lcra edilmesi büyük zorluklar arze- den “Musa ile Harun” un Zürih tem- sili, Mizansen bakımından kifayetgsiz çalışmalara ihtiyaç göstermiş, sadece koro için 320 prova — gerekmişti. Tenkitçiler, sahneye koyuş bakımın- dan, bilhassa “Altın Buzağı Etrafın- daki Danag” sahnesinin gülünç dere- cede çekingen, mahcup olmasına iti- raz ettiler. Gerçi Schönberg'in libret- tosundaki notlara tamamen uyulsa, bu işret sahnesinin çok mliülstehcen olması gerekirdi: en gzeniş fikirli bir sansür bile bu sahneye müsaade et- mezdi. Fakat imkânlar nisbetinde ha- yal gücünü kullanan bir koregrafın bu sahneyi daha mânalı bir hale ge- tirmesi mümkündü. Schönberg. operasının iki karak- teri arasındaki büyük « farkı, kesin hatlarla belirtmişti. Saf bir düşünürü temsil eden Musa, hiç şarkı söylemi- yor, partisyonda ritm bakımından a- na hatları. iskeleti belirtilmiş bir şe- kilde, yalnız konuşuyordu. Öte yan- dan ket adamı Harun, İtalyan stiline, “bel canto'ya yaklaşan bir ter olarak kulla'nmıstı Koro partile- rinin yazı karakteri de konuşma ile teganni arasında değişiyordu. "Musa tHe Harun”"da Schönberg, hüyük bir samimiyet taşıyan bir musiki yazmış- güc! hönberg'in musikisi- dramatik kudretine niği, kontrapunto hususiyetleri ve biçim hünerlerinin farkına varmıyordu. Musikinin yan- tığı umuml! tesir, “rapsodik” olarak vasıflandırılabilirdi. Schönberg'in bü- yük başarısı da buradaydı. Eser. din- leyiciler bakımından, pek az modern operaya nasip olmuş büyük bir başa- m kazandı. Bu başarı kazanmaya başladığına bir delil sa- yılabilirdi. Avukat Rasim Cenani tarafından hazırlanan * THE TURKISH COMMER- CIAL CODE Englixh Verslon * SATIŞA ÇIKTI * Müracaat: Taksim Sarayı 3;7, | Taksin Tel: 4193X0 ü K İTA P LA R SONU GELMEYEN YOL (H. W. Katz'ın romanı, Çeviren: Burhan Arpad. Varlık Yayınları: 438. Ekin Basımevi İstanbul - 1956, 200 sayfa, 200 kuruş) onu Gelmeyen Yol”, modern Al- man edebiyatının hom(—n en dıkka'te y A n- sonlarında dünya çapında romana ulaşmıq ola'ı Alman Edebiyatı, kısa bir zaman zarfında nazi diktatoryasının kurba- nı olmuş ve pek çok Alman yazarı ya kalemlerini kırıp oturmak zorun- da kalmışlar, ya da vatanlarını terk etmek mecburiyetine — uğramışlardı. İkinci Dünya Harbinin kan ve barut kokuları arasında pek çoğu can ver- miş olan genç Alman yazarları, harp sona erip tün dünya ile a Almanya da sulha kavuştuğu zaman da bir kendilerini toparlaya- mamışlardı ve bu sefer de bölünmüş bir Almanya'da, bölünmüş — içtimal sistemler arasında bocalamağa baş- lamışlardı. Ancak, vatanlarını terk e- dip yabancı memleketlere sığınnış bazı Alman yazarlarıdır ki, eserleri ile, Alman edebiyatımn unutulup git- esine mani olmuşlar ve Alman ede- bıyatınm hiç bir baskı altmda ölmi- yeceğini göstermişlerdi. İş aslen bir Yahııdi olan genç Alman yaıarı Katz bu gün ikiye bölünmüş, türlü zorlııklar içinde çırpınan