—. kuvvetlerine vardım ediyorlardı. Şeh- re giriş ve çıkış yasak edilmişti. Dı- şardan hiç kimaenin Karsaa girmesine müsaade edilmiyordu. Belediye Za- bıta Memurlarının bu tafsilâtı Üze- rine şişman yağ tüccarı ile blrlikm şoför de pek haklı olarak sordu : n?” “— Bu g n Karsa İsmet Paşa ge- liyor Onu karşılıyanlar az olsun di- Fakat bu sefer de yağ tüccarı ye- ni bir terane tutturdu. Yol Üstünde böyle ne kadar bekliyeceklerdi? Her- kezin işi gücü vardı. Yola çıkmış yol- mirdi. a bu yoldan kimse geçci- rilmiyecek denmişti. Onlar da herke- si geri çeviriyorlardı. e geçen haftanın sonunda u larında polisler, jandarmalar ve Belg- diye Zabıta Memurları nöbet bekli- yorlardı. Kars kelimenin tam mâna- sı ile kuş uçmaz, kervan geçmez bir yer olmust Istanbulda bir hayli uzun stiren ve yo eçen muhalefetler arası İşbirhğı toplantılarının son bulmasın- dan sonra C.H.P. Genel Başkanı İs- met İnönü Karada yapılacak olan C.H.P. İl Kongresinde hazır bulun- mak istemişti. Bu, bir nevi seçim kampanyasını açış gezisi, hem de İs- tanbulda Taşlıkda yapılan toplantı- larda alınan işbirliği kararının vatan sathında — yarattığı — aksüllamellerin bizzat genel Başkan tarafından yapı- olacaktı. Ucçak yolculuğu bir hayli yorucu geç- mesine rağmen kısa olması sebebiyle Yeşilköyden uçağa binen C.H.P. Genel Başkanı, uçağın güzergâhında olan Ankara ve Erzuru- ma uğradıktan sonra saat 13.30 da KARSTA İNÖNÜYÜ KARŞILAMAK İSTEYEN HALK COPLARLA DAĞITILDI (Gazetelerden) — Kars Hava Alanına iniyordu. Uçak inişe geçtiği zaman pencerelerden aşağısını seyreden gazeteciler Kars Hava Alanının etrafının çepe çevre polis ve jandarma kordonu altında olduğunu görerek hayret ettiler. İnö- nüyle beraber seyahat eden gazeteci- lerin hayreti biraz da bundan bir kaç ay evvel gene İnönll ile beraber yap- tıkları İzmir seyahati ile, bu seyahat arasındaki farkdan doğuyordu. İz- mirde Kordon Bovuna biriken onbin- lerce kişi. ne polisler tarafından dur- durulmuştu, ne de herhangi bir hâdıse olmuştu. Ama işte daha aradan iki Üç ay geçmeden Karsta, yüzlerce p>- Hs ve jandarma ile karşılanıyorlardı. Uçağın tekerlekleri yere temas ed?r etmez birden alan kenarındaki polis ve Jandarma kordonu bir kâğıt yırtı- lir gibi yırtılıvermişti. Yırtılan kor- donun gediklerinden binlerce kişi a- lana doluyor ve uçağın etrafında hal- kalanıyordu. İnönünün hemen arka- sından uçağın kapısından başlarım uzatan gazeteciler. kordonu yırtan halkın bir an içinde dipçik ve cop yağmuruna tutulduğunu gördüler İnönüyü görmek için uçağa doğru koşan halkın önüne geçemiyen polis- ler. Jjandarmalar ve Belediye Zabı'a Memurları son çareye baş vurmuşlar- dı. Zor kullamvorlardı Ama ne yap- salar. Polis Müdür Muavini Fikret Koçak ne kadar uğraşsa — İnönüyü bağrına basmak isteyen halkın önüna geçilemiyordu. Tam bu curcuna orta- sında patlayan bir silâh. ortalığı büs- bütün allak butllak etmişti. Sonradan anlaşıldı ki bu silâh bir kaza netica- sinde patlamıştır ve boşa gitmiştir. Yalnız Kars şehrinin hudutları değil. Kars C.H.P. İl Binasının da et- rafı çok sıkı bir polis kordonu altın- daydı. Hava alanından hre kadar yer yer havada getirilen İnönünün o- tomobili binaya yanaştıktan Ssonra halk, ısrarlı bir tempoyla Paşayı gör- mek istediğini belirtince, balkona çı- selânılamış ve tek- n sonra hoş Son derece Başkanı o içeri girmişti. geldiniz faslı başlamıştı. neşeli olan C.H.P. Genel YURTTA OLUP BİTENLER gün 10046 kişimn elim sıkarak yeni bir rekor kırmıştı. Ertesi nü mutıt olduğu üzere kapısı bıcı.sı sıkı sıkı kapalı olan bir sinema salonunda, Kars v zahüreat bilhassa âar- tık İktıdnrın degîŞmesı gerektiği nok- tası Üzerinde yotdu? Bir gün sonra da Hirz urum konzresinde hazır bulunan İnönünün ısrarla tekrarladı- &ı cümle “Memleketin kaderinin seç- menin elinde olduğu., cümlesi idı. Bu arada Erzurumda gazetecilerir. yaptığı bır. konuşma esnasında da İnönü, seçimlerin — öne alınacağınt zannettiğini ve iktidara düşen vazi- k kılde tashıh etmek olduğu! yordu k İnönünün mutat iyim- serliğinin bir neticesi idi. Hiür- P. Basübadelmevt Geçen haftanın sonunda Cuma günü boğucu İstanbul sıcağının kesafet peydahladığı bir saatte, uzun boylu, düz sıyah saçlarını arkayı doğru taramış, açık renk elbisesi 110 merdivenleri ağır ağır çıktyor- du. Ev, C.HEP. nin eski Başbakanla- rından Recep Pekerin evi olarak meş- hur idi ama bir hayli zamandır da kapısının Üstünde kırmızı zemin Üüze- rine beyaz harflerle “"Hürriyet Par- tisi İstanbul Vilâyet Merkezi” yazıl- mış kocaman bir lâvha taşıyord. Recep Peker'in evinin merdivenlerini ağır ağır çıkan genç adam bu eve bir basın toplantısı yapmak ten İstanbul Demokrat Parti Vilâ- yet İdare Heyeti eski han Köprülü Toplantının yapıldığı odadaki yeşil çuha örtülü masada gaze ler arasında bir yere oturan müsta- fi D.P. li, daha önceden hazırlandığı anlaşılan yazılı bir kâğıdı beraberin- üzere ge- Başkanı Or- j a