23 Kasım 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 31

23 Kasım 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 31
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

saf köylü kızı Dünya'nın büyük şe- hirde yaşamak hayaliyle parlak üni- formalı bir subayın peşinden gidişi- ni, subayın onu bıraktıktan sonra yapayalnız kalışını, evine dönemedi- ği, kimseden yardım goremedıgı için çaresiz fuhşa başvurusunu ve trajik sonunu gerçekçi, şuurlu, insani bir tutumla ortaya koyabilirdi. FFakat belli ki işin kolayına kaçmayı, gözya- şı bezlerıyle oynamayı tercih etmiş. başından bir sürü olay geçen Dunya dan çok, Notre Dame'ın Kam- b makyajıyla ortaya — çıkarılan babasiyle meşgul oluyor. Walter Richter korkunç makyajı, tahammül edilmez "mübalâğalı oyunu ile Joseph von Baky'nin- nıyetlerıne uygun ola- ak "Der Postmeister"in — yürekler acısı bir melodram olmasını sağlıyor. "Der Postmeıster koca bir dün- ya savaşının Alman sinemasında bü- yük bir degışıklık meydana — getir- mediğini, savaş sonrası Alman sine- masının da Nazi sinemasından pek farklı olmadığım gösteriyor. — Nazi sinemasında devlet baskısıyla çevri- len suya sabuna dokunmayan müzik- li komediler, beyni uyuşturan me- lodramlar, aradan sanki koca bir devir geçmemiş, yeni bir ülke kurul- mamış gibi hâlâ devam ediyor. Ger- çeğ çevirmiş, günlük hayattan, hadıse erden, meselelerden kaçış bu- günkü Alman sinemasının başlıca vasfı. Bunu Şan sinemasının yakın- da programlarına girecek öbür Al- man filmlerinde de müşahade etmek mümkün olacaktır. Bu uyuşukluğun, sorumsuzluğun, dışında kalmayı be- ceren bir Alman sinemacısı Var: Wolfgang Staudte. Birbirini tutm an iyi ve kötü filmler çevırmesıne ragmen Helmut Kautner de Stau te'nin yanında yer alabilir. Zaten ko— ca Almanya'nın -doğu ve batı da- hil- sınemacılıgından bahsedildiği zaman bu iki isimden başkası hatı- ra gelmemektedir. Alâka çekici Al- man filmi seyretmek istiyenler bu ımzaların eserlerini, meselâ te'nin "Katiller Aramızdadır , Undertan", Kautner'in "In Jenen Ta- gen . Eski Günlerde", "Der Teufels General - Şeytanın Generali" gibi filmlerini beklemek zorundaydılar. "Pro Libertate!" u mevsimin göze çarpmıyan ha- diselerinden biri de "Rakoczi Had- nagya - Macar İhtilâli" adlı bir Ma- car filminin sessiz sedasız Lüks si— nemasında gösterilişi oldu. "Maca İhtilâli" gerçi güzel bir film degıldı ama, uzun bir zamandan sonra Tür- kiyede gösterilen ilk Macar eseri ol- ması bakımından alâka — çekiyordu. Frigyes Ban'ın rejisörlüğünü yaptığı film, 1708 Rakoczi 1syanını anlatı- yor. F. Ban, 1951'de "Bir Toprak Parçası adlı filmle en iyi — eserini verdikten sonra gittikçe yıldızı sönen bir rejisör. 1953'te yaptığı "Macar İhtilâli"., basit romantik hikâyesi, or- ta karar mizanseni, amatörce oyunu, silik ve bulanık renkli fotoğraflarıy- AKİS, 23 KASIM 1957 le başarılı sayılamıyacak bir film. Frigyes Ban, hürriyet, — vatansever- lik, aşk, kahramanlık ve dostluk gi- bi temaları derinleşmeden, oldukça sathi bir şekilde, adeta bir Holly- wood filmi tutumuna uygun olarak işliyor. Fakat Stautde ve Kautner rağmen Joseph von Ba n "Der Postmeister"i bugünkü Alman sine- masının karakterini temsil eden bir ornek olduğu derecede, "Macar İhti- lâli" de bugünkü Macar sinemasını temsil etmekten o kadar uzak. Mil- letlerarası festivallerde Macarların birinci sınıf sinemacılara sahibolduk- ları, değerli f'ılmler çevırdıklerı Or- taya çıktı. Bilhassa "Korhinta" ve "Mr. nni al' adlı eserleriyle Zoltan Fahri, Avrupanın sayılı re- jisörleri arasında sayılmaktadır. yrıca Felix Mariassy, Zoltan Var- konyi ve Karoly Makk da bilhassa SİNEMA uzerınde "Pro Libertate- Önce Hürri- yet" yazılı bir bayrak dalgalanırken bitmektedir. 250 yıl önce Avusturya- lıları memleketlerinden atmağa çalı- şan Macarların hikâyesini anla.tan filmin, 1deolopk sansüre rağmen "Ön- ürriyet" diye bayrak açışı bir cesaret 1ş1d Meksika ihtilali. Rej isör Roberto Gavaldon'un, as- rımızın başındaki sayısız Meksika ıhtılallerınden bır safhayı Ös "La Escondida . Büyük İhtilâl" filmi "Macar İhtilâli" ile kıyaslanınca da- ha çok ihtilal havası taşıyan bir film. İhtilâli bir prensip gayretine yükle- meyip bir halk hareketi olarak ele a- lışı, üstünkörü de olsa ihtilali gerek- tiren bazı sahneler gösterişi "Büyük İhtilâl'i daha canlı ve hareketli bir şekle sokuyor. Ama tek başına ele "Mr. Hannibar'dan bir sahne Asıl temsilciler sineması içinde çok önemli yerlere sahiptir. Bu sanatçılardan birinin eserinin gösterilmesi siz çok daha faydalı olurdu. car İhtilâli" —Avrupa basınının iki yıldan beri çok methetmekte ğu Macar sineması lehine kaydedile- cek bir not degil amafih Macaris- tandaki sansür serbestliği hakkında bir İîkır verebilmektedir. — Bilindiği gibi komünist memleketlerde sinema sıkı bir devlet kontrolu altındadır. Macar sineması Stalin'in ölümüne kadar Sovyet sınemasında da çok "Stalinci" bir tu takınmış, fa- kat 1953'ten sonra daha liberal mev- zulara el atmakta bütün sosyalist si- nemaların önüne geçmiştir. Bu ser- bestik "Macar İhtilâli"nde de gözi çarpıyor. Bütün film boyunca en ha— bir Marxist görüşe rastlanmamak- . Herşey vatanseverlik ve kah- ramanlık üzerine kurulmuştur. Film, alındığında "Büyük İhtilâl" de başa- rılı bir film değil. Melodram unsur- larının pek fazla bastığı bir mevzuu, oldukça karışık bir kuruluşu var. Hikâyenin ağırlık merkezi Ped- rTo Armendariz ile Marda Felix'in aşk macerasıyla ihtilâlin kendisi arasın- yük İhtilâl'in ele aldığı mevzua lâ- yık bir film olmasını önlüyor. Fil- min bir başka alâka çekici tarafı da ünlü fotoğraf direktörü Gabriel Fi- gueroa'nın ilk renkli filmi olması. Si- yah beyaz ustalıgıyla bu- masının temsilcisi sayılabilir. 31

Bu sayıdan diğer sayfalar: