Son Havadis kendi tesislerine kavu- şunca, gazeteyi sabah gazetesi haline getirdi. Cemil Sait Barlasın siyasi fikirle- ri gazetesinin başlığının hemen altın- da yer alan bir dövizle ifade edilebi- lir. Son Havadis başlığının altında şunlar yazılıdır: "Amacımız Sosyal üvenliktir". Partizanlıktan daima uzak kal-. mış ve Avrupalı manasıyla politika- cılık yapmayı kendine şiar edinmiş olan Cemil Sait Barlasın son vazi- fesi Parti Meclisi üyeliğidir. Son se- çimlerde İstanbul ve Gaziantep C. H. P. listelerinden aday gösterilen Barlas. Parti Meclisi çalışmalarında kendine has çıkışları ile daima dik- kati üzerine çekmişti Cemil Sait Barlas sıyası mücade- Barlas, lelerinin bırçogunu kendı partısı için- de yapm C. n devletçilik prensıbıne olan baglılıgı onu partisi- nin en sol kanadına itmiş ve bu yüz- den partisi içinde dahi fikirlerine mu. arız bir grubun teşekkulune yol aç- mıştır. Hattâ C.H. n 1950 seçim- lerinden maglubıyetle çıkması üzerine partisinin artık bir "Sosyalist Parti" ye inkılâp etmesi zaruretini müdafaa etmesi, o yıllarda Cemil Saitin Parti- nin yüksek kademelerindeki — vazife- lerden uzaklaştırılmasına sebep ol- muştur. Cemil Sait Barlasa partisi içinde çok hucum edilmiştir. Politikayı bir takım "Harem oyunları" sanan ra- kipleri onu her fırsatta kötülemişler, bilhassa liderin gözünden düşürmeye çalışmışlardır. Ama Cemil Sait Barlas ne lidere dalkavukluk etmek küçük- lüğünü göstermiş, ne görüşlerinden fedakârlık etmiş ve ne de Partinin AKİS, 23 KASIM 1957 çocuklarından İyi bir baba kapısını vurarak çıkıp gitmiş, "lanet olsun" de 1ştır Parti 1çınde kalmış, mücadel, devam etmiş, Ulusun 1950 —1954 polıtıkasına yani İktidara ve Menderese seviyesizce hücumları» na karsı koymuş, Muhalefet anlayışı- nı Avrupai tarzda tutmuştur. İktidar- la, İktidar arzuladıkça, temasını dai- ma muhafaza etmiştir. Eski günler- den kalma âdetim bozmayarak hâlâ "Adnan" diye hitap ettiği — Adnan Menderesin davetlerine daima gitmiş, onun sofrasında refakatinde bulun- muştur. Ama, e öyle kalmış, fik- Tİ neyse onu muhafaza etmiş, onu yazmıştır. Medeni munasebetlerı me- deni muhalefete aykırı bulmamıştır. Doğru olanın bu olduğunda da zer- rece şüphe yoktur. Nitekim dün ona bu vasıflarından dolayı hücum eden- ler, bugün karşı saflarda, değişik fi- ikisiyle kirlerin şampiyonuyken Cemil Sait Barlas İsmet İnönünün en sevdiği, daha mühimi, karakterine en güven- diği arkadaşları arasındadır. Cemil Sait Barlasın müdafaa et- tiği C. H. P. prensiplerinden biri de laikliktir. Bu yüzden bilhassa seçim bölgelerinde, dini âlet ederek yapı- lan propagandalar, Barlasın şahsını hedef tutarak yapıldığı halde, Barla- sın siyasi istikametinde en ufak bir inhiraf bile müşahede edilmemiştir. Yedi yıldan beri Meclis dışında bulunduğu halde aktif politikada da- ima ön plânda kalmasını bilen Ce- mil Saite hücum etmekten — âdeta zevk duyan iktidar organlarının ni- çin bu yolda hareket ettikleri artık kolayca anlaşılabilir her halde.. Hususi hayatı Paraya pula fazla değer verme- yen, onlara tapmayan Cemil Sa- YURTTA OLUP BİTENLER it, hayatı, ve iyi yaşamayı son deve- ce sever. Uzun yıllar Avrupada kal- manın tesiri ıle yaşayışı Avrupaidir. Uzun kravat taktıgını gören hiç ol- mamıştır. Daima papyon kravat ta- kar. Ağzında ekseriye dolma gibi ka- lın bir yaprak sigarası bulunur. İç- kilerden viski ve rakıyı -kendini bi- len her Antepli gibi- sever. Fakat içki ve tütünü iptilâ haline getirme- miştir. Kâğıt oyunlarından çok hoş- lanır. Anadolu klübünün ve yazları İstanbuldaki Serkldoryanın — hergün görülen ve görülmediği günlerde ara- nan bir müdavimidir. Gece eğlencele- rinden de pek hoşlanır, Ankaranın meşhur Süreyyasında gece yarısından çok sonraki saatlerde Cemil — Sait Barlasa sık sık rastlamak kabildir. unun yanı başında ailesine ve ço- cuklarına da son derece düşkündür. En büyüğünden en küçüğüne doğru çocuklarının adı Fatma, Mehmet ve Selim u haftanın ortasında Türkiyede milyonlarca göz Cemil Sait Barlasa çevrikti ve milyonlarca yürek onun ve Barlasların ıstırabının biran ev- vel son. bulması için dua ediyordu. Allah hiç şüphesiz, bu haklı duaları kabul edecekti. Zaten Cemil Sait Bar. las bir zamanlar en yakın arkadaşı olanlardan bazılarının -meselâ evin- de yatan, evinde kalkan, ayaklarının ucuna basıp utemadıyen boynuna sarılan bazılarının- yaptıkları gıbı şu anda Süreyyada sevdiği viskisini içmiyordu; tahta ranzaların üstünde yatıyordu. Ama uyuyordu. Gözlerim kapar kapamaz uyuyordu. Zira vicdanı ra- hattı ve bu, saadetlerin hakikaten en büyüğüydü. İstanbul Yaya kalan Tatar ağası Bu ayın başında üniversitelerde de öğretime başlanınca İstanbulun imarzede halkı bir ikinci dertle daha kendilerim karşı karşıya buldular: Nakil vasıtaları İstanbulluların ih- tiyacını karşılamaktan çok uzaktı.. Saat 9'da —işinin — başında veya dershanesinde bulunmak zorunda o. lan birçok İstanbullu sabah karanlı- ğında yataktan fırlamak, değil doğ- ru dürüst kahvaltı etmek elini yüzü- nü bile iyice yıkamadan evden dışarı çıkmak, kendisini işinin başına götü- recek bir vasıtanın peşine düşmek zo- runda kalıyordu. Bu vasıta da, ha de. yince bulunamıyordu Emektar tram- vaylar, bir "modern şehir" hayali uğu- runa birçok semtlerde seferden kal- dırılmış, yollardan raylar sökülmüş- tü. Otobüslerin sayısı ise ihtiyacı karşılamaktan İstanbul bir modern şehir olmaktan ne kadar uzaksa o kadar ötedeydi.. Günde yarım' milyon insanın bir semtten diğerine taşınmak mecburi- yetinde bulunduğu İstanbulda trafik 15