Al- manyanın yeni yeni parlayan şöhret- lerinden biri olarak Alman edebiya- tına yepyeni blr hava içinde roman- lar verm bu sayede Alman edebiyatı butUn düinyanın dikkatini Üzerine ceknıe tedir. H. Katz, asıl adı “Fischmann'- lar” olnn ve Burhan Arpad taratn- 'dan dilimize “Sonu Gelmeyen Yol” diye çevrilmiş olan romanında Yir- minci Asrın hemen başında Avus- turya - Macaristan lmparatorluğn- şayan bütün Ynhudl ailelerinin müş- terek hayat hikâyeleridir. Kendisi de Yahudi olan Katz, romanına kendi müşahedelerini de kataı ak yüzde yüz eydana getirmiştir. 4 z'ın romanımn orijinal taraflarmdnn biri de Üslu- bundaki m. e şiir havasıdır. Ro- müzik eserini andıran havasına Ba- dık kalmaya çalışmış, yer yer de bunda muvaffak olmuştur. 200 say- bulan kitabı okurken yalnız mevzudan değil, üÜsluptan da doğan akıcılık, okuyucuyu sürükleyip götü- yor. "So Gelmeyen Yol” da anlatı- lan nedir? Bu kitabın ortaya koydu- ğu bir şey var mıdır? Varsa bu or- taya nasıl konmuştur? Bu suallerin cevapları “Sonu Gelmeyen Yol” u kuyanlarca pek kolay vertlebıllr? “Sonu Gplmeven Yol”, herşeyden ev- r romandır ve işin hoş ta- afı, romanm tezi, bütün halinde mü- talâa edildiğinde çok ağır bas' mıştır ki, man bıkkınlık getirmezsiniz. İşte ro- mancının başarısı da burada başla- mauaktadır... Fischmann ailesi dünyada yaşa- yan mılvonlarca Yahudi uıleamden B k muhtemeldir ki *bu aile kitabın yazarı H. W. Katz'ın ailesi- dir. Böyle değilse bile vazar, bu aile- nin, kendi ailesi olduğuna okuyucu- yu inandırabilecek çapta bir roman yamlmışt rinci D(lnva Harblnden önceki Avushırya - Macaristan İmparator- luğunun dogu mnırlarında ufacık bir kasabada yaşayan bu aile de o yıllır- i gibi bir kor- ku ve baskı altında yalnızca hayat- larını idame ettirmeği düşünür ve “pis yahudi” lâfına boynu eğik, göz- lerini yerden kaldırmaz, mütevekkil katlanır. Yahudi her yerde hor gö- rülüp, dövülen, sövtüllen. hattâ Za- man zaman Öldlürülen bir insandır. Bu, yüzlerce, binlerce genedir devam ede giden bir kaderdir. Yahudinin, bu kaderi değiştirmek için en küçük bir şansı bile yok'.ur O dünyanın ne- resine giderse gitsin daima hor gö- rülecek, daima hırpalanacaktıv'. B D ğ tadır ama din ayrılıkları, kaba ve hoyrat idarecilerin iki yüzlü politika- sı, haşin köylüler hayatı Yahudilere zehir etmektedir. Daima kovulan, dö- vülen, sövülen insanların oturduğu Yahudi mahalleuınde yetişen bir ço- cuk elhette korkak, Ürkek ve içtan pazarlıklı olncaktır Elbette ki kendi ıirkından olmiyan diğer — insanlara karşı bir kin besliyecektir. Dünya- da sonu kötüye çıkan her hâdiseni mesulü Yahudilerdir . Ya.hudilerln sırtına çok Yahudi asılır, kesmr Ge hudilere mal edilir. Yahudiler sırtlarında çıkınları, örü tadırlar. Fischmannm'ların oğlu ve m hramanının babası Jossel memleketindeki baskıların - tesi! tında Amerikaya yeni bir memlı aa k- A A Öi İij " Ha a —i