Makyaj yapan kadın Pudraya boykot!.. ile boyanmış, pek az rimel kullanıl- mıştı. Dudaklar birkaç renk birbiri- ne karıştırılarak fırça ile boyanmış, fakat hudut, daha evvel, kalemle çi- zilmişti. Pudra yalnız burunda ya- kilde, gözlerle dudakların parlaklı- ğına zarar vermiyecek Şşekilde kul- lanılmıştı. Yirmidört saat — zarfında ıslansa bile, çıkmıyan Bü allık sıcak günlerde yüze serinlik te veriyordu. Feriha Muller gencç kızın haşını çözdü; çenesinden hafifce tutarak kaldırdı. Esin bir an merakla kendi kendisine baktı ve sonra aynada, hayata gülümsedi. Makyaj düşmanmı Vendnme Güzellik enstitlisünün sa- hibi olan Feriha Muller aslen Ma- cardı. Fakat çok seneler evvel Tür- kiyeye gelerek yerlesmisti. Tak:.m- de bir kültür mllessesesi olan M C.'de genç kızlara makyaj ve moda dersleri veriyordu. Fakat bu makyaj mütehassısı icin âdeta “makyaj diüş- manı” sıfatını kullanmak miümkün- dü. Feriha Muller icin güzelliğin e- sası hersevden evvel cilt güzelliği idi. Cdt güzellifği ise herşeyden — evvel “temizlik”ti. Makvaj ancak mevcut olan bir güzelliği meydana cçıkarmak içıin yapılmalıydı. Yoksa — gizlemek, çirkin ve pis olanı örtmek gayesi ile yapılan makyaj tamamiyle faydasız ve hatta zararlıydı. Cünkü mesamatı tıkıyarak, cildin günden giüne daha se değil, s zelliğe dayanıyordu. Güzel kadın, ay- 26 B uginkü Türk kadınını nasıl ta- nırsınız? Hoş, Türk kadını de- yince köylüsü ayrı aklımıza yelir, kasabalısı ayrı, şehirlisi ayrı.. Hat- ta kücük şehir, büyük şehir diye de ayırmak 1İlâzımdır. Ama ben. ne- rede oturursa — otursun bügünkü medeni hayat görüşünlü — henimsi- yen Türk kadınından. iİnkılâpları- mizin yurattığı Türk — kadınından setmek istiyorum. Bu kadını Nasıl tanırsınız? — Hürriyetine ve medeni — haklarına — kavuştuktan sonra yani Cumhuriyetten bu ya- na bu kadın ne yapmıştır? Tahsil kapılnrıııı açık bulunca — okumuş sahalarda en yüksek mevkilere ulaşmış. en az erkekler kadar kabiliyetli olduğunu İspat etmiştir ama buna rtağmen bugiün- kil Türk kadınının dımk'lnden da- e * iddia edemez. Enstitülere drvıım ederek ev kadınlığını ince bir sea- nat haline getiren kadınlarımızı bırakın bugün okumuş okuüumamış V adınının ev kadınlığını gellşl güzel değil bilgiye, ilme da arak vapmaya calıştığı bir ha- klka"lr Bugün sıhhi yemek, vita- min hesabı mutfağımıza; tıp. psi- koloji, müzik ve spor çocuk yetiş- tirdiğimiz odulara kadar girmlş- tir. Netice gittikçe güzelleşen bir nesile sahip oluşumuzdur. Bunu kim lııkâr edebilir? “Haşhaş” ile çocuk susturma devri çoktan geç- miştir. Bugünkü Türk kadınının varzifesi yalnızca çocuk biğjyütmek değil. ivi Çocuk yetiştirmektir. FBunun bir neticesi ise diinya ça- pında alâka uyandıran harika co- cuklarımızdır. Bugünkü Türk ka- ni dışarda ve İicerde çalışır, didinir. evdeki hesabı çarşıya uv- durmaya bakar, tatil günlerini *patronla dikiş dikmeye, çocukla- rını ders cal ştirimava — hasreder. Cönkü Türk kadını hayat arkada- şı icin hakiki bir arkadas olmak, onunla hayatın bütün zevklerini ve bütüdn mesuüliyetlerini pavlas- mak nivetindedir. Bu kadın kafe- sin arkasından. günesşli hür dhn- yaya çıkarken. çarşafını yırtıp a meden, dislerini göstererek glilebilen kadındı. Güzel bır cilde sahıp olabıl- mek yalnızca Allah vergisi değil- di, kullar da bu hususta bazı şeylere muüktedirdiler. Bir genc kız veyahut bir kadın, herşeyden evvel kendi cil- dini tanımakla işe başlamalıydı. Ciün- kit yüz üzerinde yapılan herşey bile- rek yapılmalıydı. Bilgisiz cilt bakımı Ve bilgisiz makyaj. neticede bır kadı- nı çirkinleştirirdi. Dört tip cilt mev- cuttu: Normal cılt yağlı cilt, kuru cüt PROTESTO Jale CANDAN tarken bir “arzu hiblosu" olmak- ahlâk kaidesine sahiptir. Ben bu- | günkü Türk kadınını böyle tanıyo- * rum. Ona şehirlerimizde her adım başı rastlıyorum. Onu Anadolunun W en kuytu köşelerinde de buldum. | Türk kadınlığı deyince aklıma ge- | len odür 1 l * Aına içimizde böyle düşünme- nler de var. Bir müddet evvel Vllllhet gazetesinde “Zavallı Türk Kudııılığı" başlığı ile çıkan yazı Türk kadını tarafından prote—ıto edilmelldlr Sayın Ulu- 1 bu yazısını “Zavallı Türk Ka- dınlığı Ne hale zeldln"' cümlesi Ne bitirmiş. Hüâdise sudur: İzmir- | de beş kız, yüzerek, bir Amerikan | gemisini gezmeğe gitmişler ve tayfaların münasebetsiz hareket- lerine maruz kalarak imdat iste- mişler!. Yazar bunu, Adeta buğ kü Türk Kadınım lekeliyecek bir neticeye bağlamış.. Sanki bu bes kadın Türk kadınlığını temsil hak- kına sahiptir! İşte bence protesto edilercrek nokta buduüur. Yarzarla a- ramızdak| ikinci anlaşınazlık, zan- nedersem, daha ziymdle bir dilşiin- ce farkından ileri gelmektedir. Ya- zar. medeniyetin cinsi #arzuyu ter- biye edebilesveğine inanmıyor gibi aksin; söylemiş ve ispat etmiştir. Kadın vücuduna istediği gibi ve istediği derw-e_w- kadar tasarruf neye e hacet? Övle bir devir olmustur ki, bu memlekette carsaflı kadm- lar, “elmdik taarruzu”na mar kalmadan köprüyü zor zprehılmlı- lerdir. Halbuki bugün plâjlarda mayolu aile kadınları rahat rahat güneslenmiektedirler. Medeniystin münevver Türk kadınına ve mil- nevver Türk erkeğine #etirdiği en | güzel hediyelerden birisi de işte | budur.. j ve kısmen yağlı, kismen kürü olarn cilt. İşte her kadın önce kendi cildinin hangi gruba girdiğim — bilmeli ona göre hareket etmeliydi. Esas. akşam- ları yatarken, cildin iyice temizlen-. mesi ve gece mesamatın rahat rahat nefes almasıydı. Runun icin bir defa mütehassısa danışmak ve onun tav- siyelerini yerine getirmek kaâafiydi. Çünkü her c'ıldin kendi hususıyetle'ı' ne gore bulunduğu memleketin ıkl. mine göre temizlenmesi ve bekıl ı AKİS, 81 AĞUSTOS 1957