyet verdi. Kemancı Ina Stolterfoot, alman yada lıseler arasında yapılan bir ke- müsabakasında birinciliği ka- hip bir icracıydı. Son dakikada prog- ram değiştirme zorunda kalmış ol- maları yüzünden piyanistle tam bir anlaşma, şaşmaz bir beraberlik için- de çaldıkları söylenemezdi. Sonat- lardan meydana gelmiş programla- rında, meselâ bir Brahms sonatının -Ses ve Tel Birliğinde çaldıkları Re- Minör Sonat. Bn. Stolterfoot'un klâ- sik ye Öön -klâsik eserlere daha iyi giden küçük ve serin tonundan, ro- mantizme meyletmiyen ifadesinden faydalanamadığı söylenebilirdi: Ama Beethovenin Sol Majör (No. 8) sona- tının da ideal icraya kavuştuğu ay- nı güvenle söylemeliydi.