5S .P -O B Futbol Yeni sezon açılırken Uzurı ve gürültülü transfer mev- simi kapandıktan, pekçok futbol- cu yeni formalarını giydikten sonra, meraklıların heyecanla beklediği fut- sezonu açıldı. Türk profesyone) futbolunun bu açılış ile hayatına ek- lediği yeni bir sene acaba nelerle do- lu? Geçen senenin karışık program- ları, bir türlü sona ermeyen ihtilaflı transfer hâdiseleri, çeşitli hücumlar toplayan milli maclan. gürültülu ha- ttâ sa eri nenin dertleri arasındaki mütstesna yerlerini alacaklar mı? Acaba Fener- bahce bir evvelki başarısını gös- j terebilecek, Galatasaray büyük ra- kibini bu defa geride bırakabilecek. tarihin en kötü derecesini alan Be- K şiktas veniden ilk Üç sıraya gire- dialarını hedeflerine ulaştırabilecek- ler, yeni kurulan genç takım ligin- Ö den beklenen neticeler alınabile- İi cek, Ankara ve İzmir profesyonel- leri daha mühim köşeler kapabıle- İ ke sağlam temellere ve nizamnamelere dayanır. ne İtalyadaki kadar “fevka- lâde” lere değer verir, ne Fransa ka- de Almanyadaki gibi mektebini kur- muş olarak vürütiülNir. Gene, ligler alı- ' sılmış heyecanı icinde oynanacak kapılarda bekleyecek, yeni ve ümitli ı sezon da eskileri gibi kapanıp gide- cek. İlerilere benzemek, hattâ onları 4 geride bırakabilmek icin hangi şart- j ların vücut bulması lâzımdır? Acaba yeni sezonu acıp kapayanlar bu nok- tavı hic düşünürler mi? Liğgleri key- | fi hareketlerle idare etmek yerine, B Türk futbolunu “Alaylı” futbolcular- j dan kurtararak bir mektep havasına sokmaya veya türlü münakaşalar cı- İ kardığı bilinen menhus profesyonel- lik nizamnamesi yerine genc, sağlam ve hak'a hak tanıyan bir yenisini koymayı akıllarına getirirter mi? Bel. ki de... Fakat, bilyük kulüplerin sona ermeyen ic kavgaları ve futbolcula- rtr bitmek bi!meyen yemsiz kaprısle- ri her yeni sezonu en asafı idare ma- kanizmasındaki aksaklıklar — kadar tehdit etmekte, Türk futbol severleri- nin “ilerileri geride hrakmak” istek- lefim — boşa mkırtmıktadır Yem' rle b'rhktı ilerisi için ne kâdar çürük temellere dayanmakta- dır. Dünya şampiyonluklarını kovala- yan “ileriler” her yeni sezona dâha büyük ümit daha mütekâmi! şartlarla girerken, Onları yenmek veya geri- de bırakmak arzusuyla kıvranan biz- ler stadsız, hocasız, mektepsiz ve ni- hayet idaresiz olarak yeni bir sezona giriyoruz. Esk erine benzeyen yeni bir sezon. Galaiosaroy Arayan mevlâsını da... alatasaray futbol takımı Rusya seyahatinden dönerken, kafilede bulunan basın mensuplarına gene ka- filede bulunan bir adam “Ben takım- la beraber yurda dönmeyeceğim. Ga- latasarayın antrenör işini yola koy- Sadık Giz “İşt halletmiş!.” mak Üzere İngiltereye gideceğim. Ge- çen yıl memleketimize gelen fakat meçhu! sebepler yüzünden tekrar dö- nen İngiliz George Dick ile anlaşaca- gım” diyordu. Gazeteciler telefonlara yapışmışlar haberi bir nefeste İstan- bula uçurmuşlardı. Doğrusu — haber mühimdi. Galatasarayın reisi — kati konuşmuş, yeni antrerörün lizler başlamtdan takımı çalıştıracağını i- fade etmişti. Aynı gazeteciler “ant- renör aramaktan dönen” başkan Sa- dık Giz'i Yeşt!köy Hava alanında kar- şiladıkları zaman baskan yen:ıden gzranti vermit “İsşi hallettim. Biz- den birşey. kuürtulmaz. Dick AğUus- tos'un ilk haftası geliyor” şeklinde konuşarak merakla heklevenlerin yü- reğine serin sular #erpmişti. Doğrtusu Galatasaraylıların merak etmek hak- larıydı. Eğer antrenör gelmez ise fut- bol takımının hali ne olurdu? Gündüz Kılıç küsmüştü. Antrenörsüz Galata- saray 1liğler sırasında pusulaqız b'lr gemiye benzeyecekti. Fakat baskan Sadık Giz iş! halletmıştı de rahat bir nefes almak kabil olmuştu. Eh, artık “birazcık” beklemek gere- kiyordu, Artık İngilizin ehliyeti. bil- gisi konuşulan meseleler değildi. Ne olursa olsun-herkes “Ah bir gelse” diye ic cekiyordu. Ağustosun ilk haf- tası gelip catın"a, basın mensupları kadar Galataszaray taraftarları — da kulaklarını Yeş 4 4 olmuşlardı. Öyle ya, reig garanti vermişti ve Dick bugün yarın gele- cekti. Sıkıntı dolu bir kaç gün geç- tikten sonra her sabah hevecanla ga- zetelere hücum ederek Dick'ten bir haber almağa calısşanlar bir defasın- da karsılarında Dick verine “garanti veren” i buldular. Reis “Dick işlerini bitirememis Ağustosun ikinci haftası yüzde yüz burada..” diyordu. Oh... Allah reisden razı olsund ç mazsa kulakları Yesîlkövden ayırmış Ağustosun ikinci haftası icin “yüzde yüz” garanti vermişti. Biraz dana sıkılmak lâzımdı. Günler çabuk ge- ciyor, ikinci haftayı ücçüncüsü onu saray'lı taraftarlar saskın. Üüzgün hattâ çaresizdiler. Yeşilköy'e — inen hikrbir tavyare bavulunun — Üzerinde tonlantı yapıyor, kararlar alınıyor, fikirler söyleniyor, bazan kahkahalar, bazan somurtmalar oluyor fakat Ga- latasarav futbol takımını yeni sezon- da calıstıracak antrsnör — gelmiyor, gelmiyordu. Durtim #on derece tehli- keliydi. İdare heyeti George Dick'in Kasım'a kadar gelemiyeceğini ta- raftarlara bildirmek zorunda kalmış- tı. Şimdi ne olacaktı? Ligler başla- mak üzereydi. İdmansız Galatasaray Ankarada berbat maclar oynuyor ve Zzor elde ettiği iki beraberlikle İstan- bula dönüyordu. Artık gazeteler de hicbir Galatasaraylı ne Dick ne de garanti veren bir reisin adını ara- | mıyordu. Ligin ikinci haftası Fener- J maçı vardı. Bütün gücüy- le hazırlanan ezeli bir rakip keskin bir kılıc gibi baş Üstünde parlıyor- du. Galatasarayın son durumu kar- şısında “Kılıc” yalnız Fenerbahçe değildi. Takım böyle bir vaziyette lige gireceğine göre daha baska “Kı- lic” ların da tehlikeli bir sekilde par- laması işten bi!e değildi. Bu kılıcların Galatasarav'ı “yüzde yüz"” kesecekle- ri söylenemezdi. Fakat her — halde “vüzde vüz” kesecekleri yerin buli- nacağı bir hakikattı. Fenerbahça Sihirli yüzükler , Hn.fta içerisinde — Fenerbahçe Yoğurtçu'dakı — kulüp