DUÜNYADA OLUP BİTENLER memlekete bol miktarda silâh ver- mişti. Ama talep bizzat Lübnan Hü- kümetinden — gelmişti. Eisenhower Doktrini ancak davet Üzerine işleye- bilirdi. Yarın, Mmeselâ JIrakda karı- başlarsa ve min için elinden geleni — yapacaktı. Gel gelelim Suriyede durum farklı i- di. Suriye hükümeti Amerikadan yar- dim talep etmiyordu. Davet edilme- den Amerika nasıl bu memleketin iç işlerine müdahele edebilirdi? Şamda Batıya taraftar bir hükümet iş ba- şındea - olsa ve Ruğ taraftarları karışıklık çıkarsaydı müdahele müm- kündü, Fakat durum tamamiyle ak- sineydi. Suriye Sam Amcadan yar- diım istemek şöyle dursun, Ameri- kan Sefaret mensuplarını kovuyor, Yardımı Ruslardan bekliyordu. oO halde ne yapmalıydı? Bir çok Ameri- kalı Suriyeye acı bir ders verme Za- manının çoktan geldiğini ditşüniyor- du. Hukuki mülahazaları bir kena- ra koyup, Sam Amca Orta - Doğunun bu asi çoacuğuna haddinıi birdirmeliy- di. Ruslar kıpırdamağa cesaret ede- miyeceklerdi. Onlar da boylarının öl- çüsünü alacaklardı. Bazı daha siyas! Amerikalılar, bu işin pek âlâ Suriyenin komşuları ta- rafından yapılabileceğini ileri sÜrü- yorlardı. Türk Ordusu için, 40.000 ki- şilik bir Suriye Ordusu çok ufacık bir lokma idi. Türkiye iki saat içinde asayişi temin edebilirdi. Amerika ba- sınında Türkiyetin güney hududunda bir komünist memlekete tahamimül edemiyeceğini açıklayan yazıların baş göstermesi son derece manidar- Fakat muhtelif mahfillerden ge- len bu tazyiklere rağmen, Amerika- nın bir maceradan çekinmesi muhte- meldi. Suriyenin iktisadi ablukası daha kuvvetlendirilebilirdi. Komşu memleketler siyasi tazyiklerini da- ha artırabilirlerdi. Mısır ve Suudi A- rabistana bitaraflığın nereye götür- düğünü göstermek için Suriyenin du- rumu iyi bir misaldi. Beklemek herhalde daha akıllıca bir siyasetti. Fakat Eisenhower Dokt- rininin “yarı muvaffakiyetinden” si- nirlenen Amerikalıların daha cüret- kârane metodlara baş vurması da imkânsız değildi. Bunu İstanbuldaki görüşmeler tâyin edecekti. Uzak Doğu Geç gelen akıl ( ;eçen haftanın sonlarında, Ame- rikanın Hariciye Vekil yardımcı- lJarından Loy Henderson un Orta Do- bir Hariciye Vekil yardımcısı, ristian Herter ile Başkan Bisenho- wer'in şahsi temsilcisi James Ric- hards da Uzak Doğu'ya yollanıyor- lardı. Washington'dan gelen haber- lerde belirtildiğine göre, bir ay sü- AKİS, 81 AĞUSTOS 1957 Christian Herter Uzak Doğu yolcusu recek bu seyahatları sırasında Her- ter ile Richards htir Asya memleket- leri devlet adamlarıyla temas ede- cekler, Saigon, Rangon, Bankonz, Hongkong, Okinava, Seul ve Tokyo'ya uğrayacakları gibi 31 Ağustos tari- hinde Kuala Lumpur'da cereyan ede- cek olan Malezya Federasyonu bağım- sızlık merasiminde hazır bulunacak- lardı. Amerikan Hariciye Vekil — Yar- James Richards Asri Marko Polo dımcısı ile Başkan Fisenhower'in şah- si temsilcisinin seyahatlerinin tesa- düfi olmadığı muhakkaktı. İlk bakiış- ta Amerikan devlet adamlarının Ma- lezya Federasyonunun merasiminden faydalanarak bir gezi- ye çıktıkları düşünülebilirdi âama bu düşünce de hakikatlere uygun dlyş- i. Bu seyahat, ilhamını, daha ziyade son günlerde Uzak Doğu'da ce- reyan eden bazı hâdiselerden alıyor- du. Bu hâdiselerin başında Sovyet Rusya'nın Uzak Doğu'ya sızmak yo- lunda sarfettiği gayretler gelmektey- di. Filhakika, Uzak Doğu memleket- leri - Japonya istisna edilirse- ik- tisaden geri kalmış memleketlerin ti- pik numuneleriydi ve bu memleket- ler, kendilerine askeri paktlar kurdu- rup askeri yardım yapacak devlet- lerden ziyade iktisadi yardım yapa- cak devletler arıyorlardı. Şimdiye kadar hiç kimseye iktisadt yardım yaptığı görülmüş olmamakla berabher Sovyet Rusya bu memleketlere bol keseden ekmek vaadeden devletlerin başında geliyor, dış yardım meselesine, de durmadan iç güçlüklerle karşıla- şan Amerika da Uzak Doğu'daki yeri- ni gün geçtikçe bu kuru vaitlere ter- ketmek zorunda kalıyordu. Cava'da yapılan son seçimler ve Endonezya'nın durumu bu hakikati bütün açıklığıyla ortaya koymuştu. Amerika kesenıin ağzını açıp da Sovyetlerin kuru vaitle- Ti yerine elle tutulur yardımlar yap- madıkça, Uzak oğu'nun sempati- leri yağmasa da gürleyen Ruslardan yana kaymakta devam edecekti. A- merika bunu hergün biraz daha ıyi anlamaya başlamıştı âma anlayana kadar da Asya devletlerinin bilyük bir kısmı Batı safından ayrılmış, şim- elindeki son kozları da kaybetimemek icin büyük bir mücadeleye atılmaya kararlı görünüyordu. Eisenhower'in Kongrede dış yardım konusunda ver- diği büyük meydan muharebeleri ve Richards ile Herter'in — seyahatları, bu mücadelenin ilk mübeğşirleri sa- yılabilirdi. Nitekim Richards ve Herter'in Uzak Doğuya ynptıkları bu ziyaretin daha ilk merhalesi bile hiç olmazsa nisbi bir şekilde semerelerini verm2- ğe başlamıştı. Uzak Doğudaki pek çok'Amerika taraftarı devlet adamı Rusların propagandasına — inanmış bazı müfritlere karşı kuvvetli bir koz ele geçirmişlerdi. Herter ve Rıec- hards'ın Uzak Doğudaki seyahatleri devam ederken Başkan Eisenhöwer de Amerikada baoş durmuyor ve Dış- işleri Komisyonuna dış yardımtarda yapılacak — kısıntıların dünya - için bir felâket olacağını ve pek çok bölgede şimdiye kadar kazanıl- mış olan Amerikan preastijinin de sarsılacağını anlatmağa — çalışıyor- du. “ Un