KADIN Ucuza çıkan şapka ve eldivenler şıklık Bütçeyi elbise, muhtelif Aaksesuarlarla ga- yet değişik durabilir ve buna göre birçok giyim yeri kazanabilirdi. Ak- sesuarların evde kalmış parçalar ve biraz emek, biraz da muhayyele ile çok ucuza mal edilmesi mümkündü. Zaten giyimin en zevkli tarafı ucu- za maletmek, yoktan var etmekti ve kadının en makbul meziyetlerin- den birisi de şüphesiz bütçesini sars- madan şık olabilmesi, cazibesini, ka- dınlığını muhafaza etmesiydi, çok iyi dikiş bilmeyen bir kadın bile bi- raz gayretle ufak tefek giyim eşya- ları hâzırlıyabilir, hele biraz buluş sahibi ise çok şık aksesuarlar yapa- bilirdi. Gece çantaları Gece çantaları başlıca iki tipti: Torba çantalar ve portföy çan- talar.. Bu çantaları sireden, taftadan, kadifeden veya bu kumaşlarla duble edilmiş tulden veya dantelden yap- mak mümkündü. Böyle hazırlanmış şık bir gece çantasını bir kadın ha- zır almak istediği zaman bir hayli para sarfetmek — mecburiyetindeydi. Halbuki aynı çantayı evde kalmış parçalarla hazırlamak mümkündü. Bu takdirde fermuar taktırılmak ü- zere çantacıya verilse de dörtte bir, belki de beşte bir fiatına mal olurdu. En ince işli gece çantalarını bile boş saatlerde, zevk duyarak işlemek mümkündü. E Şen Kiline, bu son sözlerini hemen 1spat etti. Yan nda getirdiği beyaz üzerine ince beyaz ipekli ile gayrımuntazam kavisli hatlar yaptı ve kumaşa dikerek tos bit ettiği bu kavislerin boşluklarını, yarım saat içinde, silme boncuk ve 26 sarsmayan pulla doldurdu. Bu iş hem ağır du- ruyordu, hem de çabuk ürüyordu. Bu şekilde torba biçimi bir gece çanta- sı yapmak isteyen kimse, beyzi ola- rak iki yana doğru uzamış bir daire şeklinde keseceği kumaşı bu işle dol- duracak ve kemerlerden birer buçuk santim dikiş payı bıraktıktan sonra fermuarı takmak — üzere çantacıya verecekti. Yaz için aynı torba çanta- yı gipur dantelden veya çok işli oir fistodan yapmak mümkündü. İsten- diği takdirde gipurun ve fistonun çi- çekleri inci veya putta da süslenebi- lir ve bir saat içinde gayet ağır bit gece çantası elde edilirdi. Portföy çantaların yalnızca ka- paklarım işlemek kâfi idi ve son se- nelerin cereyanı buydu Kemerler ksesuara uygun kemerler muhak- kak ki elbiselere çok şıklık verir- di,. Kemerlerin içine arzu edilen sert- lıgı vermek için muslini Iıslak bezle ve çok kızgın ütü ile dört kat ola- rak ütülemek Jlâzımdı, böylece bu hatlar birbirine yapışırdı, kırışma- nın önüne geçmek için de, kemeri küçük balinalarla ayakta tutmak lâ- zımdı. Böylece hazırlanan astarı is- tenilen kumaşla kaplamak gayet ko- lay olurdu. Kamaş şapkalar Şen Kılınç şapkanın ehemmıyctını belirttikten sonra, gece için şap- kanın ancak bir tül bır tüy gibi süs- ten ibaret bir şey olabılecegını sÖy- ledi. Yalnız bu sene kumaş şapkalar çok moda idi ve elbiselerden artan parçalarla, kemere veya çantaya eş bir kumaşla insan fevkalâde şık gündüz ve akşam şapkaları hazırlı- yabilirdi. Bunlardan en kolaylarını Şen Kılınç, bir kaç dakika içinde an- latı vermişti. Vakıa yanında şapka kalıbı yoktu ama, —mutfaktaki bakır taslar, tavalar bu senenin modasını mükemmel surette temsil edebilecek şapka kalıplarıydı ve Nevvare Koru- run mutfağından getirdiği bir küçük bakır tencere bu işi mükemmelen görmüştü. Ufak tefek hileler Muslını Ütülemek, üzerine kumaş; geçırmek ve bütün bunları ya- pabilmek için teknik malümat sahi- bi olmak iyiydi. Ama şıklıgın ufak te- fek kurnazlıkları, — hileleri de vardı ve bunları bir kadının bilmesi çok faydalıydı. Meselâ Butçeye Uygun Giyim Kolunun bir üyesi geçen sene çok ucuza satın altığı bir koyu renk ufak fötr şapkayı puanlı tafta ile kaplamış ve yarım saat içinde çok şık bir şapka sahibi olmuştu; aynı puanlı taftadan eldivenler de yapın- ca doğrusu şıklığına diyecek kalma- mıştı. Başka bir üye, baloya giderken, tualetine uygun bir gece Ayakkabısı olmadığım düşünmüş ve artık giy- medıgı beyaz bir yazlık — ayakkabıyı "arjante lame boyası ile" yani soba borularının boyandığı — yaldızla bo- yamıştı. İlk giyişte — yaldız hafifçe dökülmüştü. Fakat ikinci bir boya- dan sonra adeta sabitleşmişti. Mese- le ayakkabının beyaz olması, giyil- meden bir kaç gün evvel boyanarak iyice kuruması ve yaldızın bezir ile karıştırılarak mayi haline getirilme- siydi. Bir başka üye daha da cesaretli davranmıştı.. Bir kokteyl kıyafetıne ihtiyacı - olduğunu gorunce Çıkrıkçılar Yokuşuna beyaz simle işli, rap rengi köylü şalvarlığı kumaşın- dan 12 metre almıştı. Bununla ken- disine şalvar bıçımı - fakat modern şalvar biçimi-, içine doğru dönen çok zengin etekli, açık bedenli şık bir elbise yapmıştı. Maliyet fiatı kırk liraydı. İşin hoş tarafı birçok arkadaşları bu kumaşı brokar zan- netmişlerdi. Daha ne sırlar vardı, ne sırlar! A- ma kimse bunları gizleyemiyor, bi- lâkis iftiharla ve Öğretmek zevki ile anlatıyordu. Bütçeye Uygun Giyim Kolunun öğrettiği en güzel şey de zaten bu değil miydi? — Hanımların iki dirhem bir çekirdek süzülüp kol- tuklara kuruldukları ve birbirleriyle yarışa çıkmış gibi, malları ile övün- dükleri devirler geçmek üzereydi. Bu tip ziyaretler artık Ankarada de- mode olmaya başlamıştı. Bunların yerini artık öğretici vasıflar taşıyan entelektüel toplantılar alacaktı. Bu toplantılarda nazarı dikkati celbeden birşey de birbirleriyle yeni — tanışan kimselerin dahi çok gösterişsiz, sa- mimi davranışlarıydı. AKİS, 20 NİSAN 1957