20 Nisan 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 7

20 Nisan 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

RADYO DÂVAMIZ 954 seçimlerinden sonra, Millet" vekilleri Seçimi Kanununda bir- çok değişiklikler yapıldı. D. P. si cülerine bakılırsa, bunlar sadece se- çimin "kırtasi" li ve seçim serbestliğine etmeyen değişikliklerdir. Hakikatte, 1954 seçımlerınden sonra çıkarılan bu kanun, ma liste" yasağı ile seçme serbestlıgım zedelemiştir; adaylık hakkındaki hükümleriyle seçilme — serbestliğini kısmıştır. En mühimi, seçim devresi içinde. Devlet Radyosundan Muha- lefet partilerinin faydalanması ta- mamiyle men edilerek, "seçimlerde propaganda eşitliği" ortadan kaldı- rılmıştır. Gerçi bu kanun B.M.M. de müza- kere edilirken Başbakan şu sözleri söylemişti: "Yeni mevzuata göre, radyoda D.P. de konuşmıyacak, baş- ka partiler de, C.H.P. de konuşma- yacaktır..." Fakat kanunun 46 ncı maddesine verilmiş olan yem şekle göre, hükümet faaliyetlerini izah et- mek propaganda sayılmıyacaktır "Devlet ve hükümet işlerinde vazi- fe alanların bu işler etrafında ya- pacakları konuşmalarla, alâkalı da- ire ve müesseselerin kendi faaliyet- lerini gösterir şekilde yayınlayacak- ları her türlü matbua seçim propa- gandası mahiyetinde sayılmaz". Bu maddeye dayanılarak hükü- met lehındekı radyo konuşmalarına ve Devlet daireleri vasıtasıyla ya- pılacak her türlü Propagandaya -hatta seçimden önceki üç günlük propaganda yasağı devresinde bile- serbestçe devam etmek kabil ola- çaktır! eçim zamanları dışında da, Dev- let Radyosunun nasıl tek taraflı kullanıldığı malümdur. muameleleri ile ilgi- asla tesir Radyo Ga- zetesi, Haber bültenleri, Köylü Sa- ati, Meclıs Saati ve başka yayınla- İktidar lehinde yapmaktadır. rı ile radyolarımız, devamlı propaganda 'Son bütçe müzakereleri sırasında, Maliye Bakam Hasan Polatkanın nutku radyo ile halka duyuruldu. Fakat "hakem" mevkiinde olan halka, Muhalefetin Bütçe tenkidini radyodan dinlemek imkânı verilme- di.. Maliye Bakanının nutku biter bitmez, Meclis kürsüsüne yerleşti- rilmiş olan tesisatın sökülmesi, yal- nız demokrasiye ve eşitliğe aykırı tek taraflı bir muamele olmakla kalmıyordu. Başbakanın, hiç bir te- vil götürmeyen çok sarih bir vaadi- nin da unutulduğunu gösteriyordu- "Muhalefetin bütçe tenkidi Meclis- ten radyo ile yayınlanmadığı halde Maliye Bakanının bütçe nutkunu mak demokratik bir hareket de- gıldır yolundaki tenkidlere ceva- ben, Menderes, iki yıl önce, bu halin bir daha tekrarlanmıyacağını Mec- lis kürsüsünde açıkça taahhüt et- mişti. AKİS, 20 NİSAN 1957 P. nin muhalefette bulunduğu yıllarda —savunduğu - fikirlerle bugünkü tutumu arasında görülen uçurum daha da ibret vericidir. Bu parti muhalefette iken, siyasi parti- lerin yalnız seçim zamanında rad- yodan faydalanmasını asla kâfi görmüyordu. Seçim zamanı dışında da, Devlet Radyolarından, bütün si- yasi partiler faydalanmalıydı. 1949 P., yaptığı bir kanun teklifiy- le, siyasi partiler için haftada iki sa- at ücretsiz radyo neşriyatı talep e- diyordu. C.H.P. iktidarı, bu kadarını faz- la bulmakla beraber. Basın Yayın ve Turizm Genel Müdürlüğü kanu- nu ile, seçimler sırasında Muhalefe- tin radyodan faydalanması imkân- larını sağladı. 1950 seçimlerinden önce kabul edilen Milletvekilleri Se- çimi Kanunu'nun 45-48 inci madde- leri ile bu hak daha da genişletildi. Siyasi partiler adına yapılacak ko- nuşma metinlerinin daha önce Ge- nel Müdürlüğe verilmesi veya Sav cılık tarafından tetkiki gibi usuller kaldırıldı. D.P. ve Millet Partisi, 1950 se- çimlerinden önce, Devlet Radyosun- da, o zamanın iktidarına ve hatta Devlet Başkanının şahsına karşı en sert tenkidleri Tradyoda serbestçe yapabilmişlerdir. Kanunla muhale- fet partilerine ayrılan konuşma sa- atları dışında da, Devlet Radyosu bu sıfatına lâyık ;bir zihniyetle ida- re edilmeye başlanmıştı. 1950 se- çimleri yaklaşırken, öğle gazetesini ve haber bültenlerini dinleyen Türk seçmenleri, iktidar ileri gelenlerinin seyahatleri ve nutukları ile birlikte, D Başkanı Celâl Bayarın ve öte- ki muhalif liderlerin faaliyet ve nu- tuklarını da takip edebiliyorlardı. D . Bütün bunlar, o zamanki D.P. göre, kâfi değ ildi. Muhalefette bu— lunduğu sırada D.P. nin savunduğu görüş şuydu: "Memleket her gün dahili, harici birçok hayati mesele- lerle karşı karşıya gelmektedir. Si- yasi partilerin bu meseleler hakkın- da görüşlerini millete bildirmelerin- den memleket hesabına büyü dalar elde edileceğinden asla şüphe edilemez". (T.B.M.M. Tutanak Der- gisi, Dönem 8, toplantı 3, cilt 19, S. 654). C.H.P. nin 1949 da attığı ileri adım bile, D.P. liderlerinden Koraltan'a göre, "antidemokratik" idi. Muhalefet partilerine bu kadar az zaman ayırmak "Anayasayı ih- lal etmek"ti; "samimiyetsizlik"ti. (Bk: Koraltan - Erim munakaşası .B.M.M. Tutanak Dergisi,, Döne 8, Toplantı 3, Cılt 19, 24 Mayıs 1940 S 654). Şimdi D.P. iktidardadır. Radyo meselesinde nasıl bir yol tutmuştur ? Muhalefeti haftada 2 saat radyo- da konuşturuyor mu? Haber yayın- larında, Radyo Gazetesinde Meclis Saatında tarafsız bir Devlet Rad- yosu gibi bütün partilere eşıt mua- mele mi yapılıyor? Bunların yapıl— ması şoyle dursun, C.H.P. yadigâ- rı Seçim Kanunu ndakı propaganda hakkı bile ortadan kaldırılmış ve 1946'daki radyo rejimine dönülmüş- tür!. B aşbakan Menderes, Muhalefet sözcüsü Menderesten farklı düşü- nüyor. Artık radyoda — Muhalefete konuşma hakkı tanımakla demok- ratik rejim arasındaki münasebete ehemmiyet vermiyor. Sanki radyo icat edilmeden önce Ingılterede de- mokrasi yok mu idi?.. İşte 1954'de- ki geri adımı savunurken Mendere- sin kullandığı delil: "Onlara göre, eğer radyodan istifadeden mahrum edilecek olurlarsa, Hüda nekerde, ne olurmuş? Memleket zulmete gi— rermiş. Demek ki, radyonun mev- cudiyetinden evvel, Amerikada, ne de İngilterede seçim ve propaganda yoktu. İşler milletçe malüm olunu- yordu. Kendi faraziyelerine göre, radyonun icadından evvel yapılan seçimler hakkında, butlan sebeble- riyle malüldürler demek lâzım ge- liyor". (T.B.M.M. Zabıt Ceridesi, X, Fevkalâde içtima, CCl, e. 319). Sayın Başbakanın bu parlak delilin- de bir nokta unutulmaktadır: Bu- gün artık Türkiyede 1 milyona ya- kın radyo alıcı cihazı vardır. Gaze- tenin ulaşamadığı köye radyo gir- miştir. Pil sıkıntısının kullanılmaz hale getirdiği' cihazlara rağmen radyo bugün en kuvvetli siyasi pro— paganda Vasıtasıdır Şu halde, Türk demokrasisini hiç — değilse — 1950 şartlarına kavuşturacak tadiller ya- pılmadan seçime - gidilirse, bu seçi- min tam manasıyla serbest ve eşit şartlar altında cereyan etmiş sayı- lamıyacağı meydandadır. Bugün durum çok daha ağırdır. Millet, radyo bahsinde, D.P. den şu- nu bekliyor: Muhalefette ve iktidar- da yaptığı sarih taahhütleri hatır- lamak ve samimiyetle kendi pren- siplerine dönmek.

Bu sayıdan diğer sayfalar